https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

ŞEYTANIN BACAĞI KIRILDI

Okunması Gerekenler

ŞEYTANIN BACAĞI KIRILDI

Beşiktaş’ın Başakşehir’e karşı elde edebildiği son galibiyet Gomez’in golleriyle 2015 yılında gerçekleşmişti! Beşiktaş taraftarının yıllardır beklediği şeytanın bacağının kırılması bugüne nasip oldu. Açıkçası maç öncesi son hafta Rize’de alınan 7 gollü flaş galibiyete rağmen ben de 3 puana dair büyük umutlar besleyemiyordum. Başakşehir’in ligdeki tüm takımlara karşı bariz şekilde gözlemleyebildiğimiz taktiksel üstünlüğünün ve Şenol hocanın Abdullah Avcı’ya karşı taktik savaşında yıllardır bir türlü galip gelememesi durumun tekrarlanmasından endişe ediyordum. Ama bu kez geçmiş hatalardan bir miktar ders çıkartılmış olmasının da etkisiyle nihayet işler tersine dönebildi.

Sahaya çıkan 11 beklendiği gibi geçen haftanın başarılı olan kadrosuydu. Adriano’nun iyileşmemesi nedeniyle sol bekte kimin yer alacağı, yine birkaç oyuncunun birden nerede oynayacağının belirleyicisi durumuna gelmişti. Hoca bu kez maça Medel sol bek, Caner sol açık olmak üzere bana göre doğru olanı yaparak başladı. Özellikle ilk 5 dakika maça çok hızlı ve istekli başlayan Siyah-Beyazlılar bu kez farklı bir maç olacağının sinyallerini veriyordu. Fakat bu hızlı başlangıcın ardından Başakşehir beklendiği gibi oyunun hakimiyetini eline aldı ve ilk yarının sonlarına kadar bırakmadı. Bu süreçte 1 gol ve Karius’un müthiş çıkardığı 3 net pozisyon yakaladı. Beşiktaş bu yarım saatlik süreçte havlu atmadıysa bunu bugüne kadar çok hatalar yapan Karius’un bu kez gününde olmasına borçluydu.

Beşiktaş’ın yarı sahasına hapsolduğu bu dakikalarda yeniden Caner’in sol beke, Medel’in de ön liberoya geçtiğini, Dorukhan’ın ileriye, Ljajic’in sola geçtiğini gördük. Lakin bu hamlelerin rakip yarı sahada çoğalmak adına en ufak bir katkısı yoktu, boş hamlelerdi. Bu dakikalarda gol bulabilmek ancak duran topları iyi değerlendirmekle mümkün olabilirdi, öyle de oldu. Ljajic’in kornerinde sezon başından beri çok örneğini gördüğümüz şekilde ön direkte Gökhan Gönül başarılı kafa vuruşlarından birini yaptı, kalecinin zorlukla çıkartabildiği topta golü atmak müthiş takipçiliğiyle Atiba’ya kısmet oldu. Kaptanlık pazubandını taşırken bizi her geçen gün daha çok gururlandıran Atiba’mız, yaşın hiçbir öneminin olmadığını kanıtlamaya ve “acaba 1 sezon daha oynaması mümkün olabilir mi?” diye düşündürmeye devam ediyor.

Bu golün moraliyle ikinci yarıya da hızlı başlayan yine Beşiktaş oldu ve bu kez 5 dakikalık baskının sonucunda galibiyet golü geldi. Öncesinde müthiş paslaşmalarla olgunlaştırılan atakta, sahanın yıldızlarından Dorukhan’ın Vida aracılığıyla aniden ters kanada aktarılmasını sağladığı topla bomboş kalan Gökhan Gönül, bir kez daha golü hazırlarcasına sert ve alçak bir ortayla ceza sahasına gönderdi topu. Ve bu topu hiç bekletmeden çatala gönderecek kadar işinin ehli bir golcüye sahip olmamızın kaymağını bir kez daha yedik! Burak Yılmaz karakteriyle gönlümü kazanması olanaksız olsa da, işini yapmaktaki maharetiyle takdiri hak ediyor doğrusu.

Galibiyet golünün erken gelmesi, biz tribündekilere farkın arttırılamaması halinde skorun korunabilmesinin de çok zor olduğunu düşündürüyordu. Ama Beşiktaş kalan sürede ilk yarının aksine oyuna daha çok hakim olan takım olarak, şahsen beni en çok mutlu eden işe imza attı. Uzatma anlarında Visca’nın vurduğu ve Vida’ya da çarpıp az farkla dışarı çıkan topu saymazsak net bir gol pozisyonun verilmediğini söyleyebiliriz, buna karşın Beşiktaş ise Dorukhan’ın kafası, Kagawa’nın harika aşırtması ve Caner’in etkili şut girişimiyle üç kez gole çok yaklaştı.

Netice olarak kazanmanın hayati derecede önemli olduğu bir hafta kayıpsız geçilmiş oldu, hem de ligin en iyisi ve şampiyonluğa en yakın olan takımına karşı. Eğer yarın Kadıköy’de oynanacak derbide her zaman alışılan sonuç çıkarsa ulaşılması en gerçekçi hedef olan 2.’lik hedefine fazlasıyla yaklaşılmış olacak. Tıpkı geçen sezon olduğu gibi çok kötü geçen bir ilk yarının ardından yenilgisiz ve seri galibiyetler aldığı bir ikinci yarı izletiyor Beşiktaş. Haliyle kaçan olmadık puanlara şu anda çok daha fazla yanıyoruz. Ama olmuş bitmişe çare olmadığına göre, yapılabilecek tek şey bu seriyi ligin sonuna kadar sürdürmeye çalışmak olmalı, eğer bunu başarabilirsek şampiyonlar ligi kapısı ardına kadar açılacaktır…

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

mail: olcay.nurlu@abcspor.com

twitter: @olcynrlu

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

EUROLEAGUE’İN YENİ YÜZÜ, YÜKSELEN DEĞERİ PARİS BASKETBOL

Geçen sezonun EuroCup şampiyonu Paris Basketbol, ilk Euroleague sezonunda ne yapacak herkesçe soru işareti idi. T.J. Shorts gibi çok kısa...

Benzer Konular