Geçtiğimiz Cuma günü 100 kişiye sorsaydık aldığımız cevaplar derbinin sonucu ile ilgili 3 bilinmiyenli denklem kurdurabilirdi bize. Ama aynı 100 kişilik anket, C.tesi günkü Galatasaray – Kasımpaşa maçının ardından yapılsa beraberlik olasılığı tartışmasız ağırlıkta çıkardı.
Teknik olarak oyunu incelediğimizde, Olimpiyat stadı klasiği ile karşı karşıya kaldığımızı söylesek yanlış olmaz. Türkiye’de rakibi bozan, her topa birden fazla ayak sokan, gerek koşu mesafesi gerek uyguladıkları şok pres ile rakiplerinin önünde olan 2 takımın maçıydı dünkü. Aslında daha bir futbol stadyumunda, doğal etkenlerin minimum olduğu bir ortamda oynansa idi ligin ilk yarısındaki gibi bir ziyafet sunulması içten bile değildi. Hazır Cüney Çakır’da yokken!
Maçın başında rüzgarı arkasına alan Fenerbahçe yukarıdaki özellikleri ile birlikte Beşiktaş’ı sahasına hapsetti ve golü buldu. Beşiktaş ise bu dakikalarda kazandığı her topu (oyun kuramadığı için) uzun oynayarak Almedia‘yı pozisyona sokma uğraşı içindeydi. Nitekim durum 0-0 iken bunu başardılarsa da golü de yine bir uzun topla çıkma telaşı yüzünden Jones’un Kuyt’a hediyesinin ardından yediler.
1-0’dan sonra şampiyonluk stresi ile geri çekilen Fenerbahçe yine de ilk yarıyı önde biterebilirdi. Bence atılan şans ve hakem hatası karşık gol Beşiktaşı hiç de haketmediği bir skor ile soyunma odasına gitmesini sağladı. Hata diyorum çünkü Almedia’nın Volkan’nın önünü kapatıp Motta’nın şutuna yalancı baraj uygulaması dünyanın her yerinde ofsayttır. Şans diyorum çünkü golden önce direkten dönen Veli başkanın şutunun içine Roberto Carlos değil rüzgar kaçmıştı.
İkinci yarı durum tersine döndü. Bu kez rüzgar ile birlikte baskıyı Siyah Beyazlılar yaptı ve Motta’nın acemice atılmasına kadar ki dönem klasik bir Beşiktaş oyunu oldu. Pres, kapılan topların çok pas ile değerlendirilmesi ve rakip üstüne yıkılan bir oyun. Tam 2. Gol geldi geliyor derken 10 kişi kalan Beşiktaş mecburen ilk yarıdaki oyununu oynamak zorunda kaldı son yarım saat. Fenerbahçe cephesinin neden 60. Dakikadan sonra oyuna çok hükmedemediğinin cevabı Gökhan Gönül’ün maçtan sonra yaptığı açıklamada bulunuyor. ‘’Bu maçtan mağlup ayrılsa idik önümüzdeki hafta 3 puan bile bize tur attırmayabilirdi’’.. İşte bu psikoloji ile oynayan takımı, çok da sıkmadılar Beşiktaş’a 1 puanı verdiler bakış açısıyla yorumlamak Katar ve Sudi Arabistan gibi ülkelerdeki arap mantığının tezahürüden başka bir şey değildir.
Puan tablosu şuan itibari ile adaletli bir görüntü vermekte üç büyükler için. Ligin ilk yarısındaki yüksek temposu, biraz şans biraz beceri ile bulunan son dakika golleri, tutarlı yönetim, taraftar ve kadro üçlemesi ile Şampiyon olan Fenerbahçe. Hakem hataları, Stadsızlık, kadro yetersizliği gibi unsurlara rağmen coşkulu oyuncu grubu ve mantıklı bir teknik heyet yönetimi ile doğrudan Şampiyonlar Ligine katılacak olan Beşiktaş. Futbol adına olumlu hiçbir şey üretmeyen fakat kadro kalitesinin yardımı ile 3. Olup Şampiyonlar Ligi ön eleme oynamaya hak kazanacak (son 4 hafta seri mağlubiyetler almaz ise..Trabzon’a dikkat) olan Galatasaray.
Herkese iyi haftalar..