https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

ŞEYTAN DETAYDA GİZLİDİR!

Okunması Gerekenler







Normal
0




false
false
false

EN-CA
X-NONE
X-NONE






































































































































































okan tansu resimMeşhur Alman atasözüdür; “Şeytan detayda gizlidir”. Bir konu hakkında tüm detayların önem arzettiğini, detayların dikkate alınmaması durumunda, büyük hatalar yapılıp, zor duruma düşülebileceğini hatırlatır bize. Bu sözün tam olarak ne zaman ve ne için söylendiğini bilmiyorum ama herhalde 21. Yüzyılda iletişim alanının diğer alanlarla olan ilişkisinde bir ifade bulalım dense bundan daha iyisi bulunamazdı.

Herkesin dilinden düşmüyor bugünlerde; İletişim hayatımızda devrim yaptı, şöyle yaptı, böyle değiştirdi, bilgisayar, internet, cep telefonu, çağımız iletişim çağı vesaire vesaire. Bu noktada hatırlamamız gereken bir nokta var. Gelişmiş iletişim araçları ile iletilen, aktarılan mesajın bir başka deyişle içeriğin birbirinden farklı değerlendirilmeleri gerektiği. Yani bilişim teknolojilerinin hayatımıza girmesiyle birlikte, haberleşme, bilgi alma, aktarma hızlandı, kolaylaştı, hayat tarzlarımız, işlerimiz, sosyal ilişkilerimiz değişti. Diğer yandan bunun etkisiyle aktarılan bilginin içeriği de dönüşmek sorunda kaldı zira iletişimde hedef alınan kitle de iletişim alışkanlıklarını değiştirip, bambaşka bir hal aldı. Uzun uzadıya anlatmaya gerek yok, kısa, öz, net, akılda kalıcı, farklı kazandı. Sıkıcı, uzun, dikkat gerektiren bir adım geride kaldı. Ve lakin iletişimde stratejik hedef hep aynı kaldı, mesajını doğru iletip, istediğin etkiyi yaratmak, hedefine ulaşmak. Bunun için de, detaylar önem kazandı, iletişim stratejisi diye bir alan hiç olmadığı kadar önem kazandı.

Hayat değişiyor, dünya değişiyor, iletişim değişiyor, insanlar değişiyor. Değişim bir süreç elbet ama aynı zamanda karşı konulması mümkün olmayan bir sel adeta. Özellikle kamusal alan vitrininde yer alanların bu değişime karşı koyması mümkün mü?  Esasında evrensel gerçek ve doğrular bunun tersini söylüyor ama bakıldığında bir direnç söz konusu. Kendilerine sahnede yer edinmiş figürler elbette ki alıştıkları yapının, bir başka deyişle statükonun aynı kalmasını tercih ediyorlar.

Bu direnci gösterenler, kendilerince durumu kurtarmaya çalışıyorlar elbet. Oysa ki artık iletişim ortamı başta da söylediğimiz üzere, her biri çocuk gibi ilgi bekleyen onlarca, yüzlerce detaydan oluşuyor. Ve yine yadsınmaması gereken bir gerçek var. İletişimin nimetleri aynı zamanda kişisel ve toplumsal beklentilerimizin çıtasını da yükseltti. Nasıl mı ?

“Ahir zamanlarda”, her türlü gündem, bilgi, yorum sadece muhabirin, köşe yazarının, medya patronunun iki dudağının arasındaki insafa kalmıştı.

Ve sonra olanlar oldu, o çok şikayet ettiğimiz iletişim ve bilişim günün birinde herkese farklı kaynaklardan, birinci ağızdan, yorumsuz, hatta bazen saf, ilk haliyle ve de en önemlisi anlık, etkileşimli bilgi edinme imkanı verdi.  Farklı  bir şekilde ifade edersek, artık insanlar, ilgilerini çekecek, onlara ilginç gelecek, diğerlerinden kolaylıkla ayrışan, odaklanma sürelerini uzatacak medya içeriği talebinde ve beklentisindeler. Ve üstelik, kamusal alan klişeleriyle söylenenleri de sonuna kadar ve hep birlikte irdeleme şansları ve imkanları var.

Ve işte zurnanın zırt dediği yer de burası. Eskiden istediğini istediği ve aklına geldiği gibi söyleyebilen kamusal alanın tanınmışları, artık akıllarına geldiği gibi konuşma lüksünden oldular. Çoğunun farkına varamadığı ise algıyı istedikleri şekilde yönetecek şekilde ölçüp, biçip, stratejik biçimde konuşmaları, davranmaları, giyinmeleri, gözükmeleri zorunluluğunun doğduğuydu.

Sadece son bir kaç haftada siyasi gündemde dile getirilenlere kısaca bir göz atmak bile, bu yeni durumun pek de önemsenmediğinin net bir göstergesi. “Trabzon’da emniyet sorunu yok” sözü muhtemelen söylenen ile söylenmek istenen arasındaki dağlar kadar farkın net bir örneği. Detay gözden kaçmış, iletişim hesabı yapılmamış. Yine “sağlığa zararlı olmayan biber gazı” ifadesi ile gözden ardı edilen detay, yaratılmak istenen algı ile, yaratılan algının farkını, siyasi bir harakiriye dönüştürüyor. Peki siyasiler böyle de sanatçıların durumuna ne demeli? Türkiye Cumhuriyeti tarihine geçecek bir zamanın tam anlamıyla ne olduğuna yönelik olarak sürdürülen iletişim geride sadece bükülen dudaklar bıraktı. Suya yazılmış bir yazı gibi kaldı her söylenen. Oysa ki çoğaltabileceğimiz bu örneklerin kahramanları ve onlar gibi iletişim kurbanları şunu kabul etmeliler, iletişimde çok fazla detay var ve artık o detayların hepsini önemsemek, gözden geçirmek, değerlendirmek sonra iletişim kurmak gerekiyor. Ne de olsa başta da söylediğimiz üzere, “Şeytan detayda gizlidir”.

Son Haberler

OLMUYOR

Bütün maçlarımız bıçak sırtı. Kalmadı kredimiz. Sürekli ölüm kalım için sahaya çıkıyoruz. Böyle olunca da öne geçmek şart stresi azaltmak için. Yapamadık...

Benzer Konular