https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

LİDERLİK GÜZELDİR

Okunması Gerekenler

Liderlik güzeldir

Neden mi güzeldir, çünkü itici güçtür, sizi hep orada olmaya iter. Kendinizle savaşırsınız ve altınızdaki herkesin birbirine yakın olmasını istersiniz, puan kaybederek olması ise en güzelidir. Milli maç arasına lider girmek önemlidir. Geçen sene de bu haftalarda lider girdiğimizi sonra iki dış müdahale ile nasıl toparlayamadığımızı gördük. Bundan ders çıkarmak lazımdır. Burada görev önce Ali Başkan’a sonra Vitor’a düşer. Vitor geçen seneyi bilmez ama bizim değişmediğimizi bilir. Ama daha kötü olduğumuzu anlatmak görevi Ali Başkan’a düşer. Biz kim miyiz: dışardan severek veya düşman olarak yepyeni bir takımı acımasızca eleştiren herkes.

3-0 yenildiğimiz maçtan sonra yazmadım. Çünkü maalesef izlemedim. Daha sonradan izleyince de o kadar da kötü olmadığımızı düşündüm. Takım TR seviyesine geliyor ama Avrupa seviyesine gelmesine çoook var. Neden mi? Vitor yüzünden. Hep saldıran bir takım istiyor. Bunu da takımın DNA’sına kazımak, kaybedince de DNA’sına kazımak istiyor takımın. Bu kolay iş değildir. Takım olmak için bile bir arada 3 hafta devamlı çalışmamış bir takımı, yoğun maç trafiğinde bir takım yapmak, üstüne de kazanmak ve onun üstüne de sakatlıklarla başa çıkmak ve hep eleştirilmek kolay değil.

Avrupa maçında da Kasımpaşa maçında da aynı şeyleri gözlemledik. İki maça birlikte bakalım. Çünkü hocanın dediği gibi sistem oynuyorsak, sisteme bakmak lazım. Nedir bunlar:

• Muhammed faktörü: Genç oyuncuyu o veya bu nedenle oynuyor. Ve bizler çok seviniyoruz. Ta ki, Muhammed’in o maçtaki performansına kadar. Performanstan kastım defansif performansı. Muhammed, defans yapmayı bilmiyor veya kopuyor yaparken. Kasımpaşa golünde, Atilla, önünde 4 Kasımpaşa’lı ile karşı karşıya kalınca, Muhammed gol anında ceza sahasına koşarken girebiliyordu. Genç ama artık geç olmayan Muhammed’in acilen Ferdi’ye bakması lazım. Yoksa ileride kendisine şans yok. Böyle olunca ya kiralık ya da Türkiye kupasına doğru gidiyor. Çünkü rakip hocalar senin yalpaladığını görünce, defansif olarak, senin tarafından saldırıyorlar. Dün Vitor tam zamanında Novak’ı koydu. Sen defans yapmak istemediğin günde olduğun için. Kariyer kararı.
• Ferdi faktörü: Müthiş gelişti. Geldiğindeki çelimsizliğine bakın, bir de şimdiki haline. Dün kaç defa top çıkardı ceza alanından, kaç defa da orta sahada top kaptı. Müthiş inançlı ve hırslı. Filozofsuz milli takımın performansına baktıktan sonra karar vermek koşuluyla, ben onun yerinde olsam Hollanda takımını seçerdim. Bu takım için kötü olsa bile. Yeni alman hoca bir takımı toparlasın bu arada, o zaman da milli takımı seçmesi için dua edeceğim.
• Serdar Dursun faktörü: Şimdi sevgili Serdar, dünkü maçta çok kötüydün. Bir kere biz topçularımızı çok çabuk havalara sokarız. Ama üzerine koymazlarsa da anında gömeriz. Burası Fenerbahçe. Bana çok oldumcuk geldin. Bakışın Almanya Baunhouf’un da para yapmış Türkler gibi. Biraz kendine gel. Kaç gol attın da bu havada olma durumları. Yedek golcü olarak geldin, yokluktan ana golcü oldun unutma ve bu fırsatta ana golcü olduğunu göster. Fenerbahçe de kendine bu da bizim santraforumuz dedirtemedin daha. Maç içerisinde bir dakikadan sonra Ferdi’ye top vermemek için her şeyi yaptın. İnanılmazdı. Sanırım tartıştınız. Olmaz.

• Ön üçlü: Hangisi daha doğru üçlü bilinmez. Ama Pelkas’ın omuzluğu çıkar, Mesut toparlanır ise o üçlü efsane olur. Şu an hem Rossi, hem Valencia hem de Berisha ile mevcut durumdan doğan bir ön üçlü var. Bunu unutmamak lazım.

• Orta iki: Sosa gelince daha oturacak. Burası kesin. MHY iyi yolda ama çok yavaş yürüyor iyi yolda. Burası sorun. İrfan, Crespo, Sosa gelmeli.

• Defans 3lüsü: Kim ve Atilla’ya Allah sakatlık vermesin. Ama Tisserand artık bir dönsün. Onu özleyeceğimiz aklıma gelmezdi. Ama gelsin artık. Tank gibi defansımız var.

• 3-4-3 formasyonu: Maç içinde değişik formüller deniyor hoca. Bu sistemin tek sorunu defansa yardım etmeyen orta ve yan kanatlar. Burada tam bir takım hareketi görülürse sorun yok.

• Defans zaaflarımız: Defansa bir karşı takım oyuncusu dripling yaptığında veya orta yaptığında hiç korkmuyoruz. Tanklar ve orta saha ceza sahasına kalenin de çok iç kısmına doğru dolduruyor. Korku nerede başlıyor:
o Tanklardan dönen toplarda. Çünkü o toplar rakip oyuncu da kalıyor. Ve Olympiacos gibi iyi şut çeken topçular varsa gol maalesef geliyor. Kasımpaşa’lılar dağlara taşlara şut attı.
• Takım çok ileride iken 3’lü arkasına atılan toplar: Burada çok karakterli iki savunması var takımın. Ofsayt taktiği veya Atilla/Kim’in hızı ve cesareti. Bu toplar çok olmuyor ama hızlı hücum ve ileride basma arzusu artınca, bizlere bir titreme geliyor. Hele ki bu duruma Serdar tarafından yakalanırsak: faul, penaltı, kaleciyle karşı karşıya.. Titremeler titremeler.

Bunların hepsi de maalesef zamanla düzelecek. Lig arasına kadar oynaya oynaya maalesef. Yapacak bir şey yok. Tüm transferi çok önceden yapılmış, Avrupası olmayan ve iyi transferleri olan Trabzon’a karşı lider olmak çok önemli. Bu ara önemli ek sakatlık olmazsa çok iyi bir takım olacağız. Göreceksiniz.

Bu haftanın seçileni Güntekin Beşiktaşı ONAYlayan. Koptu taraftarlık coşkusu. İki anektot:

Maç öncesi ve arası: Maçtan önce Kasımpaşa’nın hocası “biz hücümcu bir takımız kapalı oynamayacağız” dedi diye BeşiktaşONAYlayan: “Neden kapanmıyorsun? açık oynadın da galip mi geldin sanki “ vs vs.
Rıza hoca “Sivasspor olarak açık oynadık” deyince de BeşiktaşONAYlayan “tebrik etmek lazım son dakikaya kadar büyük mücadeleye sahne oldu maç” dedi.
Devre arası da taraftarlığı bitmedi : Kasımpaşa neden atak yapamadı basit gol yedi neden oyun planları yok vs vs

Maç sonu: Güntekin: Fenerbahçe’nin pas yüzdesi %77 normalde şampiyonluğa oynayan takımlarda en az %85 -%90 olmalı bu oran. Fenerbahçe çok yorulmuş yüksek sayıda (20) faul yapmış.

Volkan Demirel: Demek ki mücadele etmiş oyuncular futbol böyle bir oyundur.

Not: Ben kendisini hiç izlemem. Bu alıntıları bize gönderen Dubai Fenerbahçeliler grubundan MHMT’ye teşekkürler.

mail: yakup.borekcioglu@abcspor.com

twitter: @Yborekcioglu

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

LA QUINTA DEL BUITRE, AKBABA BEŞLİSİ

80'lerde İspanyol futboluna damgasını vuran, zamanın ünlü Real Madrid efsanesi Emilio Butragueno'nun başını çektiği, Manolo Sanchis, Martin Vazquez, Michel...

Benzer Konular