https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

ENDÜSTRİYEL GARABET

Okunması Gerekenler

DeMarcus Cousins – Warriors işbirliğinin yarattığı ‘skandal’ın ardından, bugün NBA yeni bir sansasyonla sarsıldı: Kawhi Leonard’ı almak isteyen takımlardan Toronto Raptors, bu amaç uğruna, yakın zamanda Vince Carter’ı da pek çok konuda geçerek franchise’ın hemen her açıdan temel taşı, simgesi, sembolü ve bayraktarı olan yıldızı DeMar DeRozan’ı gözden çıkardı ve takas gerçekleşti. DeRozan’ın sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı “Bu sektörde her şey yalan. Sadakat yok, vefa yok. İş uğruna seni bir çırpıda harcalar, yok sayarlar” minvalindeki açıklama da, bize endüstrileşmiş bir spor dalının nasıl bir garabet içerisinde olduğunu bir kez daha özetledi…
Tabi kısa kısa inceleyerek, bu durumu gayet güzel netleştirebiliriz. Nitekim DeRozan vakası, bu ligin gördüğü ne ilk, ne de son ‘vefasızlık’ örneğidir. Ama emin olun ki, en ilginçlerinden biridir…

 

1) Daha önce böylesi büyük çaplı bir vefasızlık örneğine Danny Ainge imza atmış ve Boston’ın sembol isimlerinden Kendrick Perkins ile Paul Pierce’ın yanı sıra, en kritik zirve dönemlerinde, sırf istikbaldeki draft hakları uğruna Kevin Garnett’i de hem gözden hem de elden çıkarmıştı. Bunlar, gösteri, eğlence ve sporun birleşimi olan ve böylesi akıl almaz paraların döndüğü bu ligde, vefa tarzı hissi hareketlere yer olmadığının/kalmadığının ilk ciddi emareleriydi. Sonra da Isaiah Thomas ile bu huy tekerrür etti. Tabi Raptors gibi Boston’a kıyasla çok daha yeni ve başarıya aç bir ekibin, hele de Toronto’da, yani ABD’nin dışında yer alan tek takım olma hüviyetini ve belirgin bir ‘kutuplaştırılmış yalnızlığı’ da bünyesinde tutan bir organizasyonun, zirve sayılabilecek yıllarındayken, kendisini zirveye taşıyan (ve modern basketbola da ayak uydurmaya başlayan) 1 numaralı mihenk taşını, taraftarının da gözdesini bu kadar kolay, çabuk ve karşılıksız bir biçimde elden çıkarması, hakikaten pek çoğumuza ağır geldi.
2) Karşılıksızlık derken, bir noktayı açığa kavuşturalım. Hatta, iki noktayı. a) DeRozan’ın karşılığında takıma katılan, tüm takımların iştahını kabartan süper yıldız Kawhi Leonard, takımda sadece 1 sene yer alacak. Çünkü 2018-19 sezonu, onun kontratının son yılı. Ve eski Raptors’lı şutör Anthony Morrow’un da konuyla ilgili bir sosyal medya paylaşımında belirttiği üzere, “kimse, yıldız oyuncusuna bu kadar az kıymet veren, böylesi adi bir organizasyonda kalmak istemez”. Yani, Kawhi’ın Raptors’da uzun yıllar geçirmesini ummak tam bir saçmalık olur. b) Dahası, Leonard’ın şimdiden Raptors’ta oynamama arzusunu dillendirdiği ve Raptors’a gitmeyi reddedeceği konuşuluyor. Bu da, 2000’lerin başındaki Vince Carter-Alonzo Mourning takasından sonra yaşananların tekrarlanması demek. E, DeRozan’ın kendisi veya en azından Raptors’a dair itimadı da kaybedildiğine göre, Raptors’ın bu işten kârı, ne olabilir ki?
3) Jakob Poeltl değildir herhalde o kâr. 2019 için alınan o ilk tur Draft hakkı ve DeRozan’ın gidişiyle salary cap’in boşaltılması hedefi, daha gerçekçi bir tahmin. Fakat, yukarıda da belirttiğimiz gibi, seneye serbest kalacak oyunculardan hangisi, Raptors’ın yaptığını yapan bir organizasyona katılmak isteyecektir ki? Yani DeRozan’ı elden çıkarmaktan ziyade, böyle acayip ve ‘zararına satış’ şeklinden bir hamleyle feda etmek saçma değil mi?
4) Aynısını Celtics de yapmıştı ve geçen yıl Gordon Hayward‘ı, öncesinde de Al Horford‘ı serbest oyuncu piyasasından almayı başardılar, evet. Ama Pierce-Perkins’lerin gidişi ile bu transferlerin arasında 5-6 senelik bir zaman aralığı oldu (Isaiah Thomas yollandığında ise, onun karşılığında onun bir gömlek üstünü, Kyrie’yi, hem de uzun yıllar için aldıklarını hesaba katarsak, o konunun bu konuşmada yeri olmadığı daha net anlaşılır). Raptors ise, seneye serbest kalacak kişileri hedefliyor. Yani, anlaşmayı umdukları isimler tam bir ‘profesyonel’ değilse, bir nebze olsun aidiyet ve sadakat beklentisi/hissi barındırıyorsa, Raptors’ı seçmeyecektir. Hem zaten, Raptors takımı veya Toronto şehri, ne zaman bir cazibe merkezi oldu ki oyuncular için? Hemen herkes oraya bir ‘sürgün’ yeri olarak bakıyor halen. Tüm bu ahval ve şerait içerisinde, Raptors’ın bu takası yapmasına ne buyurulur peki?
5) Yılın Koçu ödülünü alan Dwane Casey’yi de kovduklarını unutmamak lazım Toronto’luların. Yeniden yapılanma, muğlak bir istikbal uğruna elindeki yıldızları halen daha piyasada değerleri varken/yüksekken/düşmemişken ‘haraç mezat’ elden çıkarma ve bol bol draft hakkı depolayarak 4-5 yıl boyunca risk alma sanatı değildir.Bu, işin sadece bir yönüdür. Raptors, elindekini geliştirecek haldeyken (ki bu yapılanmanın değişmemesi için geçen yıl takımın diğer yıldızı Lowry’yi dev kontrat verip takımda tuttular, unutmayalım), niye koç ve süperyıldız dahil tüm serüvene ‘sil baştan’ ayarı yapıyor ki?
6) Veya bu uğurda neden DeRozan değil de, tam bir fiyasko olduğu ispatlanan Ibaka yollanmıyor ki evvela? Neticede Spurs’ün artık başı sıkıştı, Kawhi’ı seneye ya bir hiç uğruna kaybedecekler, ya da Lakers’a sundukları paket teklifini aşağıya çekip diğer takımları da dinleyecekler. Kawhi’ın hem Spurs’e hem de Raptors’a ‘istediğim olmazsa icabında tüm sezonu oynamadan, oturarak geçiririm’ ayarı vermeye çok yakın olduğunu biliyoruz. Öyleyse kim, ne kazanmış olabilir ki bu takastan?
7) Spurs, nicedir zatülcenbi haline gelen Danny Green’den kurtuldu ve DeRozan gibi bir yıldızı kadrosuna kattı – bu da, gitmeyi kafasına koymuş bir yıldıza (Kawhi) karşılık iyi bir bedel demektir. Evet, Spurs kârlı. Ama acaba DeRozan onları başarıya taşıyacak olan parça mı? Dış şutu sevmeyen, yavaş bir sete set oyun kültürünü benimseyen, eski tip orta mesafe canavarlarından zaten bu takımda bir adet mevcut (bkz. LaMarcus Aldridge) – DeRozan’ın gelişi, ‘çaylar iki oldu abi’ demekten öteye geçebilecek mi? Parker’ıngittiği, Gasol’ün yine yaşlandığı, Ginobili’nin elveda demeye yüz tuttuğu, tüm yükün Patty Mills, Lonnie Walker ve Dejountae Murray’nin sırtına kaldığı bu organizasyon, bakalım aradığını bu takasta bulabilecek mi? Veya daha ilk etapta, bu hamle sayesinde Popovich’i elinde tutabilecek mi?
8) Ne olurdu yahu DeRozan kalsaydı? Böylesi iğreti ve puslu bir takas uğruna, değer miydi? Bir franchise oyuncusu kolay mı bulunuyor? Sokakta kement attığınızda yakaladığınız 10 kişiden 9’u bir organizasyonun 10 yıl boyunca sırtını dayayacağı türden bir isim mi çıkıyor? Bu kadar mı yükseldi yıldız enflasyonu?
9) Hele de Kawhi’ın nereye gideceği, Lakers’a kapağı atmak uğruna gemileri yakıp yakmayacağı da belirsizken. Ve sanki Raptors, başından beri Kawhi yarışının makul ve mantıklı bir aktörüymüş gibi, nereden çıktı acaba bu sürpriz hamle?
10) NBA’in bu ‘iş adamlığı ortamı’ndan, bu ‘gladyatörlük’ ve ‘parsa’ atmosferinden midesi bulanmayan kaldı mı? Kim, niye ve neye sadık kalsın ki bu ligde artık?
mail: efe.ozenc@abcspor.com
twitter: @efe_ozenc

Son Haberler

FENERBAHÇE GİBİ

Önce kızlarımızı kutlamak istiyorum. 2 sene üstüste Euroleague şampiyonluğunu kazanan kadın basketçilerimize ve böylesine yetenekli ve karakterli oyunculardan oluşan...

Benzer Konular