Yüz güzelliği mi iç güzelliği mi meselesiyle uzaktan- yakından bir alakası yok ama “boyu mu, işlevi mi” meselesini çok andıran bir sorunsal daha var:
-Nitelik mi nicelik mi?
Nicelik sayılabilir, nitelik ise sayılamaz olduğundan olsa gerek net bir cevabı yok bu sorunun ve bu cevap duruma göre farklılık gösterebiliyor.
Şu bir gerçek ki nicelik olmadan hiç bir şey olmuyor amma ve lakin yeterli nicelik varsa da aranan tek şey nitelik oluyor.
20’ye yakın transfer yapıldı ama market değeri itibariyle Fenerbahçe ligin en değerli 3.kadrosuna sahip takımı durumunda.
10 tane çok kaliteli adam alma şansın yok ama 20 futbolcuya da ihtiyacın yok. Özellikle forvet hattında niteliği bir iki tık yukarı çekmek için nicelikten biraz taviz verilmesi gerekirdi fikrindeyim. Beklenen kalitede oyuncular gelirse mesela Perotti gibi (Samatta ve Ze Luis özellikleri itibariyle değil), işte o zaman fazla mal göz çıkarmaz diyebiliriz yapılmış transferlerin bazılarına.
1 gol 3 puan demek, 1 gol yerine göre bir şampiyonluk demek, şampiyonluksa minimum 30-40 M Euro demek..
90+da bir frikik olur, Nani topu köşeye asar, Muslera 90+da bir topu köşeden çıkarır, Falcao ceza sahasına gelen tek ortayı gol yapar falan filan. Umarım anlatabildim meramımı.
Ligi bilen değil de futbolu bilen adamlar olsun yeterli.
Bugün Sosa ilk yarıda sahada değildi, belki hazır değildir ama Fenerbahçe’deki kalite eksikliği bariz ortadaydı.
Biz hep transferlerden bahsettik, o gelsin bu gelsin diye ama bir şeyi atladık o da Erol Bulut. İyi bir hoca dedik, ligde iyi işler çıkardı dedik ama bu konuyu çok tartışıcağız gibi geliyor bana..
Geçen hafta Tolga Ciğerci’yi Ozan’a tercih etmişti ve yakın çevreme “görün bakın Tolga Ciğerci bela olacak Fenerbahçe taraftarının başına” demiştim, “yok canım, adam millî maçtan geliyor yorgun falan” demişlerdi ama bugün yine Tolga Ciğerci sahadaydı..
Ben net konuşayım, Ozan’ın yerine Ciğerci’yi oynatırım diyen adamla ben futbol konuşmam, kendi sahasında Hatayspor’a karşı Gustavo-Ozan-Ciğerci üçlüsüyle çıkan hocaya değil Fenerbahçe futbol takımını, bakkal dükkanını emanet etmem.
Evet, rakip kapalı kutuydu ama o kadar da değil, Fenerbahçe kendi sahasında böyle oynamaz.
Hatay’ın işini kolaylaştıran da Fenerbahçe’nin oyun düzeni oldu, Erol Bulut oyuncu tercihleriyle Pereira ve Aykut Kocaman’a rahmet okuttu bugün.
3 tane çapa sahada, bir kanatta top stopu ve oyun zekası kısıtlı Thiam, topu alan yana veriyor, Thiam’a gelirse de top rakibe geçiyor, nasıl gol atacaksın?
Iş kalmış Caner’in ortalarına, orada da topa kafa vuracak santrforun yok, hadi yerden oyna diyelim,duvar olacak çiğ et yemiş adam da yok forvette.
Bu düzen içerisinde ilk yarı bitti, ikinci yarı hamleler geliyor dedik ve Sosa girdi ama beklenen etki gelmedi..
O kadar çok oyuncu değişikliği oluyor ki kontrolü kaybediyoruz, senin hücum etmen lazım, Tolga sahada, Ozan kenarda.
Rakip 10 kişi kalmış, ceza sahasına gömülmüş Frey kenarda. Bir gün Frey güzellemesi yapacağım aklıma gelmezdi bu da ayrı konu.
Erol Bulut’un bütün tercihleri hatalaydı, başlı başına Error verdi, bu tercihlerle ömrü uzun olmaz, dua etsin maçlar seyircisiz oynanıyor.
Geri dörtlü belli zaten, maaşında indirime girmeyen Serdar kesiği yemiş, Lemos’u tercih etmiş, eyvallah. Gustavo-Ozan-Ferdi yaparsın orta üçlüyü, Thiam’ı bir kenarda kullandın hadi, diğer tarafa da Sinan veya Deniz dersin, öne de Valencia’yı koyarsın, bu kadar basit. Öne Frey’i de koysan anlarım, adamda kalite noksan ama fizik ve enerji noksan değil..
Sonuçta Fenerbahçe evinde ilk puan kaybını yaşadı. Gelecek olan 3 transferin ne kadar önemli olduğu umarım anlaşılmıştır. Samatta ve Ze Luis değil, bir pivot santrfor lazım, golcü.
Biz bunları iki aydır konuşuyoruz, Şuursuzca yapılan transferleri eleştiriyoruz. Umarım gelecek 3 transfer nokta atışı olur, 3 bomba patlar yoksa sonuç şimdiden belli, o 3 bomba Kadıköy’de patlar. Sırasıyla Erol Bulut-Emre- Ali Koç.
Her halükarda niteliksiz ve niceliksiz olmaktan iyi bir durum elbette..
mail: bruno.monte@abcspor.com
twitter: @BrunoMonte1907