GEÇEN SENE Euroleague, Türkiye Ligi ve Kupasında ezeli rakibi GS’a finallerde boyun eğerek sezonu kupasız kapatan sarı-lacivertliler bu sene kadronun neredeyse yarısını değiştirdiler!
Takımın en önemli yerlilerinden ESMERAL TUNÇLUER, yazın ülkemizde oynanan Dünya Şampiyonası sonrası basketbolu bıraktı. CAPPIE PONDEXTER ve ISABELLE YACOBOU ile devam etmeme kararı alındı ve bildiğiniz üzere VERAMEYENKA da sezon ortasında hamile kaldığı için sözleşmesi feshedilmişti. Zaten iki senedir çok fazla süre alamayan NEVİN NEVLİN de İstanbul Üniversitesine gitti.
Bu oyuncuların yerlerine Amerikalı pivot TINA CHARLES, Senegal orijinli İspanyol pasaportlu bir diğer uzun ASTOU NDOUR, Sırp oyun kurucu MILJANA BOJOVIC ve yerli rotasyonuna da tecrübeli milli oyuncu TUĞBA PALAZOĞLU transfer edildi.
Senelerdir kadroda bulunan BİRSEL VARDARLI, Amerikalı forvet ANGEL MCCOUGHTRY, Polonya’lı sniper BIBA, devşirme oyuncu kontejanında da milli pivot ‘Q’ HOLLINGSWORTH ve yerli yedek KÜBRA SİYAHDEMİR(EKŞİ) ile devam kararı alındı.
Ayrıca milli power forvet TUĞÇE CANITEZ ve 3 genç yetenek OLCAY ÇAKIR, CANSU KÖKSAL ile HÜLYA ÇOKLAR rotasyonu tamamlayan diğer isimler oldular.
Aynı zamanda 2 senedir takımın direksiyonunda bulunan İspanyol koç ROBERTO INIGUEZ yerine de Polonyalı JACEK WINNICKI getirildi.
Sezona Cumhurbaşkanlığı Kupasında ezeli rakipleri Galatasarayı 56-48 yenip kupayla başladılar ve Euroleague’de Kayseri ve Brno’da kazanıp, Türkiye Liginde oynadıkları ilk 3 maçı da almayı başardılar ama daha resim maçlarda 6/6 ile mağlubiyet yüzü görmemelerine rağmen, maalesef herşey toz pembe görünmüyor!
DAHA SEZONUN BAŞI ve eleştirmek ya da net bir tehsis için çok erken belki ama FENERBAHÇE’nin başı bu sene de epey ağrıyacakmış gibi..
Mevki mevki gidelim ve önce 1 numara, yani oyun kurucudan başlayalım; BİRSEL kulübün, taraftarın hatta BAŞKAN AZİZ YILDIRIM’ın gözbebeği ama 2 senedir serbest düşüşte olduğu da bir gerçek. Özellikle hedefi Euroleague Şampiyonluğu olan bir takım için yeterli olmadığını düşünüyorum. AMA O VARKEN DE, oraya onu yedeğe atacak değil onu tamamlayacak oyun kurucu alınıyor ki bence HATALARIN EN BÜYÜĞÜ burda!
Avrupa Kupaları için 2 KITA DIŞI hakkı olduğunu hesaba katarak, bu kotanın da Angel ve Tina Charles’a kullandığını düşünürsek; o mevkiye ben olsam, Bojovic’in yerine 30 yaşını geçmiş, sadece Avrupa’da oynamayı sorun etmeyecek, tecrübeli ve AVRUPA PASAPORTLU bir yıldız alırdım..
Mesela mı ? Fransız Celine Dumerc ilk aklıma gelen isim..
Dumerc tabii ki kalite olarak bir Sue Bird ya da Lindsey Whalen değil, hatta Avrupalı bir isim yazacaksak da Sylvia Dominguez gibi temposu da yok ama ilk iki ismin kıta dışı kontejanına takılacağından, İspanyol playmaker da, AVRUPANIN EN GÜÇLÜ VE PAHALI ekibi EKAT’dan oyuncu çalmak imkansıza yakın olduğundan kategori dışılar!
ASLINDA o mevki için senelerdir pamuklara sarılıp beklenen ve WNBA’ye Türkiye’den draft edilen ilk oyuncu OLCAY ÇAKIR da var ama nedense, bugün-yarın diye diye 21 yaşını geçti ve hala önemsiz maçlarda aldığı 3-5 dakikalık sürelerin üzerine koyamadı.
Ya koçlar buna cesaret edemiyor ya da kendi beklenen sıçramayı yapamadı ama sonuç olarak, futboldaki GENÇ SEMİH misali, bu sene de kendisinden beklenen patlamyi yapamazsa, maalesef bundan sonra rotasyon oyuncusu olarak kalacakmış gibi gözüküyor..
GEÇELİM 2 numaraya.. Cappie bu takımın SEMBOL YABANCILARINDAN ama bu sene yolları ayırmak ne kadar doğru bir hamle ise geçen sene onunla devam kararı alınması da o kadar büyük bir hataydı! Artık gitmeyen ayakları, kötü savunması ve takım oyunundan uzak stili ile faydadan çok zararı oldu. İlk 5’deki yerini saha görüşü, bilekleri ve oyun disiplini ile 1 adım önde olan ama sürat, içeri katetme ve atletizm konusunda 1 adım gerideki BIBA dolduracakmış gibi..
BIBA çok önemli bir oyuncu ve tam bir sniper! Senelerdir bu kadronun son yabancısı konumundaydı ama bu sene POLONYALI antrenör ile tekrardan yardımcı oyuncu konumundan başrole geçip, ona uygun setler çizilirse 2010 öncesi spot ışıklarını üzerine çevirdiği şaşalı yıllara döneceği inancındayım.
32 yaşındaki oyuncu gerek tecrübesi gerek kalitesi ile, bu sene ‘bence’ takımın en önemli dişlilerinden biri olacak! Yine de zorluk derecesi yüksek maçlarda, mesela olası bir EKAT eşleşmesinde, el üstü şutu ve 1’e 1 adam eksiltme becerisi olmadığı için FB hücumları tıkanabilir.
Mesela MAYA MOORE bu takıma ilaç olurdu ama hem yüksek maliyeti hem de kıta dışı haklarının dolu olması, bu isteği maalesef hayalden öteye geçiremeyecek!
Tuğba da alınabilecek en iyi yerli dış atıcılardan biriydi ve rotasyon için mantıklı bir transfer olduğunu düşünüyorum.
ŞİMDİ SIRA 3 NUMARADA… FB’nin elinde dünyanın bence mevkiinin dünyadaki en iyi 2-3 oyuncusundan biri ama iki ucu keskin bıçak oyuncusu ANGEL bulunuyor! İnanılmaz süratli, çok rahat topla rakibini ekarte edebilen, çok iyi sıçrayan, ribaund alan, savunma yapan ‘ALL AROUND’ bir atlet ama bazen kayışı kopartıp salladığı intihar şutları ve takım sete yerleşmeden bitirdiği hücumlar da eksi yönleri! Ayrıca çok iyi bir orta mesafe atıcısı ama dış şutlar için aynı şeyleri söylemek mümkün değil.. Yine de ben de karar mercii olsam, ALBA TORRENS gibi Avrupa pasaportlu, çok yönlü, oyun zekası yüksek birini kadroya katmadığım sürece, ANGEL ile DEVAM KARARI alırdım!
Gençlerden CANSU’dan bu sene çok şeyler bekliyorum. GS maçında sakatlandı, kırık şüphesi var dendi ama çok şükür beklenen çıkmadı. Takımı taşıyamaz tabii ki ama korkusuz ve agresif stiliyle, bench’ten gelip bir çok maçta takıma katkı yapacaktır.
Kübra ise belki ligdeki zorluk derecesi düşük maçlarda süre alabilir ama sezonun büyük bölümünü yine havlu sallayarak bench’te geçirecekmiş gibi gözüküyor!
GELELİM UZUNLARA; TINA CHARLES çok kaliteli bir uzun ama Britney Griner ya da Sylvia Fowles gibi tipik bir 5 numara değil! 4 ya da 4.5 diyebileceğimiz tarzda bir oyuncu ama bu yorum, yapılan transferin kötü olduğu anlamı çıkartmasın. Bence de çok önemli bir isim ve alınmasının doğru olduğu kanaatindeyim. Takımın Angel-Biba ikilisi ile birlikte hücumdaki en önemli saçayağı olacak ve ve istisnasız hemen her maç çift haneli skorları bulacaktır ama SAVUNMA???
SONUÇTA AVRUPA PASAPORTLU 5 NUMARA dendiğinde akla gelen ilk isim SANDRINE GRUDA ve senelik 1.5 milyon dolarlık sözleşmesi ile onu EKAT’dan çalmak imkansıza yakın!
Dünya genelinde 5 numara dendiğinde de tabii ki ilk isim BRITNEY GRINER. Angel-Tina ikilisi varken kıta kontejanına takılıyor ama takılmasa da ama 2.03’lük dev pivot Çin’deki hayatı ve reklam gelirleriyle beraber kazandığı senelik 2.2M dolardan oldukça memnun gözüküyor!
Diğer transfer NDOUR ise genç, atletik ama eli çok düzgün olmayan bir uzun. Orta mesafe şut tehdidi olmayan uzunları savunmak rakip takımlar için çok daha kolay. Ki Fenerbahçe’nin senelerdir en büyük silahının Nevriye, Matovic, Verameyenka gibi yumuşak bilekli uzunlardan sonra bir başka soru işareti de benim bakışımla genç İspanyol oyuncuda..
Ben olsam PARA PROBLEMİ YOKSA, sonuçta EKAT hariç inanılmaz rakamlar ödenmediğini de hesaba katarak, Avrupa pasaportu olan, Sancho Lyttle tarzı bir oyuncu, hatta hazır ezeli rakibi maddi problemlerle boğuşurken, direk gibip onu alırdım! Tabii ki atletik bir oyuncu olan Astou Ndour’un düşük maliyeti, genç ve başarıya aç oluşu ile ribaund sezgisi önemli. Yani ödenen para ile alınacak verim tablosunda mantıklı transfer belki ama FB’de hedef çok büyük ve Avrupa’nın en tepesi olduğu için, nokta vuruşu bir hamle olmadığını düşünüyorum.
HOLLINGSWORTH ‘Q’ da savunması iyi ama bilekleri hiç de yumuşak olmayan başka bir uzun ama ribaund katkısı ve sert savunması ile takıma faydalı olacağı kanaatindeyim ki yerli statüsünde olduğu için de, hem Avrupa hem de Türkiye yabancı sayılmadığından kadroda bulunmasına, FB seyircisi epey eleştirmesine rağmen, mantıksız demek hiç de gerçekçi olmaz! Milli takımda devşirme kontejanını Q’dan kapmış gözüken Lara Sanders Kayseri’den alınabilse tabii ki çok daha iyi olurdu ama onu Türk yapan ve senelerdir yatırım yaptığı Kaski’nın kafesi açıp salacağını düşünmek de abestle iştigal!
Tuğçe de rotasyon oyuncusu olarak her maç en fazla 8-10 dakika süre alacaktır ama takımın olmazsa olması olacak kalitede değil. Yine de kadroda bulunması mantıklı..Sonuçta yerli bir uzun ve milli takımın uzun rotasyonundaki en iyi 3-4 isminden biri..
GENEL OLARAK bakarsak, Biba ve Tuğba’nın performansları önemli çünkü bu seneki kadroda, Cappie tarzı bire birde adam eksiltebilen, sorumluluk alacak ve el üstü atabilen bir kısa oyuncu yok. Bu da rakip savunmaların içeri gömülesine neden olacak ve diğer uzunların titreten bileklerini de hesaba katarsak, tek düzgün şutu olan uzun Tina Charles’in performansını da olumsuz etkileyecektir!
Bojovic’in Birsel’in üzerindeki yükün en az % 30-40’ini alması gerekiyor ve de seyircinin göz bebeği milli oyun kurucunun da 2 sene önceki haline dönmesi.. Bugüne dek seyrettiğimiz maçlar bize Tina-Angel ikisili atacak, Biba ceza atışını kesecek diğerleri de tamamlayıcı oyuncular olacakmış izlenimi verdi.
Ama Biba ile Tuğba 3 sayi cizgisi gerisinden ne kadar yüzdeli atarlarsa atsınlar, Cappie’nin 3-4 sene önceki hali gibi bir delici şutör guard eksikliğini zorluk derecesi yüksek maçlarda hissedeceklerdir! Geçen seneye göre en büyük artıları ise; bu kadronun daha bir ‘takım gibi takım’ olması ve ribaundları kovalayacak siyahi, atletik uzun oyuncu bolluğu.
Grup maçlarında Fenerbahçe ne kadar kötü oynarsa oynasın üst tura çıkacaktır ama özellikle LANGIRT TAKIMI gibi tek vücut halinde, hareketli ve kademeli savunma yapan BOURGES ile deplasmanda oynanacak karşılaşma, bence sarı-lacivertlilerin hücum kalitesini doğru analiz edebilme açısından 2015 öncesi en önemli test olacak..
KISACA kadro mühendisliği denen şey çok doğru oturmadı diye gözüküyor. Tabii ki bunları ‘HEDEFİN EUROLEAGUE ŞAMPİYONLUĞU’ olduğunu baz alarak yazıyorum.. Yoksa bu kadronun bu haliyle de EKAT hariç, Avrupadaki diğer hiçbir takımdan aşağı kalır yanı yok!
SONUÇ OLARAK; Euroleague şampiyonluğu için geçen sene çok büyük bir fırsattı ve sarı-lacivertliler bunu başaramadı. Hatta finalde kaybetmekle kalmayıp, yenildikleri takım da ezeli rakipleri GALATASARAY olunca, üstüne de ligde seneler sonra şampiyonluk yine sarı kırmızılılara kaybedilince, KULÜBÜN GÖZBEBEĞİ ŞUBEYE bakış sanki bir anda değişti ve 25 Milyonun gözünde kadın basketbolu, rating açısından adeta serbest düşüşe geçti!
10 senedir kazıya kazıya geldikleri, her sene F8’den döndükleri, sonra son 2 sene 2 kez Euroleague Finali oynayıp alamadıkları kupayı bu sene alabilirler mi ? Yine favori 15M Euroluk bütçesi ile bu seneki takviyelerle daha da güçlenen Rus devi EKAT gözüküyor ama bilinmez.. Bunun en güzel örneğini bize geçen sene Galatasaray Odeabank F8 yarı finalinde onları eleyerek göstermişti.
Bu arada TEKRARDAN eski sisteme yani 8’liden 4’lü finale dönüldü. Mayıs ayında yapılacak FINAL FOUR’a yaklaşık 7 ay var ama ‘bence’ bugün için gözüken; takviye olmazsa, Fenerbahçenin yine bir şekilde F4’e kalacağı ama sonrasının muamma olduğu şeklinde..