Bir haftalık aradan sonra Rüya! takım Karagümrük önündeydi. Gerçekten son haftalardaki baskılı, bol paslı, bol pozisyonlu oyun devam edecek miydi? Kaç şut atılıp, kaç pozisyona girilir? Kaç fark olur? Ciddi bir rakiple karşılaşınca işin şekli değişti.
Fatih Terim kazanan takımı bozmadı. Gençler sahadaydı. Sadece Saracchi geri döndü.
İlk yarının ilk onbeş dakikası Galatasaray’ın baskısı ile başladı ama Karagümrük hemen toparlanıp pas trafiğine izin vermedi. Daha doğrusu orta alanı ele geçirdiler. Pas hataları, fizik açıdan yetersizlikle birleşince ortaya pozisyon filan çıkmadı. Karagümrük tehlikeli geliyordu. Golü her an bulacak gibi bir hava vardı. İlk yarı ofsayt olan gol sinyalleri yakmıştı esasında. Nitekim ikinci yarının 15.saniyesinde gol geldi. Maç boyu bu şekilde tek bir atak yapamazsan, kaleye isabetli şut çekemezsen maçı da kazanamazsın. Arda, Belhanda, Ömer oyuna girince kurtarıcılığı bırakın, oyun iyice sıkıştı. Galiba bunların devri bitti. Kötü de olsalar, Emreler ve Oğulcan oyunda kalacak. Ömer’e yapılan faul verilmeyince, önce Arda, sonra Fatih Terim küplere bindi. Hakem maç boyu iyi değildi. Fatih Terim’i saçma bir kırmızı kartla atınca iyice aklı karıştı, kontrolü iyice kaybetti. 90 +4 de gerçekten saçma bir penaltıyla günah çıkartmak istedi sanırım. Birçok Galatasaray taraftarı bu penaltıyla gelecek puan veya puanları istemez. Son dakika kontratağında Mevlüt skoru belirleyerek hak edenin kazanmasını sağladı. Karagümrük maçı hak ederek kazandı.Tebrikler..
Rüya takımda rüyadan uyanır umarım. Yedek diye sıfatlandırılan gençlerin yerine umarım Arda, Babel, Belhanda, Ömer monte edilmez. Bu mağlubiyetin ders olması dileğiyle…