https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

OLMASAYDI SONUMUZ BÖYLE..

Okunması Gerekenler

     OLMASAYDI SONUMUZ BÖYLE

Yıl 1980, takvim yaprakları 30 Mayıs’ı gösteriyor, Liverpool kentinin Whiston adlı küçük mahallesinde bir ağlama sesi duyuluyordu. O ağlama sesi hepinizin de tahmin ettiği gibi Steven Gerrard’ın dünyaya geldikten sonraki ilk ağlama sesiydi. Peki neden hepinizin de tahmin ettiği gibi? Cevap vermeme bile gerek yok sanırım çünkü dünyanın neresine giderseniz gidin Liverpool denilince akla ilk Gerrard’ın ismi gelir. İşte o yağmurlu Merseyside gününde bir efsane dünyaya geldi.
Steven-Gerrard-Champion

Yıllar geçti 1998 yılında efsane olacağı o Liverpool F.C formasını ilk kez sırtına geçirdi Gerrard. Art arda gelen senelerde tüm dünya onu tanımaya başladı. O, 21.yüzyılın en iyi orta sahalarından biri olmuştu artık. Ama Gerrard’ı asıl efsane yapan şey endüstriyel futbolun karşısında sevdası uğruna dimdik duran bir adam olmasıydı. Özellikle Real Madrid’in  sansasyonel tekliflerini her sene reddetti. Artık herkes anlamıştı onun Liverpool’undan ayrılmayacağını. Ne var ki 2015 yılının Ocak ayında verdi o kara haberdi Gerrard. ‘’Kulübümden ayrılacağım 6 ay sonra Amerika’ya gidiyorum’’ demişti efsane. Oysa herkes Gerrard’ın hala çok iyi bir oyuncu olduğunu düşünüyordu. Fakat bir kişi hariç; Takımın menajeri Brendan Rodgers. Gerrard’ı yedek bırakmaya başlamıştı ve seneye de takımda oynayabileceğini düşünmüyordu. Belki de bu yüzden ayrıldı takımından kaptan. Futbolun son kalesi düşmüş gibi hissediyordu tüm futbolseverler. Herkes en azından bir mucize bekledi. Hiç lig şampiyonluğu yaşamamıştı Gerrard. Liverpool kalan maçların hepsinin kazansın ve şampiyon olsun istediler. Ama tabi ki olmadı bu hayal üstüne üstük efsanenin Liverpool formasıyla çıktığı son maçında Liverpool Stoke City’e 6-1 mağlup olmuştu. Artık zaman durmuştu ve Gerrard o formayla bir daha gözükmemek üzeresoyunma odasının koridorlarına girerken gözden kayboldu.

Bir futbol efsanesinin hikâyesi böyle bitmişti. Tüm futbol severler 30 Mayıs 1980 yılında Whiston Mahallesi’ndeki o çocuğun gözünden akan yaşları kendi gözlerinde akıtıyordu. Hem de o sarışın çocuk için, bir daha futbolcu olarak hiç yuvasına dönmeyecek olan o büyük efsane için. Hepsinin de dudaklarından şu ünlü cümlenin ünlü kelimeleri dökülüyordu;

GÖĞSÜM DARALIYOR, YÜREĞİM KANIYOR, OLMASAYDI SONUMUZ BÖYLE…

ENES GÜNGÖR 

Son Haberler

AMATÖRCE

Yedigimiz iki gol de olacak iş değil. İlkinde ortada fol yok yumurta yok. Rakibin ne baskısı var ne pozisyonu....

Benzer Konular