https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

KATILIMCI TARAFTARLIK: ATHLETIC CLUB DE BILBAO

Okunması Gerekenler

KATILIMCI TARAFTARLIK: ATHLETIC CLUB DE BILBAO

Fenerbahçe’de başkanlık yarışı son zamanlarda kızışmaya başladı ve kongre tarihi yaklaştıkça da iyice kızışacağa benziyor. Her ne kadar Aziz Yıldırım henüz Ali Koç’a karşı aday olduğunu resmen açıklamasa da, büyük bir sürpriz olmadığı taktirde başkanlık yarışı iki aday arasında geçecek gibi görünüyor. Sosyal medyaya ve tribünlere bakıldığında Ali Koç’a ciddi bir destek var fakat Aziz Yıldırım’ın oy verme hakkına sahip olan delegeler üzerinde büyük bir etkisi olduğu konuşuluyor. Aslında bu da ciddi bir adaletsizliği beraberinde getiriyor. Her ne kadar “Hedef 1 Milyon Üye” kampanyası çerçevesinde Fenerbahçeliler düşük meblağlar karşılığında kulübe üye olabilseler de oy verme hakları bulunmuyor. Dolayısıyla, ortaya atıldığı günlerde “demokratik ve katılımcı” olma iddiasında bulunan proje aslında pek de demokratik değil. Bu konular güncelliğini korurken, olabilecek en demokratik ve katılımcı kulüplerden biri olan Athletic Club de Bilbao kulübünün sisteminden çok kısaca bahsetmek istedim.

 

Athletic, pek çok kişinin de artık ezberlediği üzere İspanya ve Fransa toprakları içerisinde yer alan Bask bölgesinin takımı ve kendi kadrolarında oynayan futbolcuların ya Bask doğumlu olması, ya o bölgede yaşıyor olması, ya da ailesinin Basklı olması gerekiyor. Fakat, bunun yanında kulübün katılımcı yapısı ve tüm Bilbolular’ın takımı olma gibi iddiaları var. Athletic Club de Bilbao’nun üye sayısı yaklaşık 45000. Bilbo kentinin toplam nüfusunun 350000 kadar olduğu dikkate alındığında (bu rakama 18 yaş altı nüfusun da dahil olduğunu hatırlatalım) tüm kentin yüzde 15’inin kulübe üye olduğu ortaya çıkar ki, çok ciddi bir yüzde. Karşılaştırmak açısından örneğin Kocaelispor’un üye sayısının 250000 (kent nüfusunun 15%’inden az) olduğu tahayyül edilebilir. Tabii bu bağlamda, 15% rakamından aslında kentin belki de yarısına yakınının doğrudan takımla ilgili olduğu tahminini yapmak da mümkün.

 

Athletic’in en önemli özelliği kulübün, kulüp üyelerine ait olması. Yani 45000 kişi aslında kulübün sahibi. Bu sebepten de seçimler öncesinde ve seçildikten sonra izlenecek politikalar konusunda anketler çok önemli. Üyeler arasında sürekli anketler düzenleniyor ve ülkemizde olduğu gibi seçilen başkan seçildiği süre boyunca kafasına göre kulübü yönetemiyor. Dolayısıyla, Athletic için yönetimsel olarak seçim demokrasisi değil, katılımcı demokrasi diyebiliriz, zira taraftarlar her kararın içinde ve sürekli olarak alınan kararlara müdahale edebiliyor.

 

Athletic’in bu modeli dünyada pek rastlanan bir model değil. Ancak, uygulanamayacak bir model de değil. Türkiye’de şu anda taraftara kulübü açma yaklaşımını (yetersiz de olsa) sadece Fenerbahçe gösterdi. Aslında taraftarın alınacak kararlarda söz sahibi olması, tüm kulüpler için geçerli olması gereken bir model. Ancak, maalesef durum dünyanın pek çok bölgesinde (ve ülkemizde) bu şekilde değil. Oysa ki, oy hakkı ayrıcalık değil, bir taraftarın sahip olması gereken en önemli haktır ve tüm taraftarlara tanınması gerekir. Taraftar sadece Feda sezonları, bileklik kampanyaları, Fenerium davetleri yaparken akla gelemez. Zira, taraftarlar bir takımı asla bırakmayacak olan sadık kitlelerdir ve takımın gidişatı hakkında hesap sorma ve söz söyleme yetkisi yönetimlerin vereceği bir lütuf değil, taraftarın hakkı olarak algılanmalıdır.

mail: onur.ilimsever@abcspor.com

twitter: @onurilimsever

Son Haberler

FUTBOLUN BİTTİĞİ GÜN

Olmaz olsun böyle lig. Olmaz olsun böyle galibiyet. Yeter artık Fenerbahçe'nin bu ülkede maruz kaldığı muamele. Lanet olsun Fenerbahçe'yi senelerdir ırkçılık derecesinde...

Benzer Konular