Pire’de kötü geçirdiğimiz ve farklı kaybettiğimiz ilk maçın ardından, ikinci maçta Olympiakos’a onların silahı ile, savunma ile cevap verip kazanmayı başarmıştık. Ev sahibi avantajını geri aldığımız ve psikolojik üstünlüğü de yakaladığımız seriyi İstanbul’a taşıdık. Anadolu Efes artık Abdi İpekçi’deki 2 maçı da kazanıp, Final Four biletini kapmaya odaklanmıştı. Bunu bilen taraftarlar da bu akşam salonu büyük ölçüde doldurmuştu ve ilk dakikalardan itibaren Lacivert Beyazlıları verimli bir şekilde desteklediler.
“Kötü başlangıcı Brown ile atlattık”
Efes, hücumda sert Olympiakos savunmasına karşı kötü başladı. Savunmada ise, Doğuş ve Dunston’ın enerjisi ile, biz de onlara kolay sayı şansı vermedik. Çeyreğin ilk bölümü skor anlamında kısır geçilirken, ikinci bölümde Brown’ın orta mesafe şutları ve Printezis’e karşı yüzü dönük oynadığı birebirler ile skor avantajını ele geçirdik.
“Olympiakos Mantzaris ve Printezis ile toparlandı”
Brown ile birlikte 4lü dışarıda oynayan Anadolu Efes, Dunston’a boyalı alanda daha fazla yer açtı ki, ikili oyunlar sonrası adam değişmelerde Printezis ile eşleşmelerinde hep topu ona indirip, fizik avantajını kullandık. Ama hücumda topun değerini bilmememiz ve yaptığımız basit top kayıpları ritmimizi düşürdü. Olympiakos ise hücum tarafında Printezis’i daha fazla kullanıp Brown’ı yıpratmaya çalışırken, Mantzaris de dış şutlarda isabet bularak x-faktör olarak devreye girdi.
“Heurtel ile ritim bulduk”
Koç Perasovic temponun düştüğünü görünce hemen Honeycutt-Heurtel ikilisini oyuna aldı ki, Fransız guard oyuna girer girmez gönderdiği erken, ama isabetli üçlükle, hücumda aradığımız ritmi tekrar kazandırmış oldu takıma. Bunun yanında Kirk-Dunston ikilisini de birlikte oyunda tutmamız ile boyalı alandaki savunma seviyesini de bir kat daha yukarı çekmiş olduk. Ama koç Sfairopoulos’dan da Milutinov hamlesi geldi; Papanikolau’yu 2 numaraya, Papapetrou’yu da 3 numaraya çekip takımı uzattı; bu beşe karşı hücum etmekte çok zorlandık.
“Hücumda çok durağan oynadık”
İkinci çeyrekle birlikte Heurtel’in oyunda olmasının avantajını kullanmak isteyen Olympiakos, Mantzaris ile onun üzerine penetre ederek skor bulmaya başladı. Buna karşın Anadolu Efes, hücumda durarak oynamaya devam etmesinin cezasını çekti. Heurtel top alamayınca Honeycutt’ın elinde patlayan toplar, erken ve zorlama şutlar izlemeye başladık; hücumda tamamen düzenden çıktık. Sayı bulmakta çok zorlandığımız bu bölümde, aslında fauller imdadımıza yetişmişti fakat Paul ve Honeycutt da toplamda 1/5 atarak, bu konuda da bizleri hayal kırıklığına uğrattı.
“Çift guard formülü yine tuttu”
Çeyreğin ikinci 5 dakikası ile birlikte, koç Perasovic hücumda düzeni yeniden sağlamak adına, Heurtel-Granger ikilisini birlikte sahaya sürdü. Fakat Green sürekli iki faulü olan Granger’ın üzerine giderek, üretmeye başladı. Abdi İpekçi’deki taraftarların verdiği müthiş destek ile kendine gelen ve hücumda daha iyi pas yapmaya başlayan Anadolu Efes, Granger liderliğinde üretmeye başladı nihayet. Tabii bu geri dönüşte, Honeycutt’ın savunma ribaundlarını, Dunston’ın da hücum ribaundlarını domine etmesinin etkisi de büyüktü.
“Dunston, Brown ve hücum ribaundları”
Green’in üçlemesi ile kenara gelmesi ve Granger’ın da oyunda olması nedeniyle Heurtel-Spanoulis eşleşmesini iyi kullanmaya başladık. Sakallı, fizik ve atletizm olarak Fransız guardı zorlamadığı için dengeyi daha rahat kurduk. Evet hücum ribaundlarında Birch’e fazla fırsat vermeye başladık, ama biz de Olympiakos pota altında, Dunston-Brown ikilisi ile benzer dominasyonu gösterdiğimiz için skorda geri düşmedik. Hatta aldığımız hücum ribaundlarını direkt skora çevirebildiğimiz için, öne de geçmeyi başardık.
“Hücum vasat, savunma kusursuza yakın”
İlk yarının özeti aslında yine savunmaydı. Dunston’ın boyalı alanı karartması, Brown’ın özellikle 2.çeyrek sonunda konsantrasyonunu arttırarak Dunston’a destek olması, Honeycutt’ın hücumdaki verimsizliğinin aksine, oyunun diğer tarafında yardımları ile takımı toparlaması ve tabii ki Doğuş’un Spanoulis üzerinde kurduğu baskı ile Kırmızılar’ı sadece 27 sayıda tuttuk. Hücumda takım olarak beklentilerin altında kaldığımız ve durağan oynayarak kendi verimimizi düşürdüğümüz bir maçta, savunmadaki istikrarımız bizi skorda önde tuttu.
“Heurtel bile savunma yaptı”
İkinci yarıya Dunston liderliğinde nefis bir savunma sekansıyla başladık; boyalı alanda Olympiakos uzunlarını darma dağan ettik ki; Birch’ün sakatlanmasının ardından Young’a da potayı göstermedik. Doğuş’un Spanoulis üzerindeki bunaltıcı baskısının devam etmesi, Cedi’nin Papanikolaou’ya göz açtırmaması ve Brown’un yardımlardaki, artı pas aralarındaki zamanlaması ile kusursuz bir savunma yaptık. Öyle ki, bu savunma fırtınası Heurtel’i bile işin içine soktu. Fransız guard da taraftar desteği ve takım arkadaşlarının yakaladığı bu savunma ritmine ayak uydurdu, kaptığı toplarla eşlik etti. İlk 4 dakika geride kalırken, hiç sayı bulamamıştı Olympiakos.
“Savunma kaynaklı koşmaya başlayan Efes”
Yakaladığımız bu 8-0’lık seride bulduğumuz bütün sayılar, savunma kaynaklıydı. Savunmayı takım olarak yapmaya başlayan ve bundan keyif alan Anadolu Efes, koşmaya ve tempo bulmaya da başladı. Açık alanda yakaladığımız fırsatları, Olympiakos savunması yerleşmeden potaya yaptığımız verimli penetrelerle skora çevirdik. Ancak Doğuş’un 4.faulünü alıp kenara gelmesi ve koç Sfairopolous’un Green-Spanoulis ikilisine dönmesi ile Sakallı daha fazla alan bulmaya başladı, hem potaya giderek üretti, hem de ikili oyunları rahat oynayarak uzunları beslemeye başladı. Ama Heurtel yine Granger oyundayken bitirici rolünde çok iyi iş çıkardı ve bireysel yeteneği ile bulduğu kritik sayılar ile farkın erimesine izin vermedi.
“Brown’a çözüm bulamadılar”
Heurtel ve Granger, sıcak elli Brown’ı akıllı bir şekilde sürekli topla buluşturdular. Printezis’in kenarda olması ile birlikte savunmada rahat eden Brown, birebirde Papapetrou’yu rahat işledi ve skor bulma konusunda sıkıntı yaşatmadı Anadolu Efes’e. Kirk ve Paul ise belki Doğuş-Dunston ikilisi kadar etkili değillerdi savunmada, ama onlar kadar mücadele ederek, onlar kadar savaşarak savunmadaki ateşin sönmesine hiç izin vermediler.
“Erken havaya girdik”
Son çeyrekle beraber savunmada sürekli adam değişen Olympiakos, temsilcimizi potadan bir hayli uzaklaştırdı, hücumda yine ritmimiz düştü. Savunmada da farkın açılmasıyla erken rahatladık ve Olympiakos üst üste bulduğu sayılarla hemen farkı 11 sayıya kadar düşürdü. Ama hücum ribaundlarında Dunston’ın bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi ile yarattığı ikinci fırsatlarla ayakta kaldık.
“Gerginlik bize yaradı”
Bir ribaund pozisyonunda, Papanikolaou-Brown arasında yaşanan gerginlik fiziksel temasa dönüşünce, iki oyuncu da sportmenlik dışı faul ile cezalandırıldı. Ama bu gerginlik bizim işimize yaradı. Salonun akıllı bir şekilde gösterdiği tepki hemen savunmamıza da yansıdı; tekrar kendimize geldik, tekrar sertleştik, tekrar vidaları sıktık.
“Girmeyen üçlükler üçlükler üçlükler…”
Çeyreğin ikinci bölümünde hücumda Heurtel liderliğinde aslında penetre pası iyi oynadık, ama Thomas diplerden bulduğu boş üçlüklerden isabet çıkaramayınca, yarı sahayı çabuk geçen Olympiakos, Papapetrou üzerinden üst üste bulduğu 5 sayıyla farkı tek hanelere indirdi maalesef. Savunmada sertliği arttıran ve bizi yine potadan uzaklaştıran Olympiakos’a karşı 3 sayı çizgisi gerisinden çember dövmeye devam ettik maalesef ve bu da onların ribaundlar sonrası tempo yapıp, kolay sayılar bulmalarını sağladı. Neyse ki Honeycutt liderliğinde savunmada geç olmadan toparlandık ve Granger ile potaya gitmeyi hatırladık.
“Sakallı sazı eline aldı”
Son bölüme girilirken farkın tek hanelerde olması nedeni ile el yakan toplarda sahneye maalesef yine Spanoulis çıktı. Granger da Heurtel de Yunan guardın karşısında iyi duramadı; onun liderliğinde üretmeye devam eden Olympiakos farkı bitime 2 dakika kala 3 sayıya kadar düşürdü . Özellikle Heurtel’in Spanoulis karşısında kaldığı her anda çok rahat skor buldu.
“Spanoulis az kalsın…”
Bitime 1 dakikadan az süre kala Dunston ve Honeycutt’ın hücum ribaundlarındaki esktra gayretiyle, farkı rahat eritebileceğimizi düşündüğümüz 7 sayı baremine getirmiştik. Ama koç Sfairopolous akıllı bir şekilde Papanikolaou’yu 2 numarada tutarak, Heurtel’i Spanoulis’in karşısında bırakmaya zorladı bizi ve Yunan guard da göstere göstere bulduğu iki üçlükle farkı 1 sayıya indirdi, bitime 20 saniye kala. Son topta ona faul yapmadık, riske attık ama Doğuş’un etkili savunmasına karşı bu kez üçlüğü kaçırdı nihayet. Sonrasında Heurtel ve Honeycutt taktik faullerde çizgide hata yapmadı ve Anadolu Efes çok değerli bir galibiyet alarak 2-1 öne geçti seride.
“Final Four kapısı ardına kadar aralandı, adım atıldı”
Anadolu Efes sezon boyunca savunma direnci ve istikrarı konusunda hep eleştri oklarının hedefi olmuştu. Ama play-offlarda bu konuda net bir şekilde seviye atladılar. Normal sezon boyunca tempo üzerine kurulu bir basketbol oynamalarına rağmen Olympiakos’a karşı adeta kabuk değiştirdiler ve rakip tempo yapmamıza izin vermedikçe, biz de savunmayı daha da sertleştirdik. İkinci maçtaki kusursuza yakın savunmanın ardından bu kez Dunston ve Doğuş liderliğinde “kusursuz” savunma performansına ulaştık, sadece 60 sayıda tuttuk Yunan temsilcisini ve Final Four kapılarını ardına kadar açıp, ilk adımımızı attık içeri.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
Mail: fersu77@yahoo.com
Twitter: @fersudeniz