Bundesliga’da uzun kış arası önümüzdeki hafta oynanacak Wolfsburg – Bayern Münih mücadelesiyle sona erecek. Kısaca sezonun ilk yarısını hatırlayalım.
Bundesliga’da sezona yine Bayern Münih damgasını vurdu. Pep Guardiola’nın takımı, sezonun ikinci yarısına 11 puan farkla adeta şampiyon olarak giriyor. Bavyeralılar kendilerini fazla da sıkmadan, 17 maçta sadece 3 beraberlik neticesinde 6 puan kaybederek ve yalnızca 4 gol yiyerek 45 puan toplamayı başardılar. İşin enteresan tarafı ise, herkese, gerekirse çok daha iyi oynayabileceklerini mesajını vermeleri oldu.
Sezonun, hatta son yılların en büyük sürprizine ise; şampiyonlar liginde yoluna dolu dizgin devam eden, 2011 ve 2012 Bundesliga şampiyonu, geçen sezonun ikincisi, çoğu kişiye göre Avrupa’da göze en hoş gelen futbolu oynayan Borussia Dortmund imza attı. Klopp’un öğrencileri ligde averajla sondan ikinci sıradalar. Bir gol daha az atmış olsalar, sezonun ikinci yarısına ligin son sırasında başlayacaklardı.
Lewandowski’nin kaybı Götze’ye oranla çok daha pahalıya patladı. Yeni transfer Immobile kötü oyuncu değil ama sisteme hiç uyum sağlayamayınca, Şampiyonlar ligi’nde 6 maçta 15 gol atan takım, domestik ligde 17 maçta ancak 18 gol bulabildi. Bundesliga’da şu an en çok tartışılan konu, Klopp’un sisteminin rakip teknik direktörler tarafından çözüldüğü ve artık, asla eskisi gibi kolay gol bulamayacakları şeklinde. Ben buna tam katılmıyorum, çünkü sakatlıklardan çok çektiler ve yakaladıkları pozisyonları bir türlü değerlendiremiyorlar. Lig’de 17 sıradalar ama kaleyi bulan şutlarda üçüncü, kaleye atılan şutlarda ise sıralamada 4. Durumdalar. Bu şanssızlıkları bir yerde dönecektir.
Bayern’in takipçileri arasında en öne çıkan takım Wolfsburg oldu. Otomobil şehri ( Volkswagen ) hem Bayern’den sonra en iyi oynayan takım oldu hem de en yakın rakibinin 6 puan önünde ikinci sırada. Kurtlar geçen hafta hayatını trajik bir şekilde kaybeden genç oyuncuları Junior Malanda’nın üzüntüsünü üzerlerinden atabilirlerse ikiniciliği kaptırmazlar gibi gözüküyorlar.
Lige müthiş başlayan, bir ara Bayern’i zorlayabilecek gibi görünen Schmidt yönetimindeki Bayer Leverkusen o yüksek temposunu devam ettiremese de hem Şampiyonlar Ligi’nde gruptan çıktı hem de direkt Şampiyonlar Ligi bileti anlamına gelen, lig üçüncülüğüne tutundu.
Bana göre kısıtlı bütçesine rağmen, 74 doğumlu yıldız teknik direktörleri Markus Weinzierl’le ligi 6. sırada tamamlayan ( kulüp rekoru ) Augsburg ilk yarının takımı oldu. Dortmund’un yokluğunda Mönchengladbach, Schalke ve Leverkusen’le Avrupa Kupaları için kıyasıya bir mücadeleye girecekler.
Yıllardır taraftarlarını kahreden Bundesliga dinozorları yine kötü sezon geçiriyorlar. Hamburg, Stuttgart ve Werder Bremen için bu sezon ligde kalabilmek yine en büyük hedef olacak.
Hamburg 17 maçta sadece 9 gol atıp 19 gol yiyerek kendi adına bir başka rekora imza attı. Mart ayında şehrin 2024 Olimpiyatlarına aday olup olmayacağı kesinleşecek ve 15 Şubat’ta yerel seçimler var, bu sebeple biraz olsun eleştiri oklarından uzaklaşmış durumdalar ama baskı yavaş yavaş artacaktır.
Lige yeni yükselen Köln ve tarihinde ilk kez Bundesliga’da oynayan Paderborn, görece iyi sezonlar geçirerek puan tablosunun ortalarında yer buldular.
Bayern’in şampiyonluğunun kesinleşeceği sezonun ikinci yarısında asıl mücadele ligin dibinde yaşanacak. Lig 10.su Paderborn ve sonuncu Freiburg arasında sadece 4 puan var. 2 hafta üstüste kazanan takım birden kendini bambaşka bir yerde bulabilir. İşin ilginç tarafı, bu mücadelede Dortmund’un da yer alacak olması.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
emrah.seber@abcspor.com