Fenerbahçe’nin bu seneki başarısında Ersun hocanın dediği gibi büyük ya da küçük az ya da fazla 24 tane oyuncunun da katkısı var sezon başındaki biz 24 kişilik aileyiz cümlesini de söylemde bırakmayıp eyleme geçirdiği için buradan kendisine bir teşekkürü borç biliyorum. Bugün bu ailenin hırçın çocuklarından birisine parantez açma ihtiyacı duydum . Bu isim Caner Erkin’den başkası değil .
Geldiği günden bu yana tribünlerin sürekli tepkisini çeken bu adam Manisa’da onu parlatıp futbolumuza sunan ve hemen akabinde daha 20 yaşında Rusyanın yolunu tutmasında çok büyük pay sahibi olan hocasıyla deyim yerindeyse küllerinden yeniden doğdu.
Peki Caner’deki bu değişikliğin tek sebebi hocasıyla olan eskiye dayanır dostluk muydu ? Yada karşılıklı sevgi ya da saygı ? Tabi ki bunlarda etkin ama esas sebep kendisindeki kumaşın farkında olan hocasının onu yıllardır süre gelen hatadan kurtarıp bence olabileceği en iyi pozisyona yani sol beke çekilmesiydi ! Caner böylelikle topu önüne alarak rakibini karşısına alarak oynamaya ve oynadıkça formunu artırıp değişilmez olmaya başladı.
Sezon içerisinde bir sürü magazinsel olayın içine istemeyerekte olsa çekilen bu genç adam bu kadar psikolojik savaşa rağmen yılmadı her gün bir öncekinden daha fazla çalıştı ve bence hem takımımız hemde milli takımımız uzun süre sol bek sorunu yaşamayacak bir bek kazandı!
Sezon başında hakkında papatya falları açılan gidecek gitmeyecek diye dedikodular yapılan bu adam çoğu zaman Emre ile birlikte rakip takım taraftarlarının direk hedefi olan bu adama edilen onca hakarete küfüre rağmen yine futbol oynamaya yine oyunun içinde kalmaya çalıştı. Tamam rakiple hakemle gereksiz münakaşaya girdi kendisine kızdık çoğu zaman yapma be oğlum bak işine dedik ama birazda empati kurmak gerekli düşünün 30 bin kişinin ağza alınmayacak derecede ağır şekilde adınızı anarak eşinizi anarak küfür ettiğini düşünün çoğu insan bu psikolojide top bile oynayamaz bence buna rağmen Caner bu sezonun bence tartışmasız en önemli oyuncularından birisiydi ben buradan kendisine teşekkür ediyorum.
Neyse gelelim esas meseleye ! Tarih 20 Nisan 2014 Türk futbolunun 2 dinamosu Stad adı verilen ama Stadlıkla bence alakası olmayan bir mekanda maç yapıyorlar . Beşiktaş yense 2.lik büyük ölçüde garantilenecek, Fenerbahçe kazansa şampiyonluk kutlaması resmiyet kazanacak 25 milyon sarı lacivert kuşanarak birbirine sarılıp kutlamalara başlayacak !
Skor 1-1 ve herkesin hakaret ettiği, beğenmediği Caner çok değil daha geçen hafta muazzam bir gol attığı köşeden yine bir serbest atış kullanmak için topun başında atar mı atmaz mı bilinmez ama aklında tek soru var ? Rakibe saygısızlık eder miyim ? Dany bir hata yaptı ama ben atarsam ben de aynı hataya ortak olur muyum ? İşte ezeli rekabet ebedi dostluk burada baş gösterdi ve top çoğu zaman tribünlerdeki hakaretlerin odak noktası tarafından auta gönderildi . Takımlar berabere kaldı deyim yerindeyse ne şiş yandı ne kebap . Peki ya kazanan ? E tabi ki dostluk E tabi ki Fair Play ! Neyse son sözü de Gökhan Gönül’e bırakalım cümlemizi o tamamlasın !
“Hepimiz futbol oynamaya çalışıyoruz. Yeri geliyor fair-play’e yakışmayacak hareketlerde bulunuyoruz. Hak etmediğimiz bir frikik kazandık. Bu pozisyon ağlarla buluşsa ve o golle şampiyon olsaydık içimizde yara olarak kalacaktı. Caner’e topu dışarı atmasını söyledim. Zaten o da aynı fikirdeydi.”
Saygılarımla..