https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

FUTBOLUN JAPONYA’YI FETHİ

Okunması Gerekenler

FUTBOLUN JAPONYA’YI FETHİ…

Bir kaç hafta önce yükselen Hint futbolunu incelemiştim. Bu haftaki konum Japon futbolu… Ben Asya’da her iki ülkeye de bir şekilde ilgi duyuyorum. Hindistan’da Bengaluru FC’nin, Japonya’da ise Kawasaki Frontale takımlarını yakından izliyorum.

1980’lı yıllarda futbol Japonya’da önemli değildi. O yıllarda sumo güreşi ve beyzbol ülkenin en popular sporları idi. Kulüpler seyircileri tribünlere çekmek için çalışmalara başladılar, o yıllarda Japon futbolu da son derece vasat bir kaliteye sahip idi.

1990’lı yıllar ile birlikte Japonya’da futbol hızla gelişmeye başladı. Peki ne oldu da bu değişiklik oldu?

Japonlar bu gelişime, “Mükemmel Fırtına” / “Perfect Storm” adını veriyorlar ve üç önemli olay üzerinde duruyorlar.

Birincisi, Tom Byer isimli Amerika’lı futbol eğitmeninin Japonya’ya yerleşmesidir. Japonya’da oynanan futbolda eksik olan teknik kabiliyeti geliştirmek üzerine çalışmalara başlamıştır. Önce Japonya’da 60 tane çocuklar için futbol okulu kurmuştur. Bu okullar vasıtası ile ülkede tutarlı olarak eğitim kalitesini yükseltmiş, oyun bilincini yerleştirmeye çalışmıştır.

İkincisi, ülkede düzenlenen 2002 Dünya Kupasına Güney Kore ile birlikte ev sahipliği yapmasıdır. O tarihe kadar Japonya dünya kupasına katılamıyordu. Dünya kupasına ev sahipliği Japon futbolunun gelişiminde büyük bir öneme sahiptir.

Üçüncüsü, bence en önemlisi, 1993 yılında Japon Liginin (J-League) kurulmasıdır. Daha önceden futbol kulüpleri yerel toplulukları temsil eden ancak şirketler tarafından satın alınmamış basit dernek kuruluşları idi. Japon liginin kurulması ile birlikte kulüpler şirketleşmeye başladı, şirket gibi de yönetilmeye… İşte bu kısım çok önemli!!!
Bugün J-League’de yer alan takımların sahiplerini merak ediyor musunuz? Yani finansal açıdan oldukça güçlü kulüpler…


Bu üç olay futbolun Japonya’da gelişimine sebebiyet vermiştir. Tabii Arthur Zico ve Gary Lineker’in Japon futboluna katkılarını da eklememiz gerekir.

Zico, Flamengo’dan sonra Kashima Antlers takımına 1991 yılında transfer oldu. 3 yıl oynayıp, futbol hayatına Kashima Antlers’da son verdi. Sonrasında 1996-1999 yılları arasında Kashima Antlers’i çalıştırdıktan sonra kulübün genel müdürlüğünü de yürüttü. 2002-2006 yılları arasında da tam 4 yıl Japon milli takımını çalıştırdı. Yine en son Temmuz 2018’de Kashima Antlers’in yine başına geçti. Şu anda halen Kashima Antlers’in futbol direktörlüğünü yürütüyor. Zico’nun hayatında Brezilya kadar Japonya’nın yeri var diyebiliriz.
Gary Lineker 1992 yılında Tottenham’dan Nagoya Grampus’a transferi ile o dönemde dikkatleri üzerine çekmişti. 2 sezon oynayıp, futbol hayatına Japonya’da son verdi. Bu o dönemde Japon seyircilerin tribünlere çekilmesine sebep olmuştu.

Avrupa’daki erkek egemen taraftar kitlesinin aksine Japonya’da çok ateşli kadın taraftarları görmek mümkündür. Hatta tribünlerde kadınlar ile erkekler eşit sayıya sahiptirler.

Pek çok alt kültüre sahip Japonya’da, futbol günlük yaşamın içine girmiş, ülke içinde halkı bir birine kenetleyen sosyolojik bir bağa bürünmüştür.

Zico ve Gary Lineker dışında pek çok ünlü futbolcu kariyerlerinin bir kısmını ya da sonlarını Japonya’da geçirmiştir.

• Ramon Diaz (1993-1994, Yokohama Marinos)
• Pierre Littbarski (1993- 1997, JEF United Ichihara Chiba, Vegalta Sendai)
• Leonardo (1994-1996, Kashima Antlers)
• Salvatore Schillaci (1994-1996, Jubilo Iwata)
• Dragan Stojkoviç (1994-2002, Nagoya Grampus)
• Dunga (1995-1999, Jubilo Iwata)
• Michael Laudrup (1996-1997, Vissel Kobe)
• Hristo Stoichkov (1998-1999, Kashiwa Reysol)
• Bebeto (2000-2001, Kashima Antlers)
• Hulk (2005-2008, Kawasaki Frontale, Consadole Sapporo, Tokyo Verdy)
• Freddie Ljungberg (2011-2012, Shimizu S-Pulse)
• Diego Forlan (2014-2015, Cerezo Osaka),
• Lucas Podolski (2017-2020, Vissel Kobe)
• Andreas Iniesta (2018-, Vissel Kobe)
• Fernando Torres (2018-2019, Sagan Tosu),
• David Villa (2019-2020, Vissel Kobe)

Ülkemizden İlhan Mansız da 2004 yılında Vissel Kobe’de forma giymiştir.
Tüm bunları göz önünde bulundurduğumuzda, Japon futbolunun son 30 yıldaki gelişimini daha iyi anlayabiliriz.

Şu anda gelecek vaat eden Japon futbolcular olarak, Takefusa Kubo – Villarreal (18), Shoya Nakajima – FC Porto (25), Koki Saito – Yokohama FC (18), Takumi Minamino – Liverpool (25), Hiroki Abe – Barcelona B (21), Takehiro Tomiyasu – Bologna (21) ve Ritsu Doan – Arminia Bielefeld (21) sayılabilir.

Tarih boyunca en ünlü Japon futbolcular olarak Kunishige Kamamoto’yu (1944), Kazuyoshi Miura’yı (1967), Manchester United, Dortmund ve Beşiktaş JK’da forma giymiş olan Shinji Kagawa’yı (1981), Roma, Parma, Bologna ve Fiorentina’da forma giymiş olan Japonya’nın David Beckham’ı Hidetoshi Nakata’yı (1977), Yasuhito Endo’yu (1980), Shunsuke Nakamura’yı (1978), CSKA Moskova ve Milan’da forma giymiş olan Keisuke Honda’yı (1986), Yuji Nakazawa’yı (1978), Fulham, West Bromwich Albion, Eintracht Frankfurt ve Galatasaray’da forma giymiş olan Junichi Inamoto’yu (1979) Inter, Galatasaray ve Marsilya’da forma giymiş olan Yuto Nagatomo’yu (1986) sayabiliriz.

Bu futbolculardan Kazuyoshi Miura 53 yaşında futbol hayatını sürdürmektedir. 11 numara ile özdeşleştiğinden 11 Ocak 2017’de saat 11.11’de Yokohama FC ile sözleşmesini uzatmıştır. Yani tam 50 yaşında!!! 12 Mart 2017’de Thespakusatsu Gunma’ya attığı golle Stanley Matthews’a ait olan profesyonel liglerde gol atan en yaşlı futbolcu rekorunu da kırmıştır.
Japonya 1998 yılından beri her düzenlenen dünya kupasına katılmaktadır. 2018 Dünya kupası kadrosundaki 23 oyuncunun 14’ü yurt dışında futbol oynamakta idi. 2002, 2010, 2018 dünya kupalarında ilk 16’ya kaldılar. Bu şunu gösteriyor ki, 2022 ya da 2026’da çeyrek ya da yarı final oynamak için namzettirler.

Japonya’nın 2030 yılına kadar dünyanın en iyi dört liginden biri olma, 2050 yılına kadar da dünya kupasını kazanma gibi hedefleri vardır.

1993 yılından beri düzenlenmekte olan J1 League’i (Japonya Ligi) en çok kazanan kulüpler: Kashima Antlers (8), Yokohama F. Marinos (4), Sanfrecce Hiroshima (3), Jubilo Iwata (3), Kawasaki Frontale (2), Gamba Osaka (2), Verdy Kawasaki (2)’dir.

Zico’nun dışında Japon milli takımını Phillipe Troussier, Ivica Osim, Alberto Zaccheroni, Vahid Halilhodziç gibi yabancı teknik direktörler de çalıştırmıştır.

Çok kısa sayılabilecek bir geçmişe sahip olan Japonya’nın yakın bir gelecekte dünya futbolunda söz sahibi olabileceğini düşünüyorum. 13 Ekim 2020 tarihinde Fildişi Sahilleri’ne karşı oynadıkları dostluk maçı aday kadrosunda 23 tane Avrupa’da oynayan oyuncusu bulunuyordu. Maçı da Japonya 1-0 kazandı.

Finansal açıdan güçlü kulüpleri ve akademiye verdikleri önemi göz önünde bulundurduğumuzda gelecek 10 yıl içinde Japonya’nın hem kulüp hemde milli takım seviyesinde ciddi başarılara imza atacağını düşünebiliriz.

Saygılarımla,

mail: halit.giray@abcspor.com

twitter: @halitselimgiray

Son Haberler

FUTBOLUN BİTTİĞİ GÜN

Olmaz olsun böyle lig. Olmaz olsun böyle galibiyet. Yeter artık Fenerbahçe'nin bu ülkede maruz kaldığı muamele. Lanet olsun Fenerbahçe'yi senelerdir ırkçılık derecesinde...

Benzer Konular