Strasbourg ve Konyaspor maçlarında gösterdikleri düşük konsantrasyon artı kötü basketbolla üst üste gelen iki mağlubiyetin ardından sarı lacivertlilerin bir geri dönüş yapabilmesi için çok değerli bir fırsat vardı bu akşam Ülker Arena’da. Takımına güvenen taraftarların koltukların tamamını doldurduğu salonda herşey galibiyet için hazırdı. Son şampiyon sakatlarının iyileşmesiyle beraber kötü başladığı sezonda tekrar havasını yakalamış ve favori olarak buraya gelmişti ama maçın ilk anlarından itibaren Fenerbahçeli oyuncular bakışları ve yaptıkları her hareketle maçı ne kadar istediklerini herkese ve başta güçlü rakiplerine gösterdiler.
Koç Obradovic’in maça alan savunması ile başlaması ve adam adama savunmaya döndüğünde de bunu gömülerek yapması belki ilk başta Real gibi bir takıma karşı büyük riskti ancak Udoh ve Vesely’nin pota altını beklendiği gibi kusursuz bir şekilde kapatmaları, Sloukas’ın kendini bularak hücumda olmasa da savunmada görevlerini alışılan seviyede yerine getirmesi, tüm bunların üzerine Madrid takımının buldukları boş şutları değerlendirememeleri, adeta çemberi dövmeleri takımımızın savunma anlayışını destekler nitelikteydi.Son şampiyon ilk isabetini 6.dakikada bulabildi ancak.
“Bogdanovic başladı”
Bogdanovic maça hücumda fırtına gibi başladı ve Udoh’u da pota altında çok iyi kullandık, Vesely ile beraber sahada atletik bir uzunu olmayan Real’e karşı bu avantajımızı savunmada olduğu gibi hücumda da iyi kullandık maç boyu. Normalde bu ikilinin dış şutu olmaması problem teşkil ederken savunmada eşleşme problemi yaşayan ağır Real uzunlarına karşı ikili oyunlarda çok etkili oldular.
“Barış x-faktördü”
Maçı savunmayla kazanabileceğimizi tüm takıma aşılayan koç Obradovic bunun en önemli geri dönüşünü de benchten gelen Barış ile almış oldu. Milli forvet bu takıma alınma sebebi olan savunma sertliği ve enerjiyi terinin son damlasına kadar sahaya koydu, savunmada takımın direncini arttırması istatistik kağıdında görünen 7 sayıdan çok ama çok daha değerliydi. Ayrıca son çeytekte iki uzunumuzun da faul problemi nedeniyle kenarda olduğu bölümlerde Barış hiç sırıtmadı mücadelesi ve konsantrasyonu ile.
Her ne kadar şampiyonu savunmada durdurmayı başarmış olsak da hücumda Bogdanovic ve Udoh’un yanına bir verimli parça daha bulması gerekiyordu koç Obradovic’in. Bunu da Bogdanovic’in kenara geldiği anlarda ikinci periyotta Datome ile sağlamayı başardık. Tecrübeli İtalyan oyuncu Dixon ile beraber hücumda istediğimiz tempoda oynamamızı sağladığı gibi yüzdeli bitirişleri ile de Real savunmasının en çok canını yakan isim oldu, onun sahada olduğu anlarda Real’e karşı hep bir adım öndeydik.
“Llull ve Rodriguez’i durdurduk”
Şutları girmeyen ve istediği ritmi bulamayan Real’de koç Laso matchcup zone deneyerek ribaundlarda etkili olup hızlı hücumlarla kolay sayılara gitmek istedi ama Udoh ve Vesely’nin alamasalar da sürekli hücum ribaundlarını zorlamaları artı kısa oyuncularımızın Llull ve Rodriguez’i tam sahada sürekli kontrol altında tutmaları bu fırsatı onlara vermedi.
“Reyes tek başına direnemedi”
3.periyotta Reyes-Ayon ikilisine dönerek sertliği arttıran ve özellikle Reyes’in hücumdaki iç-dış opsiyonlarından faydalanan koç Laso farkı 7 sayıya indirmeyi başarmış olsa da, başta Barış olmak üzere diğer uzunlarımızın da sertliğe karşılık vermesiyle bu geri dönüşü de bertaraf etmiş olduk. Zaten çoğunluğu bu bölümde olmak üzere Reyes’ten buldukları 15 sayı da gelmeseydi Real’de başka bir skor opsiyonu yoktu bu maçta.
Temsilcimizin bu maçta yaptığı en önemli doğrulardan biri de zorlama üçlükler yerine doğru seçilmiş üç sayılıklara yönelmesiydi. Dixon dışında buna çok dikkat eden takımımız sadece 4 isabet buldu ama %36.4 bir yüzdeyle oynayarak Real’e savunmada dengesiz yakalanmanın da önüne geçmiş oldu, pas trafiği sonrası atılan şutlar sayesinde uzunlarımız hep pota altında hücum ribaundları için yerlerini alabildi. Ayrıca ortaya koyduğumuz kararlı savunma ve ikili oyunlara alan bırakmamız Real’i zorlama birebirlere itti. Baskıyı arttıran, sertliğin dozajını ev sahibi avantajıyla çok iyi kullanan temsilcimiz İspanyol temsilcisini tam 18 kaybına zorlayarak maçın en önemli istatistiğine de imza atmış oldu.
“Koç Obradovic inanmış ve inandırmış”
Önünde zorlu bir fikstür olan ve “kazanması garanti” denen kağıt üzerinde kendilerine göre çok zayıf olan iki takıma yenilmiş olan, mental anlamda düşmüş ve fiziksel olarak da beklentilerin altında kalmış bir takımı koç Obradovic bu önemli maça çok iyi hazırlamış. Tabi sarı lacivertli taraftarların “ölüyü dirilten” cinsten yarattıkları müthiş atmosferin de bu destansı galibiyetteki rolü çok büyüktü.
Mail: fersu77@abcspor.com
twitter: @fersudeniz