https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

DEDEDEN TORUNA SON KADIKÖY ZAFERİ

Okunması Gerekenler

brunoVay be Evlat.. Günler günlerimize tane tane damlarken, düşünüyorum da ne çabuk geçmiş yıllar şu acımasız hayat mücadelesinin içinde.
Evlat, dinle bak. Annen vermişti de kucağıma, küçücüktün daha. Tutamamıştım, bi yanına bi şey olur sanmıştım. Kim derdi ki şimdi o minicik oğlan büyüyecek te  boyumuzu gelecek.
Bir de bak şu ihtiyar koca çınara? Dizleri ağrıyor, oturamıyor bile rahatça…
Evlat bak şimdi ben sana neler anlatacağım bugün.
Beheyyyy, dedem Korkut boy boyladı, soy soyladı diye başlardı.
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal iken pireler berber iken ben nenemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken diye de devam ederdi.
Ben de sana öyle anlatayım dedim evlat 90’ları.
O yıllar zaten bambaşka yıllardı. Belki 90’larım son demleriydi ama evlat, 90’lardı be yine nihayetinde.
Deheyyy, koca Süleyman be. Damgasını vurmuştu 90’lara. Bir de kara oğlan vardı be, mavi gömleği, lacivert ceketiyle başbakandı be.
Pop müzik almış başını yürümüş. Kimler kimler kimler aklıma gelmiyor şimdi hepsi.
Çoğu ölmüştür, rahmetli olmuştur, toprak olmuştur be evlat.
Biz bile o zaman yeni yetmeyiz. Hayatımızda ilk defa bilgisayara dokunmuşuz. Yonca vardı, zurna vardı internette. ASL diye sorup başlardık chat’e. Manita avlamaya. break-break’li telsiz dönemlerinin çocuğuyduk ne de olsa. alışkındık o işlere.
Bir de şakalarımız vardı, bugün sana tuhaf gelecek. Söyleyip söyleyip gülerdik be evlat.
İsimli şakalar vardı. Yabancı isimlerden yapılmış şakalar.
Şu yaşlı hafızam beni yanıltmıyorsa, birleşmiş milletler delegelerinin isimleriydi.
Japon delegesi, Tutsi Kikoy Ama
Çin delegesi Orama Goma
Arap delegesi vardı , El habibi G*t  tabibi.  Rus arkeolog Ivan Divandelen, Yunan parlamenter Pipis Pipisipis.
Bunlara  gülerdik be Evlat.
Biri Ananas-aldırdım çok güzeldi derdi, herkes gülerdi. Maykıl dedi mi birisi gel önüme kaykıl derdi öteki, hep beraber gülerdik, sonra da hasbıhal ederdik.
Çocuklar pokemon oynarlardı, her çocuğun bir tasosu vardı. Saçma sapan yuvarlak, plastik metal para şeklinde oyuncaklar. Nerdeee, şimdiki oyuncaklar ??
Bir de tuğla dizme oyunu vardı. Tetris derlerdi adına. Tetris aletini almadan tuvalete gidilmezdi. Rüyanda bile dizerdin tuğlaları itinayla.
Macarena diye bir şarkı vardı. O çok modaydı işte. Herkes o şarkıya dans ederdi diskoda.
Ha bir de Ricky Martin diye bir herif vardı. Fransa 94 dünya Kupası’nın şarkısını yazmıştı. Çok tutmuştu o şarkı m Yaşıyordur inşallah. Türkiye geldiydi de Hülya Avşar poposuna ellediydi. Tabii o zaman Hülya Avşar genç, taş gibi hatun. Şarkı söylüyor, dizide oynuyor, Talk Show yapıyor falan.
Şimdi FRANSA dedim ya Evlat, ordan aklıma geldi.. Bi şey anlatayım sana:

Bir kış günüydü evlat. Bir Aralık ayıydı. Şu yaşlı ihtiyar doğru hatırlıyorsa Aralığın 22’sini gösteriyordu saatli Maarif takvimi. Yıl milenyuma bir var. 1999.
Bereket yağıyor derler bizim topraklarda böyle yağdığında yağmur. Aynen öyle yağıyordu. Ne yağmurdu be evlat ?
O zamanlar Dedende yine bir futbol hastalığı var. Genciz tabii. Ateşliyiz. Ateşli de taraftarız. Giydik Çubuklu’yu? Gittik maça.
Rakibimiz Mektebi- Sultani’nin Spor kulübü. Fransızlar kurmuşlar. Galatasaray diyorlar.
G,Saray’ın da bir kadrosu var, Deheyyyyy.
O sene bizim Fener çok zor durumda. Galata canavar.
Teknik Direktörleri var Fatih Terim. Yağız mı yağız bir genç adam. O zaman da deli fişek.
Forvetlerinde Hakan var. Gencecik daha. Görsen lise talebesi dersin. Parlak bi oğlan. Yılların Hagi’si var. Dünyaca meşhur. O da deli fişek. Külüstür cep telefonunu bi G.Saray taraftarı çalmıştı da kıyameti koparmıştı. Hepiniz hırsızsınız demişti.
Bir de Capone vardı. Brezilyalı. Tipi tinerciye benzerdi ama iyi topçuydu.
O maçı hiç unutamam ben. Içimde hala yara be evlat.
Neyse lafı uzatmayım. G.Saray’ın şiddetle puana ihtiyacı var. Maça da iyi başladı hergeleler. Saldırıyorlar ha bire. Fener’in kadrosu da cacık o zaman. Transferler tutmamış. Preko diye bir adam vardı, bizim forvet ona emanet düşün.
Neyse Hasan Şaş’la G,Saray öne geçti. Şimdi yorumcu. Çok yaşlanmış o da bizim gibi.
Neyse dediğim gibi o tinerci kılıklı Marcio denilen oğlan da attı mı ikiyi ?
Dedik, aha şimdi tuttuk. Fark yiyeceğiz galiba.
Neyse ikinci yarıya bizimkiler zıpkın gibi başladı. Ha bire bastırıyoruz, ha bire bastırıyoruz, yemiyor be kaleci. Adını unuttum şimdi o kalecinin, çok zaman geçti.
Neyse Rumen bi oğlan vardı bizde. Moldova’ndı adı. Evet, evet, Moldovan. Attı golü. Yıllarca konuşuldu. Sonra başladı bunlar Yusuf Yusuf etmeye.
Olmadı be, ne goller kaçtı da olmadı be.
Adamlar geldiler, Kadıköy’de yendiler, gittiler be. Unutamadık be Evlat !
Ömür dediğin kısa be evlat. Bi daha da benzer bi şey yaşanmadı.
Deheyyyyy daha ne zamanda yaşanır bilinmez, Allah izin verirse, yaşarsak görürüz be evlat !!
Çok mu hoşuna gitti evlat, 90’ların şakaları hala kıkırdıyon
Bi şaka daha var, Yıldo diye bi abime yapmışlardı. Fenasi diye bi adam yapmıştı.
Neyse bi daha ki sefere de onu anlatırım.
Ben artık çok yaşlı bir adamım evlat, dinlenmem lazım şimdi.
Kendine iyi bak Evlat.

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

bruno.monte@abcspor.com

Son Haberler

EUROLEAGUE’İN YENİ YÜZÜ, YÜKSELEN DEĞERİ PARİS BASKETBOL

Geçen sezonun EuroCup şampiyonu Paris Basketbol, ilk Euroleague sezonunda ne yapacak herkesçe soru işareti idi. T.J. Shorts gibi çok kısa...

Benzer Konular