Türkiye Kupası finalinde Anadolu Efes ve Banvit karşı karşıya geldi. İlk turda lacivert beyazlılar erken final niteliğindeki maçta Fenerbahçe’yi geçtikten sonra yarı finalde kağıt üstünde net favori olduğu Pınar Karşıyaka’yı elemeyi başarmıştı. Banvit ise iki Euroleague temsilcimizi sırasıyla Beşiktaş’ı ve Galatasaray’ı eleyerek adını finale yazdırıp, kupanın tatlı sürpriz olmayı da başarmıştı. Koç Filipovski’nin Theodore liderliğinde kurduğu haddini bilen ve oyunun iki yanını da oynamayı seven ekibi özellikle hücumda ritmini bulmuş formda Efes’e karşı bir kez daha sürprize imza atıp tarihlerinde ilk kez kupayı müzelerine götürebilecekler miydi, yoksa kupayı en çok kazanan Anadolu Efes 11. kez zafere ulaşabilecek miydi.
“Theodore etkili bir giriş yaptı”
Koç Perasovic’in maça Doğuş ile başlamaması ve Theodore üzerinde Granger ile Can’ın gereken baskıyı uygulayamamaları Banvit’in hücumda çok rahat oynamasına neden oldu. Amerikalı guard tepeden Vidmar ile oynadığı ikili oyunlarda Dunston’ın da boyalı alanda kalmasını değerlendirerek sürekli potaya gitti ve Efes savunmasının dengesini bozdu. Dunston’ın boyalı alanda kalması ribaundlar için bir avantaj gibi görünse de öyle olmadı, penetre yardımlarına gitmesi Banvit’in hücum ribaunlarını da domine etmesine neden oldu. Lacivert beyazlılar ilk dakikalarda son maçların formda ismi Brown’un bireysel olarak yarattığı sayılarla ayakta kalmaya çalıştı. Banvit Theodore’un yanına Vidmar’ı da ekleyerek hücumda çeşitlilik yaratırken Efes Brown’a eşlik edebilecek bir hücum silahı bulamadı.
“Banvit akıllı hücum etti, Efes’e tempo fırsatı vermedi”
Koç Filipovski bu maç için de dersine çok iyi çalışmış. Yarı saha hücumunda az pas yapıp topu Theodore’a emanet ederek penetreler ile ya da Vidmar’ı boyalı alanda topla buluşturarak garanti sayılara gitmeye çalıştılar. Bu da Efes’ın en etkili olduğu şeyi tempoyu arttırıp açık alanda koşmasını daha hücumdayken engellemelerini sağladı. Bunun yanında gömülen Efes savunmasına karşı Orelik de bulduğu boş şutlarla devreye girince, Banvit farkı açmaya başladı daha ilk çeyrekten.
“Efes savunması yetersiz kaldı”
İkinci çeyreğin başında Efes benchinden geç de olsa doğru bir hamle geldi ve Heurtel-Doğuş ikilisine döndüler, kısalara baskıyı sağlamak ve tempoyu arttırmak için. Ancak Theodore’un birebirlerine Doğuş da çare bulamadı ki Amerikalı guard artı Tolga’nın da oyunda olmasının avantajıyla Banvit forvetten de oyun kurmaya başladı, Orelik ve Kulig bitirici rolünde iyi bir ikili oldular boyalı alanda.
“Honeycutt geri dönüşü başlattı”
Efes adına bu sıkıntılı dakikalarda benchten gelerek skor yüküne önemli bir katkı yapan Honeycutt x-faktör oldu. Fazla güvenilir olmayan bir şutör olmasına rağmen üst üste bulduğu orta mesaferler ve üçlükle takımını krizden çıkaran ve geri dönüş ateşini yakan isim oldu. Onun gösterdiği bu direnç sayesinde tekrar oyuna giren Granger ve Doğuş savunmada vidaları sıktılar, Brown’ın da forvetlere yaptığı baskı arttı ve Banvit’i durdurmayı başardı Efes. Hücumda ise Granger’ın sürekli Theodore’un üzerine gitmesi ve onun saklanmasına izin vermemesi sayesinde yeni bir skor opsiyon buldu lacivert beyazlılar.
“Doğuş kelepçeyi takmışken kenara alındı, Theodore rahatladı””
İlk yarının son bölümünde Doğuş tam Theodore üzerindeki baskıyı arttırmışken ve onun beynine girmişken koç Perasovic tarafından kenara alındı. Bir türlü oyuna giremeyen Heurtel savunmada da problem yaşamaya başladı, Theodore yine rahatladı. Ama Banvit ilk yarı boyunca doğru yaptığı şeyi, kontrollü hücumu unuttu ve erken atışlar Efes’in tempo bulmasına neden oldu. Ama lacivert beyazlılar basit atışları kaçırarak bu fırsatı değerlendiremedi. Özellikle Vidmar oyundayken gömülen Banvit savunmasına karşı Efes kısalarının ve forvetlerinin boş üçlükleri değerlendirememesi ilk yarıdaki farkın da temel nedenlerinden biriydi.
“Heurtel ısrarı”
Koç Perasovic’in Heurtel’de ısrar etmeye devam etmesi yine Theodore şov izlememize neden oldu. Ancak bu sefer penetrelerle kolay potaya giden Amerikalı’nın karşısında Dunston ve Brown daha sağlam durdular. Bu nedenle topu dışarı çıkarmak zorunda kaldılar ve üçlüklerden de isabet bulamayınca hücumda bir kısırlık başladı. Efes cephesinde ise yine Heurtel’in eline kalmış hücumlar izledik, onun skor bulamadığı dakikalarda zorlandılar ve farkı yine 6 sayı baremlerinde kaldı.
“Tolga hücumu rahatlattı”
3.çeyreğin ikinci bölümünde ise Heurtel biraz kendini bulmaya başladı ve Brown da ona eşlik etti orta mesafe şutları ile. Efes uzun bir aradan sonra hücumda verimli oynadı, farkı da 2 sayıya kadar indirdiler. Savunmada ise topu Tolga’nın getirmesi ile beraber onun organize ettiği ikili oyunları Dunston adam değişerek savunmaya çalıştı fakat genç yıldız adayı içeri indirdiği akıllı paslarla bu ters eşleşmeye hep cezayı kesti ki ters tarafa dönen toplarda da Orelik potaya gitmeye başladı. Boyalı alanda Vidmar’ın Dunston’a kurduğu üstünlük sayesinde de ribaundlarda Banvit üstünlüğü ele geçirdi ve böylece Efes’in küçük çaplı geri dönüşüne de dur dediler.
“Orelik de Theodore’a eşlik etmeye başladı”
Son çeyreğe koç Perasovic hücuma hareketlilik getirmek amacıyla Thomas hamlesi ile başladı. Ancak tecrübeli forvet yakaladığı iki erken şuttan da isabeti bulamadı ve ardından Efes potasında iki tane Banvit hızlı hücumu görüldü. Heurtel etkisizliğini korurken Efes savunması Doğuş liderliğinde Theodore’un yarı saha hücumlarındaki birebirlerine ve penetrelerine engel olamadılar ki Litvanyalı forvet Orelik de ısınmaya başladı, yay gerisinden bulduğu üçlükler farkın çift hanelere çıkmasını sağladı.
“Savunmalar düştü, Kulig bonusu”
Efes cephesinde ise hücumda birebirler yine ön plandaydı. Hem Honeycutt hem de Brown ilk toplarda çembere giderek atletik özellikleri ile skor bulurlarken Dunston’ı da pota altında daha fazla kullanmaya başladılar. Kulig’in oyunda olmasının etkisiyle de daha net pozisyonlar buldular boyalı alanda. Ama Kulig de dış şut tehdidi sayesinde yüzü dönük hücumlarla skor bulmaya başladı. Takımların karşılıklı rahat skor bulduğu bu bölümler önde olan Banvit’in işine yaradı, Efes savunmada yine istediği sertliği ve direnci ortaya koyamadı.
“Brown-Chappell düellosu”
Koç Perasovic son bölümde direksiyonu yine Heurtel’e teslim etti. Fransız guard yarı sahayı çabuk geçerek bulduğu erken atışlarla etkili oldu belki ama Efes’in imdadına yetişen isim yine Brown oldu. Bulduğu ikinci el üstü üçlükle takımına çok derin bir nefes aldırdı ve farkın 3 sayıya inmesini sağladı. Ardından Kulig tıpkı Theodore gibi çizgiden 2’de 0 ile döndü ama Banvit adına sürpriz bir isim devreye girdi. Maç boyu çemberi döven Chappell doğru bir saha yerleşiminin ardından Theodore’un akıllı pasıyla bulduğu boş üçlükten isabeti çıkardı ve farkı 8 sayıya yükseltti.
“Alkışların büyüğü koç Filipovski ve Theodore’a”
Son bölümde Heurtel ile hücumlardan istediğini çıkaramayan Efes’e karşı Banvit hem savunmada hem de hücumda soğukkanlı bir şekilde, disiplinden kopmadan sürenin erimesini sağladı. Theodore’un her zamanki gibi yıldızlaştığı maçta bir büyük alkışı da koç Filipovski haketti. Bu maçta Kulig ve Orelik’i çok iyi kullanan ve turnuva boyunca tüm rakiplerinin zaaflarına çalışan, çözüm üreten koç, Theodore gibi bir maestronun da elinde olmasının etkisiyle Banvit’i çok daha yukarılara taşıyabileceğinin sinayllerini verdi. Tabi Theodore da artan performansıyla şimdiden Euroleague takımlarına göz kırpıyor.
Not: Banvit yönetimine de bir basketbol emekçisi, aşığı olarak teşekkürü borç bilirim. Bu sezon yeniden yarattıkları takımda sıcak bir aile ortamı kurdular. Oyuncuların bu denli mutlu, tamamen basketbola konsantre bir şekilde mücadele etmelerini sağladıkları için onlar da bir alkışı hakediyorlar.
mail: fersu.deniz@abcspor.com
twitter: @fersudeniz