https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

RABBİM VE CAMİAM BENİ AFFETSİN, NE YAPTIMSA ONLAR İÇİN!

Okunması Gerekenler

gorkem1Ben tavla oynayamam çünkü şansın herhangi bir şeyde belirleyici olmasını kabullenemiyorum. Oysa yine teorime göre hayatın %30’u zeka, %30’u çalışma, %10’u azim ve kalan %30’u kader-kısmet-alınyazısı ve şans.
İşte o %30’luk kısım yıllar içinde Beşiktaş’a pek gülmemiştir. Yanlış anlaşılmasın, bu akşam hocanın Olcay ve Oğuzhan’la başlaması, Gökhan İnler’in kötü performansı, Gökhan Gönül’ün Bruma karşısındaki zafiyeti ve Tosic’in alıştığımız performansına dönmesi şansla açıklanamazdı. Ne demek istediğime daha sonra geleceğim.
gs-bjk-kadroGalatasaray ise her zaman dediğim gibi kalbine kazığı çakmadan ve tabutunu iyice çivileyip toprağın 10 metre derinine gömmezsen öldüğünden emin olamazsın. Nitekim bu sene de ‘Zombinin Dönüşü’ filmi vizyonda ve Riekerink’in zaten fena olmayan bir kadroyu takım haline getirip mücadeleci bir ruh ve kondisyon kattığını gördük. Ancak tabii ki 2-0’dan sonra maçı kontrol ve idare etmekte zorlandı. Oyunu genelde çok iyi bloke edip Sneijder, Yasin ve Bruma’yla hızlı ataklara çıkıp ilk yarıda etkili oldular. Bir duran top ve ardından bütün savunmanın çekirdek çitleyip Bruma’yı izlemesiyle ilk yarı 2-0 kös kös soyunma odasının yolunu tuttuk. Adam gibi bir pozisyonumuz bile yoktu. %30’luk zekanın ise esamesi bile okunmuyordu.
Tribünler Çarşı’nın ateşlemesi olmayınca etkisiz kaldı ama takımın ilk yarıdaki oyunu da taraftarın heyecanını öldürdü. Galatasaray da eski ve taze kaşar bazı futbolcularının pervasızca vakit geçirmesiyle tribün baskısını hafifletti. İkinci yarıda Oğuzhan ve Olcay’ın kenara alınıp Ebubekir ve Talisca’nın girmesiyle o beklenen canlılık geldi. Koca bir 45 dakika çöpe atılmıştı ama ikinci yarının başlarında gelecek bir gol her şeyi tersine çevirebilirdi.
gs-bjk-bjkBu şekilde 70. Dakikaya kadar geldik ve işte o anda maçın gidişatını belirleyen kritik hamlemi devreye soktum. Kendime verdiğim sözü tutarak hayatımda ilk kez totem yaptım ve stattan çıktım. O kadar çok defa azap içinde derbi bitirip o kadar az geri dönüş yaşamıştım ki matematik ve istatistik maalesef yanımda değldi. Bu sefer farklı bir şey yapmak istedim ve kışlaya giren asker misali mantığımı statta bırakıp kapıya yöneldim. Çelik gibi bir iradeyle tam çıkarken gelen gol sesine de aldırmayıp koşar adım kendimi dışarı attım. Dolmabahçe Sarayı karşısında 2. Golü duyduğumda ‘acaba?’ Dedim. Çarşıya geldiğimde son 2 dakikanın adrenalin fırtınası ve sonunda Q7’nin nasıl tarihe geçmediğine şahit oldum.
Sonuçta yine yoruldum dostlar. Mutlak favori çıktığın maçta muhteşem bir atmosferde evinde rakibini eze eze yenemeyip kaybettiğin eşeği bulup sevinmekten yıprandım. Rakibine gereken Osmanlı şamarını vurup nefesini kesemediğin ama yoğun maç trafiğinde takdire değer bir mücadele sergileyip Arena’da yenilmezligini sürdürdüğün icin gururlandım. Ancak hepsinden önemlisi her şeye rağmen o %40’a tekabül eden çalışma ve azmin önemini tekrar gösterdiğin için dersimi aldım. Asla vazgeçme ve Dolmabahçe’nin ağaçlı yolunda asla yalnız yürüme!
mail: gorkem.isik@abcspor.com
twitter: @saturnocontro3
Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

FENERBAHÇE GİBİ

Önce kızlarımızı kutlamak istiyorum. 2 sene üstüste Euroleague şampiyonluğunu kazanan kadın basketçilerimize ve böylesine yetenekli ve karakterli oyunculardan oluşan...

Benzer Konular