5 gün önce Gaatasaray şampiyonluğunu ilan etmiş. Zaten kötü günler yaşamışsın. Camia olarak moralin bozulmuş. Taraftarlar isyan etmiş. Antalya maçında tepki göstermişler. Bu maçta sadece ama sadece bir teselli beklentisi içindeler.
Gel gör ki Muslera’nın yere yatmadığı bir maç yaşatıyorsun. Direnç yok. Başkaldıran yok. Durumdan rahatsız olan yok. Ne yönetim, ne hoca ne de futbolcular önemsememişler bu maçı. Galatasaray’ın şampiyonluk kutlamasını bozmayalım demişler adeta. İlk yarı bittiğinde ikili mücadele oranlarını açıklıyor yayıncı kuruluş %60’a %40 , kabul edilebilir gibi değil. Maç sonu bu oran kaç olarak bitti bilmiyorum, sonlara doğru Galatasaray’lı futbolcular fazla zorlamadıkları için düşmüş olabilir ama ben takım 2.yarı sahaya çıktığında da bir şeyleri değiştirmek isteyen bir oyuncu grubu görmedim.
Soyunma odasında hoca gerekli konuşmaları yapmamış mıdır? Elbette yapmıştır. Bağırıp çağırmıştır. Takımı kendine getirmeye çalışmıştır. Sesler yükselmiş, sert uyarılarda bulunmuştur. Ama aradaki bağ koptuktan sonra bunların hiç biri etkili olmuyor maalesef. Jesus iyi işler de yaptı, evet. Avrupa’da gruptan lider çıktı. Şampiyon Sevilla’ya kılpayı elendi. Ligin başında baskılı futbolla gönlümüzü okşadı. İyi de puan topladı. Ama o ”kalacak mı gidecek mi” tartışmaları var ya? İşte orda kaybetti bir şeyleri. Koptu gitti o bağ. Haftalardır gelecek sezon kim hoca olsun o konuşuluyor. Ben bunun boş bir tartışma olduğunu düşünüyorum, çünkü o iş bitti zaten diyorum.
Bunu söylerken ne bir bilgim ne de duyumum var. Yaklaşık 40 senedir kesintisiz tribündeyim. Hocanın maç sonu demeçlerine, sahadaki hal ve tavırlarına, futbolcularla olan iletişimine bakıyorum ve bunu hissediyorum. Bu iş bitmiş diyorum. Ayrılık gerçekleşmiş. Türkiye Kupası finali sonrası malumun ilanı olacak. Ayrılık açıklanacak. Benim düşüncem bu. Ben de biliyorum her sene hoca değiştirmekle başarı gelmeyeceğini. Ben de biliyorum istikrara ihtiyacımız olduğunu. Ama bu ilişki bitmiş ve ilişkiyi bitiren de dünya kupasından beri verdiği demeçlerle maalesef Jesus.
Bu sezona uluslararası piyasada bilinen bir hoca getirerek başladık. Bence doğrusunu yaptık. Başlarda semeresini de gördük. Ancak hoca ne zaman sürekli kalacak mı gidecek mi tartışmalarını körükleyecek demeçler vermeye başladı, orda biz sezonu kaybetmeye doğru ilerledik. Sonunda da bu tablo oluştu. Ufak bir teselli diye gittiğin Sami Yen deplasmanında acımızın üstüne ”tuz biber” ekildi.
Farklı sebepler gösterenler de olacaktır. Kadro kalitesi, Fenerbahçe’nin ekstra Avrupa ve Türkiye Kupası maçları yükü, onların getirdiği sakatlıklar, saha dışı faktörler, evet bunların hepsi etkili olmuş olabilir ama ben her şeye rağmen eğer Kasım’da Jesus ile sözleşme yenilemiş olsaydık sonuç bambaşka olabilirdi diye düşünüyorum. Bu belirsizlik bizi bitirdi maalesef. Bugün de ortaya unutmak isteyeceğimiz bu performans çıktı. Umarım takım 1 hafta içinde kendini toparlar bir de üzerine Türkiye Kupası’nı kaybetmez. O kadarcık bir sevinci bile bizlere fazla görmezler.
mail: alp.eralp@abcspor.com
twitter: @alperalp72