Fenerbahçe Beko’nun bu sezonki en temel özelliği tempolu oynamak. Eğer, tempoyu oyunun genelinde ayarlayamıyor ya da istediği seviyeye çıkmakta zorlanıyorsa mutlaka inişler çıkışlar yaşanıyor.
Maç öncesi röportajda Xavi Pascual,Fenerbahçe Beko hakkında öyle öven sözler söyledi ki,sanki oyuncular bu röportajı dinlemiş ve sahaya pelte gibi çıkmışlardı. Özellikle üç sayı çizgisi gerisinden ilk çeyrekte 5/7 ile ve Rivers’ın alışıldık Fenerbahçe performanslarından birine daha şahit olurken, Thomas’ın da katılımıyla Zenith bu ikiliden tam 21 sayı üretti. İkinci çeyrekle birlikte ev sahibi hücumda Nando ve Guduriç ile etkili olurken savunma ikinci çeyrekte bu kez dış atıcıları durdurdu ancak içerden ikili oyunlara çözüm bulmakta zorlanıldı.Oyunun temposunun ısrarla Zenith tarafından düşük tutulması sarı lacivertlilerin üretimine engel olamazken ilk yarı yüksek skorlu kapandı.
Oyunun ikinci bölümünde Xavi’nin ısrarla oyunu yavaşlatma düşüncesi zaman zaman,iniş çıkışlara yol açarken, Ulanovas’ın, Melih’in, Pierre’in küçük dokunuşları tribülansa girmenin kıyısından takımı korudu. Kritik yerlerde takımın süper yıldızları, Nando, Marko ve Jan’ı dahil ederek üretilen katkı ard arda dokuzuncu galibiyeti getirdi.
Gecenin tek eleştirilebilecek tarafı Bobby’e kadroda yer bulamamak olabilir.Bobby’i anlatmaya kelimelerin yetmediğini basketbolla ilgilenen herkes bilir. O bir fenomen.
Artık normal sezonda son düzlüğe girerken kalan on maç ve ilk sekizdeki sıralama için geri sayıma başladık. Zorun kolay gösterilmesini Obradoviç’ten öğrenmiştik şimdi yeniden o heyecan ve umutla gözümüzü yukarılara dikerek savaşan, yardımlaşan, koşan, pes etmeyen, özgüveni yüksek takımla övünüyoruz
mail: omer.kocsan@abcspor.com
twitter: @omerkocsan