Tam ismiyle Jack Roosevelt Robinson. 5 kardeşin en küçüğü olarak 1919’da Cairo, Georgia’da dünyaya gelmiş Brooklyn Dodgers efsanesi, Major ligde oynamış ilk siyah beyzbolcu (15 Nisan 1947).
John Muir Lisesi ve Pasadena Junior College yıllarında 4 sporda birden (atletizm, basketbol, amerikan futbolu, beyzbol) oldukça başarılı olan ve 1938’de tüm bölgenin en iyi beyzbol oyuncusu seçilmiş biriydi gençlik yıllarında.
Bu arada ağabeyi Matthew Robinson da oldukça başarılı bir atletti ama “Adolf Hitler’e stadı terk ettiren atlet” olarak tarihe geçen, 4 altın madalyalı Jesse Owens’ın gölgesinde kalmış; o meşhur 1936 Berlin Olimpiyatlarında 200 metrede gümüş madalya kazanmış bir sprinterdi.
Jackie okul hayatına Los Angeles kentindeki UCLA’da devam ederken, aynı okuldan tam “4” (yazıyla DÖRT!) ayrı spordan burs alarak o zamanların özelinde bir rekor daha kırdı.
Profesyonel beyzbol tarihindeki ilk siyah isim olmakla kalmayıp, son derece başarılı bir kariyerle 1955 senesinde Dodgers’i MLB şampiyonluğuna taşımış oyunculardan biri de olmayı başarmıştı.
1947’de yılın çaylağı, 1949’da en değerli oyuncu olan “MVP” ve 6 kez All-Star seçilme başarılarını göstermesi, 1962’de beyzbolun Ulusal Şöhretler Salonu olan Baseball Hall of Fame’e girmesi de kreması oldu.
Lige girişinin 65. yılında, tüm beyzbol maçlarında bütün oyuncular 42 numara ile sahaya çıkıp, 50. senesine tekabül eden 1997’den itibaren de, efsane sporcunun giydiği 42 numara tüm MLB takımları tarafından emekliye ayrıldı. Bu olay sadece beyzbol özelinde değil “Big Five” beş ana Amerikan sporu içinde de bir ilk oluyordu!
15 Nisan 2004 ise tarihe damga vuran beyzbol günlerinden biri ve yeni bir geleneğin başlangıcı: “Jackie Robinson Günü”.. O tarihi günde, tüm MLB takımlarının oyuncuları 42 numaralı formayı giyerek “Hepimiz Jackie Robinson’uz!” mesajı veriyordu.
1919’da doğup, 1972’de hayata gözlerini yuman efsane, ırkçılığın tavan yaptığı, beyazlarla aynı uçağa, trene ya da otobüse bile binmenin mümkün olmadığı yıllarda, hakemlerden, rakip oyuncular ve seyircilerden, hatta kendi seyircileri ve takım arkadaşlarının birçoğundan bile tepki görüyordu.
Jackie’den önce siyahlar ve beyazlar ayrı liglerde oynarken, 60 senelik “kabul edilmez yasak” artık çöpe atılmıştı. Bu cesur karardaki aslan payı da Branch Rickey’e aitti. Dodgers’ın patronu olan Branch Rickey Jackie’nin arkasında korkusuzca durmuş, o zamanlar kimsenin değil başarmak, denemeye bile cesaret edemeyeceği tarihlerde bu hamleyi yaparak, kendisine de Baseball Hall of Fame’in kapılarını açmıştı.
Robinson’un bu tarihi serüveni boyunca yanında yer alan ve hemen her anını kaleme alan Wendell Smith de, Sam Lacy ile birlikte Amerikan Spor Yazarları Derneği’ne seçilen ilk iki Afro-Amerikalı spor yazarından biri olmuştu.
Robinson sadece beyzbol değil, tüm sporlarda, hatta spor dışında da, insan hakları mücadelesinde verdiği aktif destekle Amerikan tarihinin en önemli figürlerinden biri haline geldi. Ölümünden tam 46 sene geçmiş olmasına rağmen hala öyle!
Onun yaşam çizelgesini (1919-1972) yazmak yerine (1919-… ) diye tanımlamak çok daha doğru olabilir. Birçok sokağa, hastanelere ve okullara onun ismi verilirken, onunla özdeleşleşen 42 numara ise asla ve asla unutulmadı.
Onun birçok zorluklarla mücadele ederek açtığı yollardan geçen ilk kişi “beyzbol tarihinin ikinci siyah oyuncusu”, Indians ile başladığı MLB kariyerinde, Cleveland ekibiyle 1 şampiyonluk, 7 All Star başarısı kazanan Larry Doby oldu.
Aslında otoriteler, bir önceki devrin yıldızı, ama sadece yarı-amatör Siyahlar Liginde yer aldığı için gölgede kalan catcher “top tutucu” Josh Gibson ile, kariyerine 2 All-Star, 1 MLB şampiyonluğu sığdıran ve sadece döneminin değil tarihin en iyi pitcher’larından (top atıcı) olarak kabul edilen Satchell Paige gibi yıldızların teknik ve yetenek açısından çok daha büyük siyah oyuncular olduğunu belirtirler.
Her şeye rağmen, sadece saha içi değil, saha dışındaki yaptıklarıyla da bayrak oyuncu konumunda olan Robinson’un yeri çok çok farklıdır.
Efsane, 2013 senesinde beyaz perdede de ölümsüzleşti ve yönetmenliğini Brian Helgeland’ın üstelendiği “42” filmi “bence” hem tarihin en iyi beyzbol filmi, hem de içinde verdiği mesajlarla insanı fazlasıyla düşündüren bir başyapıt.
Filmin en can alıcı sahnelerindendir: Branch Rickey, Jackie’ye ilk dönemde kendisine yapılacak sataşmalara karşı tepki vermemesini, kendisine vuranlara, yüzüne tükürenlere “Hz İsa gibi” diğer yanağını çevirmesini öğütlemesi!
Filmde 42 numara Jackie Robinson’u Chadwick Boseman canlandırıyor. Bu arada, “Acaba filmi seyretsem mi, seyretmesem mi?” diye düşünenler için de bir ara gazı da vermiş olalım: Dodgers patronu Branch Rickey rolünde ise, ilk kez spor dünyasına dair bir filmde rol alan efsane aktör Harrison Ford oynuyor.
Fazla uzatmadan, bugün ne 1958 senesinde Los Angeles’a taşınan Dodgers takımı Brooklyn’de, ne de tarihe geçmiş stadları (1960’da yıkılan) Ebbets Field yerinde duruyor. Ancak onların adlarını, aradan yarım asırdan fazla geçmiş olmasına rağmen ve “beyzbol dendiğinde” Amerika’daki herkes çok çok iyi biliyor. Bunu da, 1955 şampiyonluğundan çok daha fazla şekilde, o tarihi yazanların başrol oyuncularından olan ilk siyah profesyonel efsanesine, Jackie Robinson’a borçular.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: burak.belgen@abcspor.com
twitter: @BurakBelgen