https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

WUNDERTEAM, HUGO MEISL, FUTBOL TARİHİNİN İLK BÜYÜK DEHASI

Okunması Gerekenler

Avusturyalı futbol adamı, 1930 yılların harika takım olarak ünlenen Wunderteam’i yaratıcısı. Nakış gibi işleyen büyük kaptan Matthias Sindelar ve efsane defans oyuncusu Sesta’lı milli takımın teknik direktörü idi.

Acı olan, 1950’lerin efsane Macaristanı ile güç anlamında karşılaştırılan takımın, aynı Macaristan gibi Dünya Şampiyonu olamadan dağılmasıydı!..

Ostrava yakınlarında zengin bir yahudi ailenin oğlu olarak doğar. Ailesi, o küçükken Viyana’ya taşınır. İleriki senelerde bankada çalışmak onu tatmin etmez. Zaten paraya da ihtiyacı yoktur ve hayatta en sevdiği şey olan futbolun peşine düşer. Kısa zamanda Avusturya Futbol Federasyonu’nun genel sekreteri olur. Ardından da millî takımın başına geçer. Efsanevi İngiliz futbol adamı Jimmy Hogan ile oluşturdukları fikir sinerjisi, futbolun ilk rönesansına imza atmıştır birçoklarınca…

Bunu teoriden pratiğe, ilk spot ışıklarını üzerine çevirişleri de; daha o zamanlar 31 yaşında olan Meisl’in yönetiminde, Cenova’da İtalya’ya karşı aldıkları 3-1’lik zafer.

Favori olarak geldikleri 1934 Dünya Kupası’nın yarı finalinde İtalyan duvarına çarpıp, savunma stratejisi uzmanı Vittorio Pozzo’nun taleberine yenilmişlerdi. Kötü hava koşulları ve yıldız isimleri Johann Horvath’in kaybı da bu yenilginin önemli etkenlerindedir ama futbol tarihi der ki; asıl İtalya’nın kalecisi Giampiero Combi, sadece maçın son dakikalarında 8 mutlak golü çıkartarak, Wunderteam’ın ipini çeken isim olmuştur!..

Yıl 1936, Berlin Olimpiyatları’nda, yine nakış gibi işleyen takım bu kez finale kadar rahatlıkla yükselir ama bir kez daha İtalyan ve Pozzo duvarını geçemezler. 15 Agustos’da, 85 bin kişi önünde Berlin Olimpiyat Stadı’nda sahne alan finalin normal süresi 1-1 sona ermis, İtalyanlar uzatmalarda bulduğu golle (2-1) altın madalyayı kazanırlar.

1937’nin 24 Ocağı’nda son kez takımının başında sahaya çıkar Fransa’da. Galibiyetle biter futbol kariyeri (Parc des Princes’de Fransa’yı 2-1 yenerler), bu maç onun son maçı olur, bir süre sonra da vefat eder.

İlk kez bir ölüm için çok olumsuz konuşamayacağım çünkü 1938 Martı’ndaki Anschluss’u (Avusturya’nın Almanlar tarafından ilhakı) yaşamamış olması, belki de Tanrı’nın ona bir lütfuydu. Aynı zamanda 1938 Dünya kupasına katılma hakkına sahip olmasına rağmen katılmayan ülkesini de görmemiştir. Aynı şekilde; Almanların el koyduğu ülkede, çocukluktan yetiştirdiği gözbebeği oyuncuları da Alman forması giymek zorunda kalmalarını da!..

Avusturya’nın futboldaki mucizesinin arkasındaki adamdır, musevi futbol tarihindeki en önemli güçlerinden biri, ilk efsanesidir (sonraki da Benfica efsanesi Bela Gutmann).

1930’larda Avusturya’nın “Wunderteam”i, futbol dünyasında büyük bir etki yarattı dedik. Meisl’in futbol anlayışı, Avrupa futbol tarihinde önemli bir dönüm noktası olurken, küçük kardeşi Willy de, abisinin izinde, futbol kariyerini sonlandırdıktan sonra spor gazeteciliğine yöneldi ve 1953’te yayımlanan “Futbol Devrimi” kitabıyla futbolun Avrupa’daki algısı üzerinde büyük bir etki yarattı. İlham kaynağı tabii ki abisi ve O’nun öğretmenliğinde, kardeşi de futbol tarihinde önemli bir figür oldu.

Fazla uzatmadan; Wunderteam’ı yaratan ve yöneten deha, hangisini seçerseniz seçin; öncüdür, oyuncudur, antrenördür, başkandır, yazardır, hakemdir, futbol filozofu, sanki gelecekten gelmiş bir sportif dehadır, Mitropa kupası’nın yaratıcısı, 2-3-5 “W-M” formasyonun mucididir, bence ise hepsi..

Ölümünün 85’nci yılı olan bugün, saygıyla anıyoruz bir kez daha büyük efsaneyi…

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

mail: burak.belgen@abcspor.com

twitter: @BurakBelgen

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

HEPİNİZE GELSİN

Senelerdir bize yapılmadık operasyon bırakmayanlar, terör örgütü üzerinden kumpas kuranlar, sabahlara kadar Fenerbahçe'mizi televizyonlarda darağacına gerenler, otobüsümüzü kurşunlayanlar, farklı...

Benzer Konular