Öyle ya da böyle Avrupa’da devam edip şubat ayında maça çıkıyorsun. Alacağın maçın, geçeceğin turun o kadar çok getirisi var ki. Sezonun kalanı bölümündeki en önemli maçına çıkıyorsun tartışmasız. Böyle bir maçta da tribün desteğine her zamankinden çok ihtiyacın var ve sen kulüp olarak kale arkasını 120 TL yapıyorsun, diğer tribünleri söylemiyorum bile ama bu şekilde verilen mesaj net. Önemsemiyorsun, istemiyorsun bu maçı.
Üstelik söylenildiği gibi protestoları azaltmak için bu kadar yüksek tutuluyorsan bilet fiyatlarını, o da amacına ulaşmıyor ki. Yine protesto olmuyor mu, yine istifa sesleri yükselmiyor mu, futbolcular ıslıklanmıyor mu? Halbuki düşürsen fiyatları Fenerbahçe’sini özleyen ama imkanı olmayan taraftarlar gelecek daha fazla stada. Onlardan daha fazla bir pozitif enerji ve destek alabilirsin. Ancak görüyorum ki bunlara kafa yoran kimse yok. Öncelikler çok farklı. Sonuç ta böyle oluyor işte, sen istemezsen mesajı vermiş oluyorsun.
Halbuki ben olsam tam tersine bu maç için özel prim açıklardım. Toplantılar yapardım. Çok farklı bir konsantrasyonla futbolcuların maça çıkması için çeşitli tedbirler alırdım. Ha bir de artık hakikaten geleceğimizde yer alacağını düşündüğümüz oyunculara daha fazla forma verirdim. Mesela Sosa belli ki artık ülkesine dönmek için gün sayıyor. Bundan sonra suya sabuna dokunmadan sezonu bitirecek. Bırak kaybedeceksen gençlerle kaybet o zaman.
Tabii tüm ihaleyi Sosa’ya yıkmak ta doğru değil. Mesela Szalai gibi bir istikrar abidesini bile bu kadar çok hata yapan bir futbolcu haline nasıl dönüştürdük biz, inanılır gibi değil. 3 gün önce takımin en iyileri olan Mert Hakan ve Valencia nasıl böylesine top kayıplarıyla oynarlar o da hayret verici. Osai’ye gelince onu da bu hareketsiz takıma zaman zaman hareket getiriyor diye gözümüzde çok mu büyüttük acaba? Nazım’a ise bir şey demiyorum. Çok kötü oynuyordu, ıslıklar başlayınca kötünün de kötüsü oldu.
İleriye hareket getiren tek oyuncu Pelkas’tı. Hatalar da yapsa en azından hep denedi. Ferdi ise takımın en iyisiydi. Onunla hala sözleşme uzatmamış olmamız hiç hoş değil. Bir de sezon sonu Ferdi’yi kaybedersek tüm olumsuzlukların üzerine tüy dikmiş oluruz. Bir başka önemli genç oyuncumuz da Arda Güler. O da girdikten sonra iyi işler yaptı bugün. Sezonun geri kalanında muhakkak daha çok forma bulmalı. Arda’nın varlığı tribündeki negatif havayı da nispeten kırabilir. Bunu da unutmamalı.
Ha unutmamamız gerek bir şey daha var. Bu tur henüz gitmedi. Rakip bizden organizeydi. Ne yaptığını bizden daha iyi biliyordu. Ama şu da var, aman aman üst düzey bir takım da değil Slavia Prag. Yeter ki biz isteyelim. Sahaya ciddi bir oyun planı koyalım. Artık deplasman golü avantajı diye bir şey yok. 1-0’ı yakaladığımizda maçı uzatmaya götürebiliriz. Öncelikle bunu yapabileceğimize inanalım. Haftaya artık Fenerbahçe gibi oynayalım.
mail: alp.eralp@abcspor.com
twitter: @alperalp72