https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

KABUSTAN UYANDI

Okunması Gerekenler

Toprak bir gün yağmurun değerini anlayacak ama o gün yağmur yağmayacak.

Fenerbahçe çok önemli bir silahını yitirdi, çok az Fenerbahçe taraftarı bunun farkında, gerçi Lyon ve Göztepe maçlarından sonra işe ayıkanlar olmuştu, işin en acı tarafı da bunlardan biri de Mourinhoydu, yarım saat dil dökmüş kal diye ama yetmemiş çünkü bu işin baş sorumlusu kendisi, değersiz hissettirmiş oldu bir kere..

Antonio Conte var ya? Salağın önde gideni. Napoli de aptal bir kulüp. Akıllı olan kim? Fenerbahçe taraftarı. Kovandaki bal yapmayan tek arıyı anında fark ettiler, cin gibiler maşallah. Haklılar çünkü kenarda Doku, Foden, Garnacho forma bekliyor.

Topu kazanan adam, skor yapan adam, topu taşıyan adam, topa sahip olan adam gibi ayrımları iyi yapmak lazım, hepsini aynı kişide bulamazsın..

Bu arada Djiku’ya da hatırı sayılır 6 kulüpten teklif var, kazma Musrati de Monaco’ya gitti, Maximin Napoli yaptı, bu işte bir terslik yok mu?

Taraftar değirmen gibi futbolcu öğütüyor, yenisini gördüğü anda eskisini çöpe çıkarıyor, yeni geleni de tanımıyor zaten, kim kaç kere izlemiş olabilir ki Sırp sağ beki? Bu da aslında çok garip. Osayi’yi de arar bu taraftar. Fenerbahçe’den ayrılıp daha iyi takıma giden hangi futbolcunun yeri dolmuş ki biri söylesin?

Lig lideri çok önemli bir forvet daha aldı, ligin ikincisi bir forvet kaybedip 2 stoper ve bir sağ bek aldı, bunda da bir acayiplik var bana sorarsan.

Sonuçta Fenerbahçe çok önemli bir forvetini yitirdi, hantal Fenerbahçe orta sahasının tek atletik ve tek yetenekli oyuncusuydu, birebirde geçemeyeceği defans yoktu, yanında first touch’ı iyi bir 10 olsa, önünde hareketli ve çabuk bir santrfor olsa daha çok iş yapardı, çok yazık oldu.

Toprak bir gün yağmurun değerini anlayacak ama o gün yağmur yağmayacak ve hatırlatacağım. Umarım daha iyisini bulurlar ama var olsaydı Napoli salça olmazdı. Maximin layık olduğu yerde, Fenerbahçe taraftarının layığı Szymanski de yine sahadaydı.

Showman hocanın sürprizlerine de bakalım:

Diego ve Skrinar ilk 11’de, Levent Mercan’la beraber 3’lü, Talisca ise yedeklerdeydi Tadić’le beraber. Tadić’in de hamle oyuncusu olması lazım artık, buraya bir eleştiri getiremeyeceğim ama bu 3’lü işini lige uygun bulmuyorum..

Mourinho defanstaki 2 gıcırına güvenmişti, maçın hemen başında defansı öne çıkardı, geriden uzun toplarla oyunu rakip sahaya yıkmak istedi ama planlar tutmadı çünkü öndeki oyuncular topu tutamadı. Rizespor defansı pasla çıkmayı başardı, Mithat ve Olewoyin gibi çabuk ve teknik oyuncular topu taşıyarak Fenerbahçe’nin hantal orta sahasını çabuk geçti ve Fenerbahçe’nin saha içi dizilişini bozdu. Sanki Barcelona-Fenerbahçe maçı gibi bir görüntü oluştu, 2 stoperin hem birbirleryle hem de kanat savunucularıyla olan uyumsuzluğu da eklenince Rizespor 13 dakikada iki gol buldu, ilk 30 dakikada da pek çok tehlikeli atak geliştirdi, Fenerbahçe kompakt görünümüne 30.dakikada ancak bürünebildi..

30.dakikadan sonra öyle önemli bir şey olmadı, Fenerbahçe sadece oyunu rakip yarı alana yığabildi, kanatları kullanmaya çalıştı, Kostić-Levent kanadı nispeten daha etkili oldu, duran toptan kazanılan penaltı dışında bir kez yine aynı kanattan gelen tehlikeli atak var, başka da bir şey olmadı.
3’lü savunmada sistem açığı rakibin topla çıkmasına izin vermeyeceksin ve defansta ağır stoper bulundurmayacaksın. Orta sahan pire gibi olmalı, 2 tane pivot santrforla bu iş aksar ve öyle oldu..
2-0’dan sonra rakip elbette gömüldü ve alan daraldı, bu sorunu ya çok seri paslarla aşman lazım ya da adam eksilten oyuncularla, bu konuda sorumluluk alabilecek kapasitede adam yok, bir tane vardı Maximin; bir tane de sorumluluk alma cesareti gösteren Kostić var, etkili işler de onun tarafından geldi zaten..

Fred ve Amrabat çok ağır, Szymanski ayağında top tutamıyor, bu orta saha böyle bir skorun altından kalkamaz. Ben Mourinho’dan daha erken bir hamle bekledim..

Fenerbahçe’nin Škriniar’la attığı gol VAR odasından döndü, Škriniar’ın düşürülmesiyle kazanılan penaltı çok önemliydi, sonuçta soyunma odasına tek farkla gidilmiş oldu, artı bir kırmızı kartla..

Ikinci 45 dakikaya Mourinho tamamen havadan orta üzerine çıkmış, Amrabat ve Tadić değişikliği ile yetişmiş, tamamen gömülen Rizespor defansına sağdan soldan orta yağdırdı, En Nesyri iki kez kaleyi bulmadı ama çok müsait değildi, Dzeko bir kez direğe takıldı ama gol gelmedi..

Alkışlar içinde oyuna giren Talisca’ya çevrildi gözler ama o aslında bir sahte 9, birilerinin yerden bir şeyler yapması gerekiyordu, son bir umut olarak İrfancan hamlesi geldi..
İrfan’ın oyuna girmesiyle top yere indi, sağlı-sollu ataklarda Oğuz ve Dzeko yine direğe takıldı ama Talisca’nın şutunu tamamlayan Dzeko skora dengeyi getirdi 78’de..
Ghezzal’ın da kırmızı kart görmesiyle Fenerbahçe’nin işi daha da kolaylaştı gibi görünse de şansa da ihtiyaç var, Talisca’nın şutu direğe takıldı ama altın kafa En Nesyri direğe takılmadı ama geriye dönüşün yine mimarı oldu.

Diego’yu çözemedim ama Škriniar çok faydalı olacak gibi görüntü verdi, hücumu çok düşünüyor, öte yandan Talisca da ayağına aldığı her topta etkili oldu, Szymanski yerine oynamalı ve Mourinho dörtlü oynamalı, çekirge yine zıpladı ama bir daha zıplamaz ve en önemlisi toprak yağmurun kıymetini daha ilk maçtan anlayacaktı, Maxi’nin yerine kaleye direkt giden, dar alanda iş yapan bir adam almazlarsa bu iş yaş. Fenerbahçe kabustan uyandı ama her zaman rakip 9 kişi kalmayabilir..

mail: bruno.monte@abcspor.com

twitter: @BrunoMonte1907

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Son Haberler

GİTTİ ÖMRÜMÜZDEN 2 SENE DAHA

Çok zor Fenerbahçe'lilik gerçekten zor. Diğer branşlarla da yatıp kalkmayı, sevinip üzülmeyi saymıyorum. Sadece futbolda yaşadıklarımızı yaşayan başka takım...

Benzer Konular