Ligin gidişatını etkileyecek önemdeki derbide Beşiktaş Kadıköy’de şampiyonluğun favorisi olarak gösterilen Fenerbahçe’nin konuğuydu. Geçtiğimiz hafta oynanan Başakşehir maçına kadar yarışta hiçbir şans tanınmayan Beşiktaş’ın o maçta eksik kadrosuyla özellikle ilk yarıda oynadığı görkemli oyun ve aldığı önemli galibiyet, derbide bazı evsahibi takım taraftarlarının umduğu gibi rahat bir maç oynayamayacaklarının habercisiydi. Nitekim geçen hafta kazanan 11’i cezalı Dorukhan’ın yerine orjinal mevkiisine dönen Rosier ile doldurarak aynı şekilde sahaya sürmüştü Sergen Yalçın.
Oldukça hızlı başlayan derbide ilk üç dakikada iki kere tehlikeli gelen Fenerbahçe, maçta erken bir gol olursa bunu atacak olan biziz mesajı veriyordu derken, Beşiktaş 4. dakikadaki ilk kontraatağında Larin’in asisti ve Aboubakar’ın şok yaratan nefis golüyle öne geçiyordu. İlk 45 dakika boyunca sürekli orta sahada baskıyla ani çıkışlar arayan ve bunda son derece başarılı olan Siyah-Beyazlılar, ilk golden sonra da bu tehlikeleri sürdürdü. Fenerbahçe topa daha çok sahip olsa da topu aldığında direkt olarak rakip kaleye inmeyi hedefleyen Beşiktaş takımı topu daha etkili kullanan taraftı. Bunun sonucu olarak 20. dakikada Montero’nun çaldığı bir topla (Fenerbahçe’lilerin bu pozisyondaki taban beklentisi yersizdi) yine hızlıca rakip kaleye inen Beşiktaş’ta Atiba sağ kenardaki Ghezzar’ı gördü. Ghezzar adeta ölçüp biçip penaltı noktası civarlarındaki Aboubakar’ın tam kafasına yaptığı ortayla golü hazırladı, Beşiktaş’ın üst düzey santraforu bu fırsatı da topu kafayla tam köşeye göndererek mükemmel değerlendirdi.
Bu golden sonra biraz daha kendine gelen Sarı-Lacivertli takım, rakibi gibi orta sahayı hızlı geçerek tehlikeli olmayı denedi, zaman zaman bunu Ozan’ın dikine oyunuyla başardı da. Beşiktaş ise iki golle yetinmeyerek ataklarını sürdürüyordu, bunlardan birinde Aboubakar soldan gelirken ceza yayı üzerinde topsuz alanda Mensah çok açık bir şekilde itildi, ama ne orta hakemden, ne de VAR’dan bir uyarı gelince Beşiktaş adına çok tehlikeli olabilecek bir noktadan frikik kullanma fırsatı gaspedildi. Bundan çok kısa bir süre sonra da Fenerbahçe kazandığı bir korner sonucu farkı bire indirdi. İçeri yapılan ortada çok rahat bir kafa vuruşu imkanı tanınmasının üzerine arka direkte Cisse de bomboş bırakılınca çok kolay bir gol yemiş oldu Beşiktaş.
Bu golden sonra iki takımın da karşılıklı girişimleri olsa da ilk yarıda başka gol gelmedi. Beşiktaş’ta özellikle Mensah’a yapılan ince faullere hakemin göz yumması sonucu Sergen hocanın kenardan isyanı da yine sarı kartla cezalandırıldı!
İkinci yarı her iki takım da galibiyeti isteyen oyun tarzlarıyla bize keyifli bir maç izlemeye devam ettirdiler. Zaten sürekli pohpohlanan ama yıllardır futbolun katili olan FB-GS derbilerinin aksine FB-BJK derbileri uzun yıllardır her daim çok daha zevkli ve efsane maçlara sahne olmuştur. Beşiktaş’ta henüz 50. dakikada daha önce kolay kolay kart bile gördüğüne şahit olmadığımız Larin’in ikinci sarıdan atılması Sergen hoca için öngörülmesi çok zor bir aksilikti. Kartal 10 kişi kaldıktan sonra maçı izleyenlerin çoğu muhtemelen alabileceği en iyi sonucun 1 puan olabileceğini düşünmüştür. Ama hesap edemedikleri bir şey şuydu: Beşiktaş’ın başında artık Winner karakterli bir hocası vardı! Daha önce bu tarz derbilerde sayısız zafere imza atmış Sergen hocanın takımını da bu karakterde, tamamen galibiyete odaklı şekilde hazırladığını tüm maç boyunca hissettik. Eksik kalmasına rağmen Beşiktaş 3. golü aradı ve buldu. Josef’in inatla sürdürdüğü pozisyonda içeri çevirdiği topa 5 senedir gol atamayan Necip’in kafasıyla golü atması tam bir derbi sürprizi oldu. Bu tertemiz golün ardından Fenerbahçe doğal olarak rakibini geriye yaslamaya zorladı, ancak Sergen hocanın taktiksel bir diğer doğrusu da bu noktada kendini gösterdi. Beşiktaş asla tamamen geriye yaslanmadı, 10 kişi olsa da mümkün mertebe önde basarak rakibinin rahat çıkmasına engel oldu ve her fırsatta kontraatağa çıktı. Yine de Fenerbahçe’de özellikle Ozan Tufan inatçı mücadelesiyle takımının pes etmemesini sağladı ve farkı tekrar bire indiren de o oldu. Bu yeteneklerini ve iyi oyununu, iyi de bir karakterle birleştirebilse çok iyi yerlere gelebilecek bir isim, ama hemen hemen her pozisyonda haklı veya haksız hakeme itiraz edip baskı altına almaya çalışan hareketleriyle izleyenleri usandırıyor.
3-2 sonrası Beşiktaş halen skoru korumaya odaklanmış oynamıyor, oyuna giren N’Koudou’nun bindirmeleriyle fırsat kolluyordu. Nihayetinde bu oyuncunun Beşiktaş’a geldiğinden beri yaptığı en etkili depar sonucu taşıdığı top ve arka direkten gelen N’Sakala’ya çıkardığı harika orta ile Beşiktaş müthiş bir golle eksik olduğu rakibine karşı yeniden farkı ikiye çıkardı! Bu golün Fenerbahçe için pes edilen an olduğunu söyleyebiliriz. Uzatma anlarında yeni futbol kurallarının getirisi olan garip bir penaltı sonucu skor 3-4 olarak tescil edildi. Böylece akıl almaz hakem katliamlarıyla dolu 15 senenin ardından Beşiktaş aslında çok daha önce kazanabileceği bu statta nihayet şeytanın bacağını aynı skorla kırmış oldu. 17 Nisan 2005’te yine 3-4 kazanılan ve futbol tarihine geçen (benim de Beşiktaş tribününde yer aldığım) efsane maçın ardından, Beşiktaş takımı Kadıköy’deki her derbide tribünü komple kapatan “HERKES HADDİNİ BİLECEK” pankartına da verilebilecek en iyi cevabı vermiş oldu. Eminim bu maçtan sonra bu pankartta verilen mesaj yerini bulur, herkes haddini bilir!
Fenerbahçe’nin uzun maratonda en geniş kadroya sahip olmasının avantajıyla halen şampiyonluğun favori takımlarından biri olduğu kanaatindeyim. Ama Beşiktaş’ın, bu yarışta en az rakibi kadar iddialı olduğunu kabul edemeyenlerin fikrini zorla değiştirdiği bu zafer Sergen hocanın zaferidir. Doğru tercihleri ve en önemlisi bu tür büyük maçlarda kazanmayı sağlayan cesur oyun anlayışıyla bu zaferin mimarı oldu. Zaten futbolculuğunda olduğu gibi antrenörlüğünde de büyük maçlardaki başarısı biliniyordu, bunu devam ettirdi. Önemli olan bu başarıyı sıradan maçlara da taşıyarak bir istikrar yakalamak. Bunu da başarabilirse Beşiktaş bu yarışta kimsenin ummadığı işlere imza atabilir…
mail: olcay.nurlu@abcspor.com
twitter: @olcynrlu