https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

VAH VAH

Okunması Gerekenler

Bir kişi bir şeyi anlatmak için iki süslü lafı bir araya getirse edebiyat yapma derler, sustururlar. Yaşama dair iki derin tespitte bulunmaya çalışsa amma felsefe yaptın ha denir, caz sanatının ortalama bir Türk vatandaşı için ifade ettiği şey cızırtı olsa gerek, caz yapmayı bırak derler ve düşünen adam heykeli için uygun görülmüş yer ne bir meydandır ne bir üniversitedir, akıl hastanesinin bahçesidir.

Burası böyle bir ülke, bir futbol kulübünün oyuncusundan da antrenöründen de öyle çok fazla şey beklemeyeceksin çünkü futbol yalnızca futbol değildir, futbol aslında yaşamdır ve ünlü hoca Menotti’nin dediği gibi de sadece futboldan anlayan adam aslında futboldan da anlamıyordur ve vaziyet ortada.

Vizyon diyorlar, Amerika’da eğitimler, Harvard’lar falan filan 3 sezonda ne yapmak istediğini, nasıl bir sistem için burada var olduğunu anlayabilene aşk olsun? 3 eski futbolcunun elinde birer tokmak, davulun kayışı acemi bir hocanın boynunda, tokmağı kimin salladığı belli değil, bana göre sürpriz olmasa da yapılan transferlerdeki mantık komedisi ortada, yere göğe sığdırılamayan kalecinin yediği kırmızı karttaki IQ sorunu ise başlı başına bir konu..

Ben bir maça döneyim, sonra devam edeceğim çünkü maçta bu filmin devamı. Bugün GG77 ve Caner’le birlikte Sosa da kesiği yemişti, Erol Hoca bence gitmekle kalmak arasında bir çizgide ama denemeye devam diyor, günü uzatmanın derdinde de olabilir, defansı biraz daha sağlama almanın peşinde de olabilir bilinmez.

Fenerbahçe aslında maça 10 kişi ve kalesi boş olarak başladı, Mert Hakan bir tek bana mı Alper’i çağrıştırıyor acaba? Mert Hakan oynaması gereken mevkide oynatılıyor ama niye oynatılıyor, asıl soru bu bence.

Klişe bir durum, Fenerbahçe topa sahip olamadan, 3 tane pası üst üste yapmaya vakit bulamadan bir duran topta topu kalesinde gördü. Kalecinin bariz hatası var, Gustavo’nun kaleciye eşlik etmesi var, sonuçta geriye düştü..

Golden sonra savunmasını biraz daha geriye çeken, orta sahasını biraz daha kalabalıklaştıran bir Gaziantep vardı sahada, geriye düşen Fenerbahçe ise hücum organizasyonları denedi ama ortada bir plan var mıydı? Yoktu. Taktik var mıydı, yoktu ? Halı sahada mücadele eden takımlar gibi, topu alalım, müsait birine verelim, ikiye bir yapalım, araya adam kaçıralım gibi bir oyun düzeniydi, dağınık ve şuursuz, oyuncukların bireysel meziyetlerine kalmış. Evet, iş sıkı tutulmuş son mağlubiyetten sonra ama oyuncuların özgüveni yıkık ve psikolojik anlamda sıkıntılar olduğu aşikar, birlik beraberlik mefhumu da sanki tutkal zoruyla bir araya getirilmiş gibi eğreti duruyor..

Ön tarafta Cisse diye bir adam var, aslında yok da, var.. İşin acı tarafı da daha iyisi elde yok, tıpkı Kaleci Altay misali o da bir Abdurrahman Çelebi. Kaleyi gördüğü her yerden asılmak dışında hiçbir numarası olmayan, şuradan şuraya pas atamayan Mert Hakan var forvet arkasında, sağda fiziği sırıtan Ferdi var, al ver yapıyorlar ama yetersiz, Allahtan diri bir Sangare var sağda ve bir de son iki haftanın küskün olmasından mütevellit kötü ismi Pelkas var ve bu iki oyuncunun şahsi gayretiyle bir gol buldu Fenerbahçe..

Dedim ya kalede kaleci yok, Antep ustüne gelse daha çok gol atacak, golün ardından oyunu dengeleyen Antep biraz yüklendi, bu kez kaleciye işi bırakmadı Tisserand ve penaltısını yaptı ve Fenerbahçe soyunma odasına yine mağlup girdi.. İlk yarıda benim sahada gördüğüm bundan ibaret..

İkinci 45 dakika Ferdi-Cisse değişikliği ile başladı, Mert Hakan Gustavo’nun yanına geçti, Ozan sola geçti, Pelkas ortaya geçti ve Fenerbahçe hem biraz daha diri bir görüntü çizmeye başladı hem de daha organize ataklar gelmeye başladı ki; Cisse’nin direkten dönen bir pozisyonu var, Pelkas’ın sayılmayan bir golü ve Novak’ın soldan etkili bindirmelerini de gördük. Demek ki bir şeylar yapınca bir şeyler değişiyor. Hep söylüyoruz Pelkas forvet arkası oynar veya oynamaz, deriz ki kalitesi bu kadar, futbol bu kadar basit. Sosa sakat değilse o da kendi mevkisinde sahaya girer dedim ama Erol Bulut düşünmedi..

Fenerbahçe oyunun kontrolünü ele almıştı, santrforlar çiftlenir mi diye de bekledim açıkçası, Kemal Ademi oyuna girdi ama Cisse’nin yerine.. Erol Bulut ardından Caner-Sangare değişikliğine giderek eski bir Kızılderili numarası olan doldur-boşalt taktiğine döndü ama uyanık Sumudica yaptığı hamlelerle orta sahayı kitlediği gibi ön tarafa bir de Kenan takviyesi yaparak Fenerbahçe savunmasının da rahatsız olmasını sağladı ve maçın böyle biteceğini ekran başındaki bizlere de hissettirdi.

Neyi öngöremedik? Fenerbahçe’nin bu maçı 3-1 kaybedebileceğini elbette öngördük, son 10 dakikadaki oyun bu durumun mümkün olduğunu gösterdi ama Fenerbahçe’nin böyle bir frikik golü yiyeceğini öngöremedik, baraj kurmayı bilmeyen bir takım bu ligde yok. Baraj kurulmasa gol olmayacak, işte öyle bir şey..

Fenerbahçe dönüşü olmayan bir yola girmiş durumda, sezon başındaki diri görüntü şu an yok, iyi olan birkaç oyuncuda geriye gitti, Gustavo-Ozan ve Pelkas geriye gitti her ne kadar bu akşam skora isyan eden bir iki oyuncudan biri olsa da. Takım psikolojik olarak kötü, bunlar hep Erol Bulut’a yazar. Sosa böyle maçta oynamazsa bir daha oynamaz, Mert Hakan maçı tamamlıyorsa bu Fener iflah olmaz ve en mühimi baraj kurmaktan aciz takımın hocasını dakikasında kovarlar, takım adı önemli değil. Bu iş böyle ama Fenerbahçe futbol takımında kalite sorunu var, Moses-Kruse-Rodrigues-Vedat dörtlüsünü hep yazdım, takım zayıflıyor diye birileri çok eleştirdi,, 20 futbolcu almayın, 4 tane adam gibi oyuncu alın diyenler çok oldu, bunlar da Ali Koç’a yazar.

Fenerbahçe Antep’te kalecisiz de kazanabilirdi, ülke nasıl olsa aynı ülke, şartlar eşit, sonraki hafta ne olur, ligin sonunda ne olur muamma.? Düzelir mi ? Düzelir, neden olmasın ama sorunu bir iki futbolcu transfer etmek olarak görürsen düzelmez çünkü kalite sorunu haricinde de problemler olduğunu görüyoruz. Fenerbahçe’yi ancak bir kongre kurtaracak gibi duruyor ama ben olsam futbolun başına bir patronu tez zamanda getirip koyarım, Erol’la, Volkan’la, Emre’yle falan olacak işler değil, futbolun patronundan bahsediyorum, bir futbol aklından, sade bir teknik direktörden değil..

mail: bruno.monte@abcspor.com

twitter: @BrunoMonte1907

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

IPSWICH TOWN’DAN PALİNDROM!

Ipswich Town’dan palindrom! Premier Lig’in yeni takımlarından Ipswich Town’ın bu sezon ligde ve kupada oynadığı ilk 9 resmi maçının sonuçları simetrik bir dizi oluşturdu....

Benzer Konular