https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

5’TEN BÜYÜĞÜ YOK !

Okunması Gerekenler

efeVe nihayet, NBA takvimindeki son koşudayız. Hem Batı’da hem de Doğu’da, işi 5 maçtan fazlasına taşıyan birileri çıkmadı. Pusula, Konferansların en kuvvetli takımlarını gösterdi. Önce kısaca bir bakalım, neler neler oldu:

 

GSW 4 – 1 HOU: Dediğimizde haklı çıktık; Harden’ın tavsamadığı, gevşemediği, sazı tümden eline aldığı tek maçta, Houston galibiyete uzandı. Kalan tüm dakikalar, Splash Brothers, daha doğrusu Stephen Curry hakimiyetinde geçti. Curry, MVP payesinin gururunu hemen her maçta sahaya yansıttı ve takımını ihya etti. Warriors bench’i de, başta Igoudala ve Livingston olmak üzere, gereken “ani” sayı katkısını üretmeyi başardı.

HOUSTON WARRIORSEn ilginç nokta, sadece savunmadan ibaret olan yedek pivot Festus Ezeli’nin, serinin neredeyse tüm maçlarında, as pivot Andrew Bogut’tan daha fazla skor üretmesiydi. Bogut’un da savunmaya ağırlık vermek zorunda kalmış bir uzun olduğu aşikar, fakat Ezeli’nin şu beklenmedik çıkışı da göz kamaştırıcı. Houston’da ise, görev adamları Howard, Smith, Terry, Brewer ve Ariza genel görünümden şaşmazken, şövalye Harden’daki gelgitler serinin kaderini belirledi. Tebriklerimiz, tüm zamanların play-off üçlük isabeti rekorunu da eline geçiren Curry’ye, koç Steve Kerr’e ve tüm ekibine…

 

CLE 4 – 0 ATL: Kyle Korver ikinci maçtan sonra sezonu kapatmasaydı, takımın en iyi savunmacısı Sefolosha tüm play-off’ları aynı sakatlık belasından ötürü kaçırmasaydı, üçüncü maçta sahanın en iyi Hawk’ı Al Horford oyundan muvazaalı biçimde atılmasaydı, acaba serinin kaderi değişir miydi? Aynı husus, Irving’in sakatlığı bakımından Cleveland cephesinde de nice soru yaratabilir; lakin sahada gördüğümüz tablo, Cleveland’ın, rakibi karşısındaki net üstünlüğüne hiçbir etkenin halel getiremeyeceğini düşündürüyor.

lebron 123LeBron, kariyerinde ilk kez, bendenizin de saygısını son raddeye dek hak ederek oynadı bu play-off’lar boyunca. Triple-double’a her maçta çok yaklaştı; Irving’in yokluğunda bir kumandanın eksikliğini takımına yansıtmadı, bench oyuncuları Thompson ve Dellavedova’nın şahlanmasına önayak oldu, J.R. Smith’i bir görev adamına çevirdi, Mozgov’u küstürmedi; her alanda, kendisinden 12 yıldır beklediğimiz dominantlığı ve ruhu sergileyerek, rezil seviyedeki üçlük yüzdesini unutturdu, tüm menfi eleştirilerimizi de iade etti. Atlanta, tam tekmil bir komutana, bir “clutch player”a sahip olmamanın sıkıntısıyla, öngörülerimizi haklı çıkardı. Böylelikle, Cavs aldı yürüdü, Atlanta ise tatile gitti.

 

FİNAL:

Golden State Warriors – Cleveland Cavaliers: Geldik, en büyüklerin de en büyüğüne. Konferans Finalleri’ne bu ölçüde damga vurabilen iki dev armadanın çarpışmasında kimin telef olacağını kestirmek kolay değil. Her iki tarafta da, sahanın her yönünde alev alabilmiş birer muteber lider (LeBron ve Curry) ve işlerini iyi ezber etmiş tonlarca görev adamı var. J.R. Smith Cavs’in, Thompson da Warriors’ın joker skoreri. Irving de sahalara dönmüşken, skor opsiyonu yönünden Cavs bir adım önde görünebilir, fakat kadro içi uyum ve sistem bakımından da Warriors rakibine ağır basıyor.

warriors rockets 2Anahtar ölçü, boyalı alandan bulunacak sayılar olur; çünkü Warriors, LeBron bu kadar kötü üçlük atarken, üç sayı gerisinden çok daha etkili, ve eğer bunu pota altı sayılarıyla da pekiştirebilirlerse, Cavs’e şans bırakmazlar. Cavs ise, her halükarda Mozgov ve Thompson ile pota altında terör estirmeye mecbur. Tam bir sinir harbi içerisinde geçecek bu seride, bench faktörü de şimdilik dengede görünüyor; Igoudala GSW adına neyse, Dellavedova da Cavs için tam olarak o şu an.

Öte yandan, Golden State’in sistemi, asist yükünü tüm oyunculara pay edebiliyor ve enerjisi, pas trafiğindeki ferahlığı hiç düşmüyor. Cleveland’da ise tüm akılcı pas yükü LeBron ile Irving’in sırtına binmiş vaziyette. Bu iki isimden herhangi birisine (veya daha da beteri, ikisine birden) bir halel gelirse, Cleveland’ın hücumu fena halde kısır ve dar bir hale geliyor. Savunma sertliğinde Cleveland önde görünebilir, lakin akılcı müdahaleler ve top çalma konularında Golden State tüm puanları üzerinde topladığı için, müdafaa terazisini de dengeliyor. Serinin altı maça kadar uzaması neredeyse kesin gibi görünüyor, fakat 7. Maça taşınması için, bir sakatlık veya sürpriz performans ile karşılaşmamız gerekecek.

clevlandŞahsi kanaatim, LeBron’ın açlığının, Golden State’in tükenmeyen enerjisi karşısında zorlanacağı yönünde. Fakat Steve Kerr’in oyunculuk kariyerinde yaşadığı şampiyonlukların koçluğuna kattığı tecrübe, David Blatt gibi bir Avrupa efsanesi koçun deneyimleri karşısında ne yapar, işte onu kestiremiyorum. Neticede LeBron, an geliyor, koça bile kafa tutarak, tüm sazı eline alıyor ve canavarlaşıyor. Gözünü bürüyen o hırs ve bencillik içgüdüsü eğer sağlam bir şut yüzdesi olarak yansımazsa, Golden State şampiyonluğa uzanır. Yok, LeBron “God Mode”a girerse, ne Draymond Green, ne de Harrison Barnes o’na bir çare üretemez savunmada. Tahminim: 4 – 2 Golden State veya 4 – 3 Cavs kazanır.

Not: iyi seyirler dilerken, olası bir J.R. Smith – Bogut münakaşasını görmeyi de iple çektiğimi belirtmek istiyorum. Artık her maçın tadı bambaşka…

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

mail : efe.ozenc@abcspor.com

twitter : @efe_ozenc

Son Haberler

PALMER PENALTILARI İLE PARLIYOR

Palmer penaltıları ile parlıyor Haftasonu Tottenham’a karşı 2 penaltı golü birden kaydeden Chelsea’nin genç yıldızı Cole Palmer, böylece Premier Lig’de bugüne kadar kullandığı tüm penaltıları gole...

Benzer Konular