Fenerbahçe bu sezon ilk kez orjinal bekler ve açıklarla çıktı sahaya.
Esas mevkisinde oynamayan tek oyuncu Emre Belözoğlu idi. Neredeyse Vedat’ın yanında ikinci santrafor gibiydi.
Öncelikle Garry Rodriguez’den başlamak lazım. Oyunun kopmasında başrol ona aitti. İlk goldeki füzesinin ardından, ikinci golde Moses’i kaçıran oydu, üçüncü golde de Ozan’a harika bir asist yaptı. Bunun dışında da hep hareketliydi. Sürekli koşular yapıp top istedi ki bunlar Fenerbahçe’nin oyunu için son derece değerli.
Bir diğer açığımız Moses. O bugün Rodriguez kadar etkili değildi ancak daha uzun süreli bir sakatlıktan çıktığını ve yeni iyileştiğini unutmayalım. Ben Moses’in oyunundan çok konsantrasyonunda sorun olduğunu düşünüyorum. ”Sezon sonu Chelsea’ye döndüğümde şans bulacak mıyım?” diye düşünmek yerine sadece ”Fenerbahçe ile şampiyonluk yaşamak ve bu şampiyonluğa katkıda bulunmak istiyorum” demeli.
Onun da iyi oynamasıyla Fenerbahçe tedbir alınması daha zor bir takım haline gelecektir. Öyleyse idari kadromuz Moses’in üzerine titremeli. Bizim için ne kadar önemli olduğunu hissettirmeli. Kiralık oyuncuların, hele hele Afrika’lı kiralık oyuncuların takım aidiyetleriyle ilgili sıkıntı var. Bunu geçen sezon biz yaşadık, bu sezon Galatasaray yaşıyor. Moses’ta aynı sorun olmamalı.
Esas mevkisinde oynayan bir de Ozan Tufan var takımda, o da unutulmasın. Orta sahanın göbeğine geçince performansı arttı. Zaten çok diri ve kuvvetli geçtiğimiz sezonlara göre. O yüzden bek oynarken de sağ açık oynarken de sırıtmamıştı ancak 8 numara pozisyonunda iyice zirve yaptı. Ustalığını giderek daha fazla sergileyen ve önlibero nasıl oynanır dersi veren Luis Gustavo ile beraber çok ama çok dinamikler. Bu performansıyla klişe bir laf olacak ama sezonun en iyi transferlerinden biri gibi gözüküyor Ozan Tufan.
Topun bizde kalmadığı bölümler de vardı bu arada oyunun bazı bölümlerinde. Örneğin ikinci yarının 30 dakikalık bölümünde rölantiye aldık biraz. Konyaspor’un pas yapmasına izin verdik. Ancak bunu bence çok akıllıca yaptık. Konya oyuna hakim gibi gözüktü ama hiç pozisyon bulamadı, çünkü Fenerbahçe çok iyi yerleşti sahaya. Rakibe boş alan bırakmadı. Adeta Aykut Hoca’yı Aykut Hoca’nın silahıyla vurduk ikinci yarı.
Bu moralli geceye neredeyse tıklım tıklım dolu olan tribünler de büyük katkı sağladılar. Deplasmanda şov yapan ama Kadiköy’de koordinasyon sıkıntısı yaşayan Fenerbahçe tribünleri bugün takıma ayak uydurdular. ”Şampiyonluk coşkusu” esintileri sundular zaman zaman. Taşların sadece saha içinde değil saha dışında da oturduğunu gösterdiler bir anlamda. Şimdi ”tamam artık biz olduk” demeden aynı heyecanla Kayseri’de mücadeleye devam etme vakti.
Henüz eksiğimiz çok. Gideceğimiz yol da…
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: alp.eralp@abcspor.com
twitter: @alperalp72