SAVAŞTIK KAZANDIK
Maç 1-1 bitmiş olsa da aynı şeyleri söyleyecektim. Bugün çocuklar çok iyi mücadele ettiler. Birbirlerinin açıklarını kapatmak için sürekli çabaladılar. Emeklerine, yüreklerine, akıttıkları tere helal olsun. İşte çubuklunun içinde görmek istediğimiz “mağlubiyeti kabul etmeyen” ruh bu. Savaştılar kazandılar. Sonuna kadar da 3 puanı hakettiler.
Tabii sadece mücadele etmek her zaman yeterli olmuyor. Oyuna kalite de koymak gerekli. Biz o kaliteyi en çok Mesut ve Irfan’dan bekliyoruz. Özellikle Mesut oyundayken takımın mücadele gücü düşüyor, bunun hepimiz farkındayız ama bir araya pas, bir güzel şutla maçın kaderini etkiler diye bekliyoruz Mesut. Olmayınca da maçın ilk yarısındaki gibi istediğimiz sonuca ulaşamıyoruz. Bugün Mesut oyundayken takım kötüydü demiyorum. Golü yiyene kadar da aslında baskıyı kurduğumuz pozisyon bulduğumuz bölümler de var. Ancak rakibin de Mesut varken daha rahat ileri çıktığı ve oyun kurduğu bir gerçek.
İkinci devre Mesut yerine Pelkas girince daha hareketli olduğumuzu söyleyebiliriz. 45-70 arası İrfan Can da oyuna karakter koydu kesinlikle. O bölümde skora isyan edenlerin başında geliyordu. İşte İrfan Can’ı hep böyle görmek istiyoruz. O istekli olunca Fenerbahçe’nin oyunu 2 vites ileri gidiyor. Tabii ona orta sahadan destek veren ikişer tane ciğerle oynayan Crespo-Zayc ikilisi de vardı. Bütün merkezi toparladılar. Hücuma da destek verdiler. Hatta Crespo son golde ayağının dışıyla verdiği mükemmel pasla sonuca da direkt etki etti.
Geçen haftanın yıldızlarından Rossi biraz daha durgundu. Tabii kapanan bir takıma karşı oynamak, açık oynayan Alanya’ya göre onu etkiledi. Serdar Dursun da bitirici yerlerde fazla gözükemedi,kalabalıkta sıkıştı kaldı. Bu yüzden Crespo-Zayc ikilisinin hücuma verdiği destek çok önemliydi. Tabii bir diğer destek te artık sürpriz olmayan bir şekilde Osai’den geldi. Hem çıkışları hem de defanstaki müdaheleleriyle çok iyi bir performans sergiledi. Stoperde gitgide daha uyumlu oynayan ve rakipleri ürküten Serdar Aziz-Kim ikilisi de çok iyi oynayanlar ve bugünkü mücadelede başroldekiler arasındaydılar.
Peki şimdi hepimizin aklında olan soruyu soralım . Bu zamana kadar aklımız nerdeydi ? Neden ligin son bölümünde bu seviyeye çıktı takım ? İşte orada maalesef ”keşke” dememiz gerekiyor. Bakın websitesinde arşivler ve eski yazılar mevcut. Pereira’yı gönderdiğimiz anda yapacağımız en büyük yanlışın ”hocasız” kalmak olduğunu bir çok kişi gibi ben de dile getirdim. Ne yazık ki yine tereddüt ettik. Çok uzun süre başıboş kaldı takım. Antreman kalitesi ister istemez düştü. Fizik durumları belki de dip yaptı oyuncuların. 9 kişilik Karagümrük’ü yenemedik. Adana Demirspor’a Kadiköy’de yenilirken direnç gösteremedik. Orta sahamız yol geçen hanı gibiydi. İsmail Hoca’nın hem mental hem de fizik olarak dip yapmış takımı toparlaması da maalesef zaman aldı.
Ben İsmail Hoca’nın bir taktik deha olduğunu iddaa etmiyorum. Gelecek sene takımın başında İsmail Hoca da olsun demiyorum ama İsmail Kartal hoca gibi hoca. Bir ağırlığı var. Camianın önemli bir ismi. Hangi takımda çalışırsa çalışsın futbolcuların sevdiği bir figür. Dolayısıyla hocasız kalan takımla İsmail Hoca’lı dönem arasındaki farkı görmemek imkansız. Keşke onu takımın başına getirmek için bu kadar tereddüt etmeseydik.
Şimdi biraz havaya girdik 2.lik için. Rakibimizle aramızdaki puan farkı 2’ye indi. en önemlisi tribünler geri döndü, artık Kadiköy’de maçlara etki etmeye başladı. Biraz takım toparlayınca biraz da yönetim bilet fiyatlarını indirince bambaşka bir atmosfer çıktı ortaya. Takım savaşınca ve kazanınca, taraftar da başladı futbolculara sahip çıkmaya.
Şimdi hedef 2.lik, moral, ileriye umutla bakış , Arda ve diğer gençlerle gelecek sezona hazırlanma bundan sonra. .
mail: alp.eralp@abcspor.com
twitter: @alperalp72