Geciken adalet adalet değildir gibi bir beylik laf var. Bence de öyle, yabancı VAR hakemleri geliyor dendi, bugün de sahadaydı.
Ben de bir tecrübemi söyleyerek yazıya gireyim, geç gelen adalet hayra alamet değildir, bu da burada dursun, söz uçar yazı kalır. (Maç öncesi notlarımdan)
Becao ve Çağlar hiç iyi bir görüntü çizmemişti Yunanistan’da, bugün Serdar’ı tercih etmiş teknik ekip göbekte, cezalı Szymañski yerine de Krunic’i tercih etmişler zorunluluktan. Ehven-i şer olarak Zajc tercih edilebilirdi. Crespo ve Lincoln’ün gönderilmesinin anlamsızlığı işte..
Maç çok dengeli başladı, Karagümrük orta sahayı kalabalık tutmuş, bu ülkede Tolunay’dan daha Fenersiz’i yoktur, yeter ki puan alalım skor önemli değil dizilişi bu ve oyun ikinci bölgede kilitlendi maçın başından itibaren.
Kağıt üstünde Fenerbahçe 3 ön libero ile sahadaydı, Fred’i de saydım önlibero olarak, bu 3’lü ne üretebildi ne de pres üstünlüğünü ele alabildi ilk yarıda.. Maçın 25 ile 30.dakikaları arasındaki 5 dakikada orta saha kiliti açıldı, karşılıklı iki kaleci birer tane kurtarış yaptı zaten. İlk yarının kalan dakikalarında da Fenerbahçe etkili olamadı, Krunic’in ne yaptığı zaten belli değil, İsmail riski alan oyuncu pozisyonundaydı ama o da çok hata yaptı, Fenerbahçe ancak bir penaltıdan veya duran topta Serdar Aziz bir kafa vurursa falan derken 45+’da da golü kalesinde gördü.
45+’da gol yemek küçük takımlara özgü kronik bir rahatsızlıktır, bunun altını çizeyim..
Sahada her zaman işler beklendiği gibi bitmez, teknik direktörler böyle zamanlarda oyuna müdahale ederler. Saha içinde bir rotasyon veya kulübeden bir isim. Fenerbahçe’nin vasat bir hocası var, bu tarz bir hamle için ikinci yarıyı beklediğini tahmin etmek güç değildi, öyle de oldu.. Yazının başında da Zajc’ın tercih edilmesi gerektiğini söylemiştim zaten, hoca bu konuda geç kaldı ve golü kalesinde gördü..
Maç 0-0’ken Batsuhayi belki Krunic’ten daha yararlı olur ama maçta geriye düştüysen çift santrfora dönmek çok mantıklı gelmiyor, orta sahadan eksiliyorsun ve rakibin de etkili adamları var. Ben Can’ı da beğeniyorum, Mendez’i de.. Hâlbuki Krunic’i Mert Müdür’le değiştirip İrfan veya Tadić’ten birini orta sahaya çeksen daha faydalı olur, Osayi de Mendez karşısında aksıyordu organik bir bek olmadığı için ama İsmail Kartal sürekli aynı şeyi yapıyor ve skoru buluyor ama hep de sıradışı bir şeyler oluyor, şanslı hoca.. Evet, hakikaten de bazen şans yanında olacak, Ikinci yarının hemen başında Dzeko’nun şutu rakibin ayağından sekip kalecinin uzanamayacağı yere gidince skor 1-1 oldu ve maç yeniden başlamış oldu. Halbuki maçın başından bu yana geçiş oyununu 3 ön liberolu takıma karşı bile iyi oynayan Karagümrük bu skorun avantajıyla çok daha iyisini yapardı.. Düşünün, soyunma odasında her şey 1-0 üstüne planlanmış, hoca ona göre taktik vermiş, herkesin kafasında bu var ama 48’de topu kalende görüyorsun. Bu gol Karagümrük’ü demoralize etti, orta sahadaki o kalabalık görüntüyü nasıl verdiklerini bile unuttular, maç Fenerbahçe’ye döndü ve Osayi’nin indirilmesiyle bir penaltı geldi ve Batsuhayi yine affetmedi.
Penaltı… Zor pozisyon. Biraz art niyetli hakem bunu vermez, ecnebi VAR heyeti hakemi çağırdı ve Batsuhayi golü yazdı.
Sosyal medyadaki troll hesaplara baktım bir ara, herkes sus-pus..
İsmail Kartal Serdar Aziz-Becao değişikliğine gitti, bence bu da doğru. Serdar Aziz kötü oynamıyordu ama kartı vardı. O lüzumsuz sarı kartı yememiş olsa Karagümrük’ün attığı gol öncesi rakibini indirirdi.. Karagümrük’ün dengesi 2-1’den sonra bozuldu ve ileri uçtaki Mendez’in de kart görmesiyle kolu kanadı kırıldı demek daha doğru olur.. Mendez’in rakibini sakatlamaya yönelik faulü ayrı bir konu, takımı skor olarak gerideyken uyuşuk -uyuşuk sahayı terk etmesi apayrı bir tartışma konusu.
Kalan dakikalarda İsmail Kartal’ın kafasındaki tek şey skoru korumaktı haklı olarak bunu da başardı..
Oyuncu olarak bugün Livaković iyi bir görüntü çizdi, Fred normalini oynadı, defans beki olarak değil ama hücum beki olarak Osayi iyi iş çıkardı, Tadić ve Ferdi de fena değildi, haricinde kimseyi beğenmedim ama Fenerbahçe’nin ikinci yarı sahaya koyduğu bir karakter de var, bu karakter de teknik ekibin de payı var ancak buraya bir parantez açacağım izninizle.
Olympiakos maçı orta sahanın futbolda ne kadar önemli olduğunun sağlaması niteliğinde bir maçtı, böyle bir maçtan sonra böyle bir orta saha ile sahaya çıkmak akıl alır gibi değil.
Olabilir, hata yaparsın ama bu hatada ısrar etmek çok tuhaf. Dzeko’nun golü 5-6 dakika gecikse farklı şeyler olurdu, golün nasıl geldiği de malum. Skorun son anda döndüğü diğer galibiyetler de gözümün önünden film şeridi gibi geçti, bu adam Allah’ın sevgili kulu gerçekten..
Diğer taraftan yabancı VAR heyeti bugüne kadar rakibin kaybettiği haksız puanları elbette geri getirmez ama yine de önümüzdeki maçlar için umut veriyor, bir de buna Allah’ın İsmail sevgisi eklenirse Fenerbahçe’lilerin beklentisi gerçekleşir diye düşünüyorum.
mail: bruno.monte@abcspor.com
twitter: @BrunoMonte1907