J.K.. Rowling‘in Harry Potter kitabını hepimiz biliyoruz. Ve tabii ki sonrasında çevrilen filmlerini de…
Bugünkü yazı konumuz da bu kitabın bizlere en güzel armağanlarından olan Quidditch sporu…
Daha sonra hayranlar tarafından “Muggle Quidditch” olarak adlandırılan ve gerçek dünyada da oynanan bu sporun orijinal halinde, sanal bir alem ve uçan süpürgeler var, belki ileride drone’larla gerçekleşebilir ama bizim gerçek dünyamızda “en azından bugün için” mümkün görünmüyor!..
Muggle Quidditch’ın en güzel yanı; hentbol, ragbi, basketbol, hokey gibi sporların hatta bunlara yakartop, ebelemeç gibi oyunları da ekleyebiliriz, karmasından oluşması. Farklı disiplinleri bir araya getirmesi bu sporu daha da ilginç kılıyor.
İlk olarak 2005’te Amerika, Vermont Eyaleti MiddleBury College’de oynanmaya başlanan ve özellikle Kuzey Amerika’da çığ gibi ilginin arttığı bu spora, son senelerde ülkemizde de ilgi çok fazla…
2012’den beri 2 senede bir Dünya Kupası olarak da düzenlenen yarışmalarda; 3 kez Amerika 1 kez de Avustralya şampiyonluğu var.
2016’da ilk kez katılıp 6. olduğumuz IQA (International Quidditch Association) World Cup’ta, 2018’de de 29 ülkenin arasında Floransa’da üçüncülük kazanmış, bronz madalya maçında İngiltere’yi 110-60 yenmeyi başarmıştık.
*** Kurallara gelince;
Birçok sporun aksine, karma cinsiyetli oynanıyor.
Takımlar 7’şer oyuncudan oluşuyor ve bir takımda aynı cinsiyetten en fazla 4 kişi olabiliyor.
Cinsiyet kelimesi üstünde duralım çünkü burada bahsedilen biyolojik değil, kendinizi hissedip tanımladığınız cinsiyet!..
Roman ve filmde tasvir edilen uçan süpürgenin karşılığı, birer metre uzunluğundaki pvc sopalar, yani broom.
Aynı basketbolda olduğu gibi topu tek elle sürme kuralı var, sahadaki her oyuncu, broom’larına diğer elleriyle daima temas etmek zorunda.
*** Nasıl Oynanır?
Her iki takımın da ‘hoop’ adını verdiğimiz çemberlerden oluşan iki ayrı kalesi var. Her takımın 3 ayrı boyda hoop’u var ve her takımda birer tane bulunan yeşil kafa bantlı “Keeper/Tutucu” adını verdiğimiz kaleci bu hoopları korumakla yükümlü.
“Chaser”, Beyaz kafa bantları ile sahada yer alan, Türkçe ismiyle Kovalayıcılar 3 kişilik bir ekip. Amaçları “Quaffle” adını verdiğimiz voleybol topunu karşı takımın hoop’larından geçirip sayı elde etmek. Quaffle’i hangi hoop’tan, hoop’un önünden mi arkasından mı geçirdiğiniz fark etmiyor. Her halükarda takımınıza 10 puan kazandırıyorsunuz.
Takımlarda ikili olarak çalışan ekip ise siyah kafa bantlı “Beater/Vurucular”. Onlar, yakartop topu ile karşı takımın oyuncularını vurarak gelen atağı kesmek ya da kendi takımlarının daha kolay atağa çıkmasını sağlamak ile görevliler.
Yani çok net şekilde kaotik bir spor olan Quidditch’te oyun esnasında pozisyonların daha kolay ayrışması için tutucular yeşil, vurucular siyah, kovalayıcılar beyaz bandana takıyor.
Bir de seeker’lar var, altın kafa bandı kullanıyorlar ve sahaya on sekizinci dakikadan itibaren, snitch’ı yakalamak üzere giriş yapıyorlar.
Snitch demişken, belki de bu spordaki en kilit kelime…
Sortun bel kısmına yapıştırılmış bir çorap ve çorabin içinde ise tenis topu. Arayıcı (Seeker), maçın kilit oyuncusu.
Kritik görevi ise 18. dakikadan itibaren oyuna girip snitch’ın peşinde koşarak arkadaki çorabı yakalamaya çalışmak. Snitch yakalandığı an, hakemler de onaylandığı takdirde de maç biter. Yakalayan takım 30 puan kazanır.
*** Hakemler
Maçlarda tam 8 hakem bulunuyor.
Baş hakem maçın ana kontrolünü sağlarken,
4 adet yan hakem bludger vuruşlarının geçerliliğini, sayı durumlarını, temas anlarını izleyip gözlemlerini karar anında baş hakeme beyan ediyor.
Sayı hakemleri ise 1’er kişi olmak üzere hoop’ların arkasında durup topların çemberden geçip geçmediğini bildiriyor.
Masa hakemleri de sayı ve süre hakemi olarak ikiye ayrılıyor.
Süre hakemi Snitch kosucusunun maça girmesini haber vermekten tutun da, kart alan kişinin ceza süresinden, oyunun genel zamanına kadar sürelerin kayda alınması ile ilgili her konuda yetkili.
Masa sayı hakemi ise skor yapan kişiler ile ceza alan kişilerin kaydından ve maçın genel skorundan sorumlu.
