https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

2022-23 NBA SEZONU BAŞLADI

Okunması Gerekenler

2022-2023 NBA Sezonu Başladı

NBA’de yeni sezon bu hafta başladı. Belli başlı şampiyonluk adayları, geçen sene hayalkırıklığı yaşayan takımlar, kadrosunu geliştiren baş altı takımlar, Play-off kovalayanlar, ödül adayı oyuncular, ödül peşinde koşan oyuncular, ilerlemesini beklediğimiz oyuncular ve sakatlıktan geri dönen yıldızlar ile yeni sezonu heyecanla bekliyoruz.

Geçen sezon Klay Thompson’ın dönmesiyle güçlenen Golden State beklenmedik bir şekilde şampiyon olmuştu. Middletonsiz Milwaukee beklediğini bulamamış, sezona çok kötü başlayan Boston tüm beklentilerin aksine finale yükselmişti. Curry’nun üçlük şovu, içeri girişleri ve liderliğine Klay’ın şutları ve Green’in defansından ayrıca hiç hesaba katılmayan Wiggins ve Poole eklenince, Golden State finalde Boston’u rahat yendi.

Bakalım takımların kadroları bu sezona başlarken ne durumda, gelin tek tek kısaca inceleyelim. 30 takımı şampiyonluk adayları, Play-off takımları ve Wembanyama kovalayacaklar olarak üçe ayırıyorum.

ŞAMPİYONLUK ADAYLARI

Batı Konferansı: Golden State, Phoenix, Clippers
Doğu Konferansı: Milwaukee, Boston

PLAY-OFF İÇİN ÇEKİŞECEKLER

Batı Konferansı: Dallas, Denver, Lakers, New Orleans, Memphis, Minnesota,
Doğu Konferansı: Philadelphia, Miami, Brooklyn, Chicago, Toronto, Atlanta, Cleveland, New York

WEMBENYAMA KOVALAYACAKLAR

Batı Konferansı: Utah, Sacramento, Houston, Oklahoma City, Portland, San Antonio
Doğu Konferansı: Orlando, Washington, Indiana, Charlotte, Detroit

ŞAMPİYONLUK ADAYLARI

GOLDEN STATE
Geçen sene kendilerinden başka kimsenin beklemediği bir şampiyonluk sonrası yazı sakin geçirirlerken bir anda önce Green’in yumruğu sonra Wiggins ve Poole’a verilen dev kontratlar ile sezona yine bomba gibi bir giriş yapıyorlar. Takımın bir kaç yedek dışında kadroyu koruması, yeni gençlerin katılması ile bu sezona yine en büyük aday olarak başlıyorlar. Kendi oyunlarını oynar, Wiggins ve Poole gelişmeyi sürdürür, Green takımı içeriden dağıtmazsa, son maça kadar kovalarlar.

CLIPPERS
Bu kadar takım arasında Clippers’i ilk 3 aday arasına koydum, zira sağlıklı bir George-Leonard ikilisi her takımı zorlar, özellikle çok iyi defans yapabildikleri için. Son iki sene Kawhisizlik başarısızlık getirdi. Kawhi’nin ne seviyede döneceğine bağlı olarak çok tehlikeli bir takım olabilirler. Yeni transfer Wall sayı üreterek katkı sağlayacaktır. Sağlam kalırlarsa, bu sezonun sürprizi Clippers olur.

PHOENIX
2 sezon önce NBA Finalinde kaybettikten sonra geçen sezonun en iyi sezon derecesi ile konferans yarı finalinde şahane Doncic’e elenince moraller iyice bozuldu. Ayton ve Bridges’a verilen yüksek kontratlar ile kadroyu korudular ama iki yıldır atamadıkları o son adımı atacak hamleyi yapamadılar. Finale kadar gelebilirler, şampiyon da olabilirler, ama bu 2 sene öncesi gibi rakiplere bağlı.

MILWAUKEE
Net bir şekilde diyebiliriz ki Middleton sakatlanmasaydı, şu anda Giannis 2 yüzüğe sahipti, zira şampiyon oldukları sezondan daha iyi bir takımdılar. Bu sene de Giannis gelişmeye devam edecektir ve Milwaukee sonuna kadar yürüyecektir. Sakatlık olmazsa, en büyük şampiyonluk adayım Milwaukee.

BOSTON
Boston’un geçen sene finale yükselmesi NBA’in son yıllardaki en büyük sürprizlerinden biridir. Sezon ortasından sonra “şampiyonluk yolu defanstan geçer” kuralına uygun olarak Smart ve Brown’ın önderliğinde lig lideri katı savunma ve üç sayıya dayalı hücum ile konferansı ikinci sırada bitirdikten sonra Middleton’ın sakatlanması ile finale geldiler, orada ise Golden State’e rakip olamadılar. Bu sene Brogdon’in da katılması ile güçlendiler ancak sağlam bir Milwaukee’yi geçebileceklerini düşünmüyorum.

PLAY-OFF İÇİN ÇEKİŞECEKLER

DENVER
Geçen sene MVP Jokic’in tek başına taşıyabildiği kadar ilerlediler ancak bu daha ilk turda elenmek demekti. Bu sene Murray ve Porter Jr’in sakatlıktan dönmeleri ve defansif oyuncuların katılması ile play-off’ta daha ileri gideceklerdir. Nereye kadar? Bunu iyileşen oyuncuların yeni seviyeleri belirler.

DALLAS
Geçen sene yazdığımı tekrarlayayım: Doncic ligin en iyi 5 oyuncusundan biri. Ancak diğer yanda, ligin birlikte oynaması en zor olduğunu düşündüğüm oyuncularından. Zira topu hep kendinde istiyor, tüm takım onun bire bir oynamasını ya da kendilerine pas vermesini bekliyor. Önce bunu değiştirmeye çalışan koç Carlisle, sonra Porzingis, en son da geçen senenin Play-off mucizesi Brunson’ın ayrılması bunun kanıtı. Kadroya bu sene de ikinci bir yıldız da iyi rol oyuncuları da ekleyemediler. Bu değişmediği sürece Play-off’a her sene kalan ve en iyi ihtimal ikinci turda elenen bir takım olmaya devam ederler. Geçen seneki Konferans Finali mucizesini tekrarlama ihtimalleri de var ama Batı Konferansı’nda kuvvetli takım sayısı bu sene arttı.

MEMPHIS
Bu sezona en hırsla ve acıyla hazırlanan takım Memphis olsa gerek, zira geçen sene Morant sakatlanmasa Golden State’e elenmeyeceklerine ve şampiyon olacaklarına inanıyorlar. Morant’ın geçen seneki şahane sezonunun bu sene üzerine ekleyeceğini ve derin kadrosu ile Memphis’in bu sene daha ileri gideceğini düşünüyorum.

MINNESOTA
Yazın en ilginç takımı ödülünün kesin sahibi. Tüm görev oyuncularını Gobert takasında kullanıp “rest” dediler, zira potansiyellerini çok daha yüksek gördükleri için Memphis’e elenmeyi gururlarına yediremediler. Towns ile bir İkiz Kuleler oluşturma düşüncesi ve Edwards’ın daha da gelişeceğine olan güvenleri ile de bu takası yaptılar. Şahsen hiç ısınamadığım Towns’in kendini NBA tarihinin en iyi sütor uzunu ilan etmesi (Nowitzki varken insan utanır yahu) 90’ların başında kendi mahallem olan Minnesota’ya olan sevgimi yitirmeme yol açtı. Yine de sağlam kalırlarsa ikinci tur, hatta Konferans finaline kadar yolları olabilir.

NEW ORLEANS
Geçen sene Zion’suz Play-off’a kalmalarının morali ile bu sene daha ileri gidecekleri düşünülüyor.
Lebron’dan bu yana beklentilerin en yüksek olduğu 1 numaralı draft seçimi olan Zion’u 3 sezondur tam seyredemedik ama bu seneye sağlam başlıyor. Bakalım ne kadar sürecek, zira cüssesi bence hem en büyük gücü, hem de en tehlikeli engeli. Ingram ve McCollum’lu güçlü kadro ve Zion’un sağlam kalması durumunda Batı’nın sürpriz yapma şansı en yüksek takımı olurlar.

LAKERS
Westbrook takası ve veteranlar ile kadroyu doldurma planı geçen sene Davis’in de sakatlığı yüzünden geri tepti ve Lebron’un bir senesi daha boşa gitti. Westbrook – Lakers uyumu tarihe gelmiş en kötülerin biri olabilir ve takas yapacak bir alıcı bulamadıkları için bu sene de devam ediyor. Bu uyumsuz ve yetersiz kadronun bir daha başarılı olma şansını görmüyorum. Lebron GOAT’luk hevesinde şampiyonluk sayısını artıramayacağı için, bu seneki en büyük hedefi geçen sene de yaptığı gibi kendi istatistiğine oynayıp NBA tarihinde en çok sayı atan oyuncu Abdul Jabbar’ı geçmek olacaktır. Yine de sağlıklı bir Lakers Play-off’a halen kalabilir.

PHILADELPHIA
Son iki senede şahane Embiid’e rağmen önce Simmons’in karakter problem sonra da Harden’in hızla gerilemiş oyunu yüzünden Konferans Yarı finalini geçemediler. Bu sene Tucker transferi hariç kadrolarını korudular ve Milwaukee, Boston ve Miami’yi geçebilecek bir kadro kuramadılar. Embiid daha ne kadar iyi oynayabilir ki? Eğer bu sene takas ile gereken 2-3 görev oyuncusunu getirmezlerse Embiid’in en iyi yıllarını harcarlar ve yakında da onu şampiyonluk adayı bir takıma kaptırırlar.

MIAMI
Her otoritenin çok sevdiği fakat benim bir türlü ısınamadığım takım Miami ve oyuncu Butler. İki sene önce mucizevi NBA Finali, geçen sezon Doğu’nun en iyi sezon derecesi ve Konferans Finali’nde son maçta 4 sayıyla Boston’a kaybedişe bakarsak, son 2 senenin NBA’deki en başarılı 2-3 takımından biriler. Butler benim gözümde bir takımı taşıyacak yıldız değil. Bakın geçen sezon başı ne yazmışım: Bir iki maç iyi oynayıp, bir kaç maç vasat oynayan, sonra Play-off’ta bir şeride 2-3 maç iyi oynayan oyuncuyu ben sevmem. (bu yazdığımdan 9 ay sonra Konferans Finali Boston serisi attığı sayılar 41, 29, 8, 6, 13, 47, 35) Bu sene hem sezonda hem de Play-off’ta geçen senenin gerisinde kalacaklarını düşünüyorum.

BROOKLYN
Harden’li kadro yeteri kadar ilginç değildi sanırım, gidip ligin en şımarık bebeği Simmons’i getirdiler takasta. Kendini beğenmişliği yüzünden önce Lebron’u, sonra Boston’u terkeden Kyrie ile ligin en büyük egomanyağı olduğu için Golden State’in şampiyon kadrosunu bırakan Durant’i de katınca ligin en büyük saatli bombasını seyretmeye hazır olalım. (Not : Daha ilk maçta mağlup olunca KD 2 takım arkadaşını da aşağılayarak kendini kurtarmaya çalıştı) Bu sene bir iki takasa daha kendimizi hazırlayalım ve meğerse hiç bir zaman başarılı olma şansı olmayan Brooklyn tiyatrosunu seyredelim.

CHICAGO
Geçen sezon iyi transferler ile lige çok iyi giriş yaptılar, ancak sonunu getiremediler ve ilk turda DeRozan’ın da vasat oyunu ile Milwaukee’ye güçleri yetmedi. Bu sene sahada çok da katkı yapamayacak 2 veteran Dragic ve Drummond’ı eklediler. Bu yüzden güçlü takımların çok olduğu Doğu’da geçen seneden daha ileri gidebileceklerini düşünmüyorum.

ATLANTA
Önceki senenin mucizesi geçen seneye taşınmadı ve ancak Play-inden gelip Miami’nin ilk tur yemi oldular. Bu yaz, topu hep kendinde isteyen Trae’nin oyunu ile nasıl uyum sağlayacağını kimsenin bilmediği Murray’nin transferi ile 2 tane 20+ sayı ve 9+ assist yapmış oyuncuya sahip hale geldiler. Uyum oluşursa, ilginç ve tehlikeli bir takım olabilirler. Yoksa gereksiz ve başarısız bir transfer sonrası geçen seneki gibi Play-off kovalayan bir takım olarak kalırlar.

CLEVELAND
Geçen seneye iyi başlayan Cleveland, sonunu getiremeyince ligi 8. sırada bitirmesine rağmen Play-off’un dışında kaldı. Göbert transferi sonrası kadroyu boşaltıp yapılanmaya gitmeye karar veren Utah’tan Mitchell’i kimin alacağı muamması haftalar sürdü. Sonunda beklenmedik bir anda Cleveland piyangoyu kazandı. Zaten Garland ve LeVert ile guard rotasyonu iyi kadroya bir de ligin star seviyesindeki sayılı oyuncularından Mitchell gelince ilginç bir yapı ortaya çıktı. Uzunlar Allen’in iyi oyununa Möbley’nin bu sene daha da gelişeceği düşüncemi ekleyince ortaya gayet iyi bir kadro çıkıyor. Cleveland’ın Doğu’nun sürpriz takımı olacağını ve bu seneyi ilginç bir yerde bitireceğini düşünüyorum.

NEW YORK
Ligin en büyük pazarı olmasına rağmen bir türlü en iyi oyuncuların transfer olmak istemediği New York geçen seneki hayal kırıklığı üzerine bu yaz da transfer sezonunda bir yıldız alamadı. Göbert, Mitchell, Murray gibi oyuncuların tercih etmediği New York ancak Dallas’ta ligin ikinci yarısı ve Play-off’ta parlayan Brunson’ı alabildi. Genç kadro geçen seneki gibi Play-off peşinde koşacaktır ama lig esnasında bir büyük takas yapmazlarsa şans tanımıyorum.

TORONTO
Siakam, Van Fleet, Trent Jr, Anunoby ve geçen sene Yılın Çaylağı Mobley ile kağıt üzeri gayet iyi bir ilk beşe sahipler. Geçen sene takımdaki herkesin üstün performansı ile sezonu Doğu’da 5. Sırada bitirmişlerdi. Bu sene yine Play-off savaşı vereceklerini, ancak geçen seneden daha ileri gitme şansları olmadığını düşünüyorum.

WEMBENYAMA KOVALAYACAKLAR

Play-off şansı olmayan takımların olduğu bu üçüncü gruba bu ismi koymamı NBA’den anlayan kimse yadırgamayacaktır. Zira bu çocuk hakkındaki beklentiler Lebron James seviyesinde. Hatta daha da ileri gidip “Lebron ile aynı sezon NBA draft’e girse, Lebron ikinci sıradan seçilirdi” diyenler bile var. Orda duralım ama. Unutmayalım ki Jordan da Olajuwon’ın ardından seçilmişti. Hakeem her ne kadar tarihin en iyi 10-15 oyuncusundan biri olsa da Jordan en iyisi oldu. Lebron’ın liseden gelirkenki sansasyon ile yeni genç bir Fransızı karşılaştırmayalım. Lebron’dan beri diyelim en iyisi.

Bu gruptaki takımlarda ön plana çıkan başlıkları şöyle sıralayabilirim.

Sacramento: 16 yıl ile ligde en uzun süre Play-off’a kalamayan takım. Bu seri bu sene de devam edecek gibi.
Utah: Kadroyu boşaltıp yerlerine gençler ve draft pick’ler topladılar. Ligdeki en zayıf kadro.
Houston: Alperen’in ilk 11’e yerleşmesini ve oyununu ilerletmesini umuyorum. Green yakından takip edilmesi gereken bir oyuncu.
Oklahoma City: Beklentilerin çok yüksek olduğu Holmgren tüm sezon oynamayacak. Zaten ben o yapıya sahip bir oyuncunun NBA’de yıldız olacağını düşünmüyorum, tarihte de görülmedi. Ligin dibinin en büyük adaylarından olurlar.
Portland: McCollum sonrası 30 sayı ortalama ile oynamaya çalışacak Lillard’ın sırtında Play-off kovalayacaklardır, ancak kadrolarının yetersiz olduğunu düşünüyorum.
San Antonio: Popovich’in kariyerindeki en zayıf takım. Üzülüyorum Pop kariyerinin son yıllarında bu kadar kötü kadrolara mahkum kaldığı için.
Orlando: Draft’te ilk sıradan seçilen Banchero’nun bu sene nasıl oynayacağı
Indiana: Haliburton’ın bu seneki yükselişini yakından takip edelim.
Charlotte: Michael Jordan acaba hayatında oyuncu olarak yaşadığı başarılara takım sahibi olarak ulaşabilecek mi? Şu ana kadar Charlotte büyük bir hayal kırıklığı.
Detroit: Geçen seneden Cunningham, bu seneden Ivey ve Duren ile genç bir kadro kurdular. Bu sene gelişmelerini seyretmek keyifli olabilir.

Geçen sene başı yazımda Konferans Finali, Konferans şampiyonu ve NBA şampiyonu tahminlerimi yazmıştım. Geleneklerimizden vazgeçmeyelim.

Batı Konferansı: Golden State – Clippers. Şampiyon Golden State
Doğu Konferansı: Milwaukee – Boston. Şampiyon Milwaukee
NBA Finali: Şampiyon Milwaukee
MVP: Giannis
Finals MVP: Giannis

mail: cuneyt.soydas@abcspor.com

twitter: @cuneytsoydas

 

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

AMATÖRCE

Yedigimiz iki gol de olacak iş değil. İlkinde ortada fol yok yumurta yok. Rakibin ne baskısı var ne pozisyonu....

Benzer Konular