Hafta arası güzel bir Antwerp galibiyeti almışsın. O maçtan sonra daha çok skora etki eden ayaklar Mert Hakan, Irfan Can ve Berisha konuşulmuş. Halbuki Fenerbahçe’nin o maçta daha akıcı oynamasını sağlayan 1 numaralı adam Sosa. Demiyorum ki Sosa oynasaydı bu maçı alırdık. Belki daha kötü olurdu, bilemem. Ama doğru olan o kurguyu, özellikle de Sosa’yı bozmaman lazımdı.
Bir defa her şeyden önce Antwerp sana karşı kazanmaya çıktı. Erken de öne geçtin. Açık alanlar buldun daha rahat oynadın. Oysa Kayseri maçı bambaşka bir maç. Daha çok kapanacakları belli. O yüzden saha içinde bir “oyun aklına” daha çok ihtiyacın var.
Oyunu arkadan çekip çevirecek yönlendirecek oyuncun Sosa. Ha, bir de penaltı olunca atacak adamın. Biliyorum çok fazla durdum Sosa üzerinde ama gereksiz bir rotasyon olduğunu düşünüyorum. Evet yaşı 35, sakatlıktan yeni çıktı ama ben olsam önce Sosa’lı kadroyla maçı çözmeyi, sonra öne geçip dinlendirmeyi düşünürdüm.
Tabii sadece onun oynatılmaması ile açıklayamayız sahadaki “çaresiz” görüntümüzü. Çok yavaş paslaşan, rakibin dengesini hiç bozamayan, ne dripling ne şut deneyen bir futbolumuz vardı özellikle ilk yarıda. Hem Galatasaray hem Beşiktaş kaybetmişken, ikisinin de önüne geçme şansımız varken, nasıl bu kadar coşkusuz ve etkisiz oynadığımızı anlamak mümkün değil.
Antwerp maçında iyi gözüken Osai’nin cezalı olması yüzünden Nazım’ın oynaması da bir miktar ofansif etkimizi azalttı ama esas 3-5-2 gibi çıktığımız bu maçta merkez orta sahadaki Mert Hakan, Max Meyer, Zayc üçlüsünün hiç bir şekilde oyuna ağırlık koyamamaları bozdu bizi. Tamamen Irfan Can’ın ayağına bakıyor gibiydik.
O da maalesef en kritik anda top direğe nişanlayarak öne geçmemizi sağlayamadı, daha sonra kötü oynamaya devam ettik ama 3 topumuz daha direkten döndü. İşler kötü gittiğinde top ta sevmez seni maalesef. Bu böyle olmuştur hep. Ama bugün sahadaki görüntümüzü, çaresizliğimizi sadece şanssızlıkla açıklamak yalnış olur.
Başta yönetim olmak üzere, hocasıyla, oyuncularıyla, tribünleri ile hic iyi bir sınav vermedik bu akşam. Tam anlamıyla sınıfta kaldık. En az 2 puan kaybı kadar sahadaki çaresizlik canımı acıttı benim. Yine bir kriz, yine kaos ortamı ve yine önümüzde bir Galatasaray maçı. O maçın hikayesi bambaşka olabilir. 3 puanı alıp dönebiliriz de ama sonrasında en olmadık maçta yine puan kaybını engelleyebilir miyiz? İşte orasına emin değilim.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: alp.eralp@abcspor.com
twitter: @alperalp72