‘Eğer sen Beşiktaş’san hakemi de yeneceksin’ demişti rahmetli. Bu akşam yaşadığımız tamı tamına buydu işte! Özgür Yankaya diye bir hakem vardı bugün sahada ki gözümün önünde Diaby’e herhalde en fanatik rakibin bile kırmızı kart diyeceği pozisyonda sarı kartını çıkardı ama haftalardır bütün kamuoyu gibi benim de merakımı celbeden bu hakem bozuntusundan ziyade o VAR odasında oturan kuklaların ne işe yaradığı. Adı çıkmış dokuza inmez sekize Caner’e agresifliğinden dolayı rahatça sarı kartını çıkarması, iki tane penaltıyı vermemesi gibi zaten bütün maçın kaderini etkileyen pozisyonlardan sonra midemi bulandıran lig tiyatrosunda bir yazıya hakemden bahsederek başlamak içime sinmiyor ama sussam da gönül razı değil, ne yapayım?
Tabii bu kadar kötü bir hakem performansıyla benim rahat olmasını beklediğim maç daha sıkıntılı geçti ve 70. dakikaya kadar yine kurdeşen döktük. Bu yıl örneklerini her maçta gördüğümüz bol yan ve geri paslı sistem devam etmekle birlikte Karius’tan başlayarak futbolcular arasındaki uyumun artmış olması ve özellikle de N’Koudou’nun oyuna girdikten sonra getirdiği dinamizm dikkat çekiciydi. Şahsen dönmesini sabırsızlıkla beklediğim N’Koudou attığı güzel golle de geceye damgasını vurdu. Golün Karius’tan başlayarak yoğun bir pas trafiği sonucunda gelmesi eski Beşiktaş’tan bir esinti gibi Eylül havasına benzeyen bu Kasım akşamında doğrusu çok iyi geldi. Çıkan kadro olabilecek en ideal kurguyla sahadaydı ama ilk yarı beklenen verimi alamama nedeni bence özellikle Caner, Ljajic ve Burak’ın formsuzluklarıydı ama özellikle de Burak ve Ljajic’in ne yaptıklarını bilmiyor gibi oynamaları beni ciddi şekilde rahatsız ediyor. Hele Ljajic’in her köşe atışını ön direğe kesmesi artık gına getirdi. Kaleyi cepheden gören bazı pozisyonlarda ısrarla topu kanatlara açma isteği de taraftarı isyan ettiren başka bir olumsuzluk.
Sonuçta Denizli bu ligin kalburüstü takımlarından bir tanesi değil ama zaten Avrupa Ligi’nde biraz daha dişli rakiplere karşı bu kadar zorlanılması ve Türk futbolunun genel olarak içinde bulunduğu durum gerçekten içler acısı. Bizim ligin kalite eksikliğini neredeyse her yazıda vurgularken temelini Lucescu’nun atıp Şenol Güneş’in üzerine koyarak özellikle lejyoner oyuncular sayesinde iyi giden milli takımı istisnai olarak bu gidişatın dışında tutarsak lig şampiyonunun ön eleme oynayarak Şampiyonlar Ligi’ne katılmasının yüksek olasılık haline geldiği bu sezonda hiçbir takımın net şampiyon adayı ol(a)maması herkesi vasatlıkta birleştiriyor ve hepimiz aynı çukurun içinde debeleniyoruz.
Buna rağmen eskisine göre daha kalitesiz kadrosuyla (bkz. Boyd’un maçın sonlarındaki pozisyonu) Beşiktaş koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi denmesi misali hiç olmazsa oturttuğu savunma kurgusuyla, Karius’un yükselen fomuyla, nispeten işleyen kanatlarıyla, El Neny – Atiba ikilisinin uyumuyla bu lige ağırlığını koyabilir. Bugüne kadar gelmiş geçmiş en iyi Beşiktaşlı ve hatta Türk futbolcusu olarak gördüğüm Sergen’in adını bile hiçbir aldığım formaya yazdırmayan ben, bu prensibimi sanırım sounda Atiba için bozacağım. Ben onu övmekten yoruldum, o herşeyini Beşiktaş için vermekten yorulmadı. Ve forma adaleti değil de ‘kaptanlık adaleti’ diye bir şey varsa bu takımda bunu hak eden iki isim de bana göre Atiba veya Gökhan Gönül’dür. Eğer devre arasında iyi bir forvet transferi yapılır ve artık adlarını duyup yüzlerini dahi görmek istemediğim Oğuzhan ve Lens’le de yollar ayrılırsa şansımız daha da artabilir.
Sanırım Abdullah Avcı Başakşehir’e göre daha zayıf bir kadroyla ama arkasında büyük bir camia ve taraftar desteğiyle daha önce bir türlü sonunu getiremediği yarışta bu sefer ipi göğüslemek adına bir ışık görüyor ama özellikle de bu saatten sonra bence en büyük iş de ona düşüyor. Eğer bu takımı sonuna kadar yarışın içinde tutabilirse bence o zaman gerçek anlamda rüştünü ispat etmiş olur. Son beş maçta 13 puan alıp sadece 1 gol yiyen takımda eleştirsek bile yolunda giden şeylerin daha fazla olduğu aşikar. Yeter ki bu ritmi kaybetmeyelim.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: gorkem.isik@abcspor.com
twitter: @gorkem7305