*** Öncelikle röportaj talebi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Gündemin bir numaralı maddesi Galatasaray’da seçim süreci ve yaşanılanlar. Neler söylersiniz bu durumunun özetiyle ilgili?
Rica ederim. Dursun Özbek’in Ocak ayında almış olduğu karar bence kurmaylarının yanlış yönlendirmesiyle aldığı bir karardı. Çünkü Galatasaray camiası ısrarla seçimin Mayıs ayında yapılmasını istiyordu. Eğer Dursun Özbek camianın sesine kulak verip “Ocak ayında seçim kararı aldım ama Mayıs ayında bir daha seçime gideceğim” deseydi önüne rakip dahi çıkmazdı. Projeleri geliştirmek için 3,5 yıllık süre istemesi Galatasaray camiasında hoş karşılanmadı. Dursun Özbek göreve geldiği zaman camianın ısrarı “Bir başkan artık 3 yıl görev süresini tamamlasın” şeklindeydi. Çünkü süreleri tamamlamak Adnan Polat’ın ikinci dönemiyle start almıştı. Ünal Aysal dönemini tamamlamadan seçime gitmişti. Duygun Yarsuvat diğer başkan adayı Alp Yalman’a karşı “Sekiz ay başkanlık yapacağım, Mayıs’ta seçime gideceğim” sözüyle seçim kazanmış ve başkan olmuştu.
*** Galatasaray’da hiç kimse Dursun Özbek’e Mayıs ayında seçim kararı alması için telkinde bulunmadı mı?
Elbette bulunuldu. Cemal Özgörkey, Hakan Üstünberk, Refik Arkan, Haldun Üstünel gibi isimler Dursun Özbek’e “Gel Ocak’taki seçimden vazgeç. Mayıs ayında seçime git.” Eğer Dursun Özbek bu kararı alsaydı saydığım isimler Mayıs ayındaki yeni yönetimde yer alacaklardı. Bu seçim baskın seçim olarak algılanınca camiada infial etkisi yarattı. Dursun Özbek camiaya Ocak’ta seçime gitme nedenini tam anlatamadı. Camia da Özbek’in “Devam eden projeler var” söylemine itibar göstermedi.
*** Mustafa Cengiz’i bu sürece götüren etkenler nelerdi?
Mustafa Cengiz’in “Eğer Başkan olursam Mayıs’ta seçime gideceğim” söylemi camiada büyük değer buldu. Dursun Özbek başkan toplam 2800 oy almıştı. Başkan Cengiz’e kaybettiği seçimde Özbek ancak 1600 oy toplayabildi. Yani Dursun Özbek 1200 fire vermişti. Mustafa Cengiz aday olarak yürekli bir davranış biçimi gösterdi. Oysa camianın büyüklerinin kendisine “Bu seçime girme, çekil” diye baskı yaptıklarını biliyorum. Başta Galatasaraylı genç liseliler ile birçok kongre üyesi “Kazansam da Mayıs’ta seçim yapacağım” diyen Mustafa Cengiz’i desteklediler. Ayrıca Dursun Özbek’in seçim konuşmalarında 1200 imza toplayan kitleyi kastederek “Tüydüler” diye söylemde bulunması Mustafa Cengiz’e oy verenleri çoğalttı. Sayın Mustafa Cengiz Başkan olduktan sonra Sabah Gazetesi’ndeki yazımın başlığını ‘’Tüymenlerin zaferi’’ olarak attım.
Yıllardır kongreleri izliyorum. Galatasaray camiası kendileriyle restleşen, tepki koyan, “Benim dediğim” olacak diyen, ben diye düşüp biz diye düşünmeyen insanlara karşı kesinlikle güçlü bir tavır sergiler. En güzel örnek Ünal Aysal’dır. Aysal divanda yaptığı konuşmada ‘’Ya bana Riva’yı verirsiniz ya çeker giderim” gibi rest çekmişti. Ne oldu? Galatasaray camiası Aysal’a “Güle güle” dedi. Galatasaray’da üyeler restleşmeye taviz vermez. Özbek kibarca anlatacağına rest çekince kaybetti..
*** Sayın Mustafa Cengiz’in bu görevi almasıyla birlikte kendisini kısa vadede neler bekliyor?
Her şeyden önce Mustafa Cengiz ateşten bir gömlek giydi. Göreve geldiği gün mali şartlardaki zorluklarla tanıştı. Galatasaray taraftarı Store’lara koşarak, ürünleri eriterek bir ölçüde yönetime destek ve kaynak olmaya çalıştı. Bu kaynağın ötesinde boş locaların bazıları satıldı. Sezon sonunda da locaların büyük bir kısmının süreleri doluyor. Başkan Cengiz kulübe gelir sağlamak adına bu locaları 1 ya da 2 yıllığına satmaya çalışacak.
*** 22 Aralık gecesi Fatih Terim’in ‘’Nerede Kalmıştık’’ mottosuyla Galatasaray’a tekrar dönmesiyle birlikte birçok kesim bu seçimi Dursun Özbek kazandı demişti. Siz bu duruma katılanlardan mıydınız?
Ben Fatih Terim’i getirerek seçimi kazanabileceğini tahmin etmiyordum. Bana göre Dursun Özbek, kendini kurtarmaya çalıştı. Fatih Terim’in milli takımdan ayrılması Galatasaray için bir şans oldu. Tudor ile gidilmeyeceği zaten belliydi. Keşke Başakşehir maçından sonra Terim’i getirselerdi Galatasaray ilk yarıyı kesin lider bitirir ve rakiplerinin 3-4 puan önünde olurdu. Hatta Galatasaray, Beşiktaş ve Yeni Malatyaspor maçlarını kaybetmeyebilirdi. Fatih Terim önemli bir isimdir. Kabul edelim ki bu durum Dursun Özbek’i kurtarmaz. Dursun Özbek camia içinde zaten güçlü bir adam değil. Çünkü mutfaktan gelmemiş biri. 8 ay Duygun Yarsuvat yönetiminde çalışmış, Ünal Aysal yönetimine aidatlarını ödemediği için yönetici olamayan birisi. Galatasaraylılığından şüphe etmiyorum ama Galatasaray’ı yeterli tanımıyor. Kaldı ki Fatih Terim ismini zaten dile getiren ilk önce mevcut Başkan Mustafa Cengiz.
Dursun Özbek, Fatih Terim’in ismini dile getirmeden evvel seçim kararı aldığında, adaylığını açıkladığı ilk gün Mustafa Cengiz, “Fatih Terim bizim teknik direktörüm olacak”.
Hoca seçimlerinde hep başarısız olan Dursun Özbek kendisini kurtarmak için Fatih Terim’e sarıldı. Fatih Terim de iyi bir Galatasaraylı olarak zor günde kendisine yapılan teklifi geri çevirmedi. Hatta seve seve geldi.
*** Mustafa Cengiz’in etkisi ne derece Galatasaray’ın içinde?
Başkan Mustafa Cengiz’ın Galatasaray’la ilgili bilgi ve birikimi Dursun Özbek’ten fazladır. Zaten Tüzük tadili çalışmalarında kurulan komisyonda Mehmet Helvacı ile birlikte çalıştı. Dursun Özbek piyasada yokken Mustafa Cengiz birçok genel kurulda çok ciddi önerilerde bulundu. Galatasaray TV’de kendisi program yaparken Galatasaray’ın sorunlarına çok fazla değinmiş bir insandır. Keşke Özbek yönetiminin içinde Mustafa Cengiz olsaydı ve ekonomik yapıyı yönetseydi. Başkan Cengiz iş dünyasında çok başarılı bir yönetici olduğu için Galatasaray’ın bütçesini daha etkin ve daha doğru biçimde yönetebilirdi.
*** Mustafa Cengiz- Fatih Terim ikilisi sizce nasıl çalışıyor?
Mustafa Cengiz’in en büyük şansı kesinlikle Fatih Terim’dir. Fatih Terim ile oluşturdukları stratejiyle ilk etapta N’Diaye transferinden gelen para ile oyuncuların ve çalışanların maaşları ödendi. Ayrıca Başkan Cengiz yönetim kuruluna, “Futbolun F’sini bile konuşmayacaksınız.” talimatını verdi. Bunun alt yazısı şudur: Terim’in Florya’da kafası rahat olsun. Hoca işini bilir.
*** Oyuncu maliyetleri için neler söylersiniz?
Oyunculara ödeyemeyeceğiniz paraları taahhüt etmeyeceksiniz. Bugün Galatasaray takımı rakiplerinden puan anlamında çok önde olsaydı Fatih hoca takım içerisinde N’diaye dışında başka oyuncuların belki satışına da izin verebilirdi. Bunun örneğini Faruk Süren- Fatih Terim dönemlerinde gördük. Önce Adrian İlie sonra Filipescu satıldı ve kulüp bu satışlardan ciddi gelir elde etti. İlie-Filipescu ikilisi kalsaydı Galatasaray UEFA kupasını Türkiye’ye daha erken getirebilirdi. Ateşten gömlek giyen Başkan Mustafa Cengiz’e Allah kolaylık versin.
*** 79 Milyon TL’lik UEFA’dan para gelecek deniyordu ki sizde bunu haberleştirmiştiniz. Bunun içeriği nedir?
Ben de bunun cevabını araştırıyorum. Bu para girdi mi girmedi? Milliyet Spor bunu “Kaynak bulundu” diye manşet yapmıştı. 2011 yılında kulüp tarafından sportif AŞ’ye aktarılması gereken 79 milyon TL’nin senelerdir ötelendiği ve sermaye piyasası kurulunun buna müdahale ettiği ortaya çıktı. SPK’nın bu hamlesine Galatasaray’ın aleyhine değil lehine bir durum yarattı. Dolayısıyla 79 milyon TL bu dönemde Sportif AŞ’ye artı olarak yansıyacak ve kulüp hayati bir nefes alacak diyor haber.
Bu rakamın hangi tarihte ortaya çıktığı belli değil. Adnan Polat döneminin Mart 2011’de sona ermesi ve Mayıs’ta Ünal Aysal’ın seçilmesi… Ünal Aysal’da 2 kere halka arz yaptı ve çok ciddi bir gelir elde etti. Bu dönem ki paraların akıbetiyle ilgili ve elde edilen gelirlerin durumuyla ilgili neler söylersiniz?
Ünal Aysal 2 kere halka arz yaptı ve Galatasaray ciddi paralar kazandı. Aysal’ın 3’üncü kez halka arz yapmak istemesine izin verilmedi. Ünal Aysal döneminde çok ciddi paralar gelmişti. Hatta ben geçenlerde onun döneminde yöneticilik yapan Sedat Doğan ile sohbet etmiştim bana; “Aysal’a90 Milyon Euro’luk takım yarattık, 150 Milyon Euro kâr elde ettik. Biz bununla borçları ödeyelim” dedik. Ama Aysal başkan kabul etmemiş. Bunun aynısını Ural Aküzüm de söyledi. Aysal yönetime, “Ben camiaya borç ödeme sözü vermedim. Başarı sözü verdim” demiş. 1,5 yıllığına Drogba’yı getirdiler 10 Milyon Euro ödediler. Sneijder transferi de keza aynı şekilde gövdeli transfer. Bunların hepsi Aysal’ın deyimiyle: Altın Çilek.
*** Fatih hocanın gelişiyle neler değişti hem Florya’da hem de takımda?
Terim’in Florya’ya girmesiyle Galatasaray’da hemen bir oyun kültürü oluştu. Tudor döneminin dışında hiçbir teknik adama bu kadar pahalı ve gövdeli transferler yapılmadı. Dursun Özbek’in en büyük hatası Tudor gibi çapsız bir hocaya böyle büyük bütçeli bir kadro emanet etmekti.. Oysa Galatasaray Östersunds’a elendikten sonra hemen Fatih Terim ile anlaşılsaydı Galatasaray daha iyi yerlerde olurdu..
Tudor döneminde Galatasaray’da oyun anlamında beğenilen olgu kaos futboluydu. Ancak Galatasaray takım olarak oyuna akıl koymuyordu, Bende bu durumu sık sık eleştiriyordum. Beşiktaş, gibi Başakşehir gibi oyun kültürü yoktu. Fatih Terim’le birlikte bu oyun kültürünü Galatasaray hızla kazanmaya başladı. Fatih Terim’in oyun kültüründe önde baskı yaparsın, rakibe geniş alan bırakmazsın, topun arkasına geçmeye özen gösterirsin, yardımlaşmayı ve oyun disiplinini üst düzeyde bulundurursun ve en önemlisi kanat akınlarına değer verirsin. Bu oyunun kültürünün Göztepe maçında ön plana çıktığını gözlemledim. Ben bunu Kayserispor maçının öncesindeki kupa maçlarında da gördüm. Kupadaki Bucaspor maçında 88.dakikada skor 3-0 idi. Galatasaray oyuncular turu geçmelerine rağmen hala önde baskı yapıyorlardı . Bu durum Terim’in Galatasaray’a yerleştirdiği zihniyetin sahaya yansımasıdır.
*** Yabancı oyuncuların Fatih hocayla diyalogunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Başta Fernando olmak üzere bütün yabancıların Fatih hocaya karşı sevgisi ve saygısı var. Fatih hoca futbolcularla konuştuğu zaman kendisinin çizgisini belirler ve hiçbir zaman geri adım atmaz. En önemlisi yalan söylemez. Tudor’a sırtını dönen tüm oyuncular Galatasaray’ın ikinci yarıda en iyi transferleri oldu. Tudor’un en büyük eksikliği başarısızlıklarda bütün suçu başkalarına yüklemesiydi. Kaybedilen Beşiktaş maçı sonrası yenilgiyi Tudor resmen futbolcuların üzerine yıktı. Hatta kaybedilen Malatyaspor maçından sonra Maicon, Tudor ‘un üzerine yürüdü kaptan Muslera araya girip kavganın büyümesini önledi.
*** Peki, Muslera-Tudor arasında basına yansıyanlar hakkında neler söylersiniz?
Muslera Tudor’a şu sözlerle yüklendi: “Herkese suç buluyorsun da hiç kendine bakmıyorsun..’’ Tudor Galatasaray’ı laboratuar gibi kullandı. 3’lü-4’lü defans, merkezden oyna, kanatları unut.. Zar zor kazanılan maçlar var. Fatih Terim öğrencilerine hep şunları söyler ve uygular: ‘’Ben formayı vermem siz alırsınız. Benim için yerli-yabancı ayrımı yoktur herkes bana eşit mesafededir”.
Buca’da Bucaspor ile oynanan kupa rövanşı sonrası Fatih Terim’e “Feghouli ile Belhanda’yı çok beğendim” dedim. Terim de bana “Feghouli için söylediklerine katılırım. Ancak Belhanda istediğim gibi değil. Belhanda ’nın daha çok şey verebilecek kalitesi ve kapasitesi var.” dedi.
Kayserispor deplasmanında Belhanda, ‘’kement’’ yedi. Fatih hoca oynatmadı. Gomis, Maicon, Fernando yok, Belhanda kulübede ve o deplasmandan gövdeli bir galibiyetle döndü Galatasaray. Fatih Terim Belhanda hamlesiyle takıma “Rekabet” mesajını yeniledi. Tudor ise rekabeti aklına bile getirmedi. . Oyuncuların kafasında Tudor döneminde şu zihniyet oluşmuştu; “Ben iyi de oynasam, kötü de oynasam bu forma bana ait…”
Tudor, Belhanda’yı bir gün kenarda oturtsaydı Faslı yıldızın performansı daha yükseklerde olurdu. Fatih Terim futbolcularla sadece bir teknik direktör gibi çalışmaz, arkadaş olur, baba olur. Terim, Gomis’i babasının cenazesine Antalya kampından gönderdi. Bir Eboue olayı vardır. Eboue’nin en yakın arkadaşı Paris’te hayatını kaybetmişti. Pazartesi günkü idman sonrası Terim, Eboue’yi yanına çağırıp akşam için bir Paris bileti verdi ve şöyle dedi: “Eboue git arkadaşının cenaze törenine katıl. Perşembe günü çift kale maçına yetişmeye özen göster.” Pazartesi Paris’e giden Eboue verilen süreden bir gün erken gelip Çarşamba akşamı idmana çıktı ve Terim’i, “Babam benim” diyerek kucakladı. Fatih hocanın hayatı boyunca oyuncularına farklı farklı böyle jestleri vardır. Rekabet ortamının yaratılmasının da ötesinde Terim mutlaka oyuncuların duygularına dokunur. Ben SABAH’ta şöyle manşet verdim: “Galatasaray fabrika ayarlarına geri dönüyor.”
*** Mevkii antrenörlüğü dönemini başlattı Fatih hoca. Neler söylersiniz bu oluşumla ilgili?
Hoca çok doğru yaptı öncelikle. Kalecinin antrenörü var, forvetin antrenörü yok bu olmaz. Galatasaray tarihi boyunca muhteşem stoperlerle çalıştı. Popescu’dan Stumpf’a, Ujfalusi’ye kadar bir çok üst düzey defans oyuncularıydı bunlar. Bu oyuncuların en önemli özelliği pozisyon bilgilerinin üst düzeyde olması. Bugün Galatasaray’da defans bölgesinde Serdar Aziz ve Ahmet Çalık var ise bu isimleri pozisyon bilgisi anlamında eğitmek gerekiyor. Eğer bu pratikleri yaptırırsanız hata oranı düşer. Fatih hoca burada öncelikle şampiyon ekibini getirdi, ardında da Levent hocayı getirdi, çok doğru bir hamle yaptı. Ben bireysel antrenman yaptırmayı yıllarca savunan bir gazeteciyim.
*** Geçtiğimiz günlerde Necati Ateş ile bir görüşme gerçekleştirdiniz detayları neydi?
Mevkii antrenörü olarak Eren Derdiyok ’la ilgili bir durumu konuştuk Necati hocayla. Eren’e kafasını kaldırmasını söylediğini ve bununda meyvesini Kayserispor maçında aldıklarını belirtti.
*** Fatih hocanın ‘’Florya haber merkezi gibi olmuş’’ sözü için neler söylersiniz? Igor Tudor döneminde siz bir gazeteci olarak haberlere bu kadar kolay ulaşabiliyor muydunuz?
Mesela Tudor da zaman zaman bu durumdan çok şikâyetçiydi. Tudor bilmediği için bu durumla karşı karşıya kaldı, aslında Tudor bu noktada yumruğunu masaya vurması lazımdı. Kaldı ki ne kadar çok kapanırsanız o kadar çok sızıntı olur. Geçtiğimiz dönemde en doğrusunu Galatasaray yönetimi Riekerink ile yaptı ve her hafta maçlardan önce Florya’da medyayla basın toplantıları düzenledi. Bazen Riekerink toplantılarda o kadar tepkili sorularla karşı karşıya kaldı ki medya olarak bu kadar yerden yere bir teknik adamı vurmaya hakkınız yok. Fatih Terim sadece Florya’yı yönetmez aynı zamanda medyayı da yönetir. Tudor kalsaydı şampiyonluk yolunda kurtlar sofrasında meze olurdu ama Fatih hoca o kurtlar sofrasında başköşede oturur. Eğer Fatih Terim çok daha önceden Galatasaray’a gelmiş olsaydı, Aykut Kocaman 8 puanlık fark için suni diyemezdi. Psikolojik baskı yapıp Galatasaray üzerinde baskı yaratmaya bile kalkamazdı.
*** Tudor’a da kısaca pas atarsak, hem Karabük’te geçirdiği dönem hem de Galatasaray’da geçirdiği dönem itibarıyla sonunu hazırlayan etkenler nelerdi?
Son derece kavgacı ve inatçı bir kişiliğe sahip Tudor. Hata kabul etmeyen, duygusal olmayan birisi. Sadece görevi verir ya yaparsınız ya yapmazsınız. Futbolcu yapmadı ve seni gönderdi bu işler o şekilde yürümez. Karabük’te de kalsaydı devam edemezdi gönderirlerdi. Bağırarak, çağırarak, futbolcuyu sözlerle döverek onu suçlayarak adam edemezsin.
*** Fatih hoca milli takımda devam edip Lucescu Galatasaray’a gelseydi nasıl bir tablo çıkardı? Lucescu’nun alınmaması Galatasaray taraftarında büyük mutlulukla karşılanmış, Ali Dürüst hedef tahtası olmuştu. Siz neler söylersiniz?
Öncelikle Lucescu milli takımda başarılı olamaz. Lucescu 20 yıldır seçicilik yapmıyor. Kendi takımlarıyla çalışıp, kendi oyun kültürünü ortaya koyuyor. Fatih Terim milli takımda devam edip, Lucescu Galatasaray’a gelseydi Lucescu bu senaryoda Galatasaray’da başarılı olurdu. Shaktar Donetsk’te 10 yıldır ortaya koyduğu oyun ortada. Mutlaka oyuncuları bir kalıba oturturdu. Milli takım teknik direktörlüğü ise zordur. Çünkü oyuncunun kulüp takımında performansı yüksekse milli takıma yansır, değilse onu rehabilite etmen lazım. Bunu da yapsa yapsa Fatih Terim yapar. Birçoğu eski oyuncusu ve onlarla içli dışlı olduğu için Fatih hocanın işi nispeten daha kolay olur. Lucescu ise hiç kimseyi tanımıyor. İddia ediyorum Lucescu milli takımda başarılı olamaz.
*** Yeni Başkan Mustafa Cengiz’in oluşturduğu yönetim kurulu için neler düşünüyorsunuz? Prof.Dr. Acar Baltaş ’da orada. Kendisiyle de güzel bir röportaj yapmıştım. Neler söylersiniz yeni yönetimin ileriye dönük ortaya koyacaklarıyla ilgili?
Genel anlamda uyumlu bir yönetim var. Mustafa Cengiz’in yönetimi, Dursun Özbek yönetiminden daha iyi. Keşke Abdürrahim Albayrak ile Burak Elmas imkânlar dâhilinde olsaydı da yönetimin içinde yer alsalardı. Ama Sportif AŞ’de görev yapacaklar o da bir destektir, ekstra güçtür. Örneğin Duygun Yarsuvat yönetiminde çok güçlü isimler yoktu ama Sportif AŞ’nin başında Ali Dürüst ile Abdürrahim Albayrak vardı ve teknik direktör Hamza hoca o dönemde büyük dalgaları görmedi, küçük dalgalarla karşılaştı. Dev dalgaları Dürüst-Albayrak ikilisi göğüsledi. Bugün ise bu büyük dalgaları Fatih hoca göğüsleyecektir ama öbür dalga kıranda Abdürrahim Albayrak olacaktır. Burak Elmas’ın da zihinsel anlamda katkı sağlayacağını düşünüyorum. Burak Elmas’a Galatasaray’ın tarihine “Efsane başkan” olarak geçen kayınpederi Faruk Süren tecrübesiyle katkı verecektir. Burak Elmas 16 yıldır yönetimlerde görev almıyordu en son Özhan Canaydın döneminde çalışmıştı. 20 Ocak’taki seçim öncesi start alan süreci Burak Elmas sosyal medya üzerinden mükemmel yönetti. Twitter üzerinden Galatasaray’la ilgili paylaştığı bilgilerle ve önerilerle bu seçimi resmen yönetti ve Mustafa Cengiz’in başkan seçilmesine ciddi katkı sağladı.
*** Fatih Terim-Abdürrahim Albayrak ’ın arasının sanki bozukmuş gibi lanse edilmesini neye bağlıyorsunuz?
Abdürrahim Albayrak Terim ile ilgili “Bizim dostluğumuz pazara kadar değil mezara kadar” cümlesini sarfetti. Araları bozuk olsaydı böyle bir yorumu Albayrak yapabilir miydi? Medyanın öküzün altında buzağı aramasının bir anlamı yok.
*** Gomis ’in Kayserispor maçında olmayışı parasını alamadığına dayandırılarak Galatasaray üzerinde bir baskı mı kurulmaya çalışıldı?
Biz yayıncı kuruluş “A Spor” olarak kupa maçlarında her yere girebiliyoruz. Bucaspor maçından sonra Gomis otobüse giderken baldırında buz torbalı bandaj vardı. Ve Gomis baldırını tuta tuta zor yürüyordu. Hatta Latovlevici’nin sağ dizinde streç vardı. Ben bu iki futbolcunun halini gözümle gördüm. Terim’i yakından tanırım. Gomis’le ilgili “Kayserispor maçında para almadığı için oynamadı” haberi doğru olsaydı Fatih Terim onu bir daha takıma almazdı. Sonra ne oldu? Gomis sonradan girdiği Osmanlıspor maçında attığı golden sonra tribünlere koşarak, “Ben asla para için oynamamazlık etmedim. Bu haberlere inanmayın. Ben Galatasaray’ı seviyorum” diyerek formasını öptü.. Zaten Gomis güçlü bir karakter asla para almadı diye oynamamazlık etmez. Son Kasımpaşa maçında sahada bayılmasına rağmen ayıldıktan sonra oynamak için ısrar etmesi Gomis’in ne kadar karakterli bir oyuncu olduğunu gösteriyor.
*** Bu sezon itibarıyla Galatasaray’da en çok ön plana çıkacak isimler sizce kim?
Şampiyonluk yarışında Galatasaray’da ön plana çıkacak isim Fatih Terim’dir. Çünkü Galatasaray’ın en büyük transferi odur. Selçuk İnan’ın eski günlerini yakalayacağına inanıyorum. Belhanda ’nın kalitesine yakın bir futbol oynayacağını ve Feghouli ’nin de ön plana çıkacağını düşünüyorum. Eren Derdiyok da 2018 Dünya Kupası’nda İsviçre Milli Takımı’nda yer almak isteyeceği için daha özverili çalışacaktır.
*** Galatasaray’ın oyun planındaki taktiksel değişiklerle ilgili devam etmek istiyorum. Sizce hangi oyun düzeniyle oynayacak Galatasaray?
Bu durum oyuncu yapısına göre değişir. 3-5-2 taktiğinde oyuncu çok kayboluyor ve Fatih hoca garantiye gider. Galatasaray ya 4-1-4-1 ya da 4-2-3-1 düzeninde oynar. Tudor döneminde unutulan kanat bindirmeleri Terim’le fark yaratır. Fatih hoca Galatasaray’ın çabuk oynayıp çabuk düşünmesini sağladı ve bunu lig sonuna kadar devam ettirecektir.
*** Şampiyonluk nerede Galatasaray’a göz kırpar?
Fatih Terim dönemlerinde Galatasaray derbi zenginiydi. Bu üstünlüğün yine ön plana çıkacağı ve Türk Telekom Stadyumu’nda Başakşehir maçında şampiyonluğun büyük oranda şekilleneceğini düşünüyorum. Bu maç Galatasaray’ın yetiştirdiği oyuncularla, Galatasaray’ın çarpışması olacak ve Galatasaraylıların düellosu olacak. Abdullah Avcı, Göksel Gümüşdağ, Galatasaray’ın alt yapısından yetişen Arda Turan ve Emre Belözoğlu…
*** Arda Turan’ın Başakşehir’e gelişini Galatasaray açısından değerlendirdiğinizde neler söylersiniz?
Ben Arda’nın Galatasaray’a gelmesini çok isterdim. Fatih Terim bu tür oyuncuları ayağa kaldırabilen bir teknik adamdır. 6 ay Barcelona’da oynamadığı zaman milli takımda Fatih hoca kendisine kucak açtı. Her şey çok iyi giderken neden araları bu denli bozuldu tam bilemiyoruz ancak Arda içinde bir yıkım oldu. Kabul edelim ki Arda Başakşehir ’de futboluyla ön plana çıkmaya çalışacaktır. Galatasaraylıların Arda’ya tepki koymasına karşıyım. Başakşehir’e geldi diye tepki koyuyorlar, Galatasaray’a gelmesin diye de hastagh açıyorlardı. Ne yapacaktı adam? Arda Galatasaray’ın çocuğudur., Galatasaraylılığını her şartta yaşamış ve Atletico Madrid’te oynarken de Barcelona’da da oynarken de izin günlerinde Galatasaray maçları için İstanbul’a geldi. Bu denli Galatasaraylılığını yaşayan bir adama böyle eleştirilerin yapılmasını doğru bulmuyorum.
*** Fatih hoca ile Arda Turan’ın arasının düzeltilmesi için Sayın Mehmet Ağar bir diploması yürüttü mü?
Yürüttü ama süreç bir yerde tıkandı. Keşke bu üç isim bir araya gelebilseydi Galatasaray’ın menfaati adına. Belki Arda’nın Galatasaray’a geliş süreci için yürütülen diplomasiyi o günkü maliyetleri tıkamış olabilir. Bu kadar az maliyetle ben Arda’nın Başakşehir’e transferini ön görmüyordum. Gelecek seneler için 4’er Milyon Euro alacak. Şunu net söyleyebilirim Simit Sarayının sahibi Abdullah Kavukçu yönetim listesine davet ettiği Dursun Özbek’e “Fatih hocaya gidelim konuşalım anlaşalım. Eğer kabul ederse Arda’nın Galatasaray’ın transferinde başrolü üstlenmek istiyorum” demişti. Süreç gerçekleşmeyince kendisi de Dursun Özbek’in yönetimine girmedi. Arda Galatasaray’a gelseydi Abdullah kavukçu Özbek’in yönetimine girecekti.
*** Galatasaray’ın şampiyonluk yüzdesi sizce kaç?
Yüzde 51
*** Son dönemlerde Erman hocayla yaşadığınız bir sıkıntılı süreç var. Siz uzun zamanlardan beri tanışan iki dost olarak bu yaşanılan süreç hakkında neler söylersiniz?
Ben Erman hocayı ve ayrıldığı eski eşi Şükran ablayı çok eskiden beri tanırım. Toroğlu ailesi bizim aile dostumuzdur. Erman abi ile benim uzun yıllara dayanan bir dostluğum var ve kendisini de çok severim. İki söyleminden çok rahatsız oluyorum. 1-Galatasaraylı kongre üyeleri ayranı içip dönerleri yerler oy kullanmadan giderler.
Galatasaray camiası bu yorumdan çok rahatsız oluyor.
2-İlker Yağcıoğlu’na ve bana sık sık yayında ‘’Siz ikiniz Galatasaray ve Fenerbahçe’nin hakkını savunmakla mükellefsiniz’’ diyor. Ben ‘’Galatasaraylıyım ama Galatasaray’ın hakkını savunmakla yükümlü değilim. Ben doğruları söylemekle mükellefim. Galatasaray’ın yanlışlarını da söylerim. Futbol içinde kalıp yorum yaptığında Erman Toroğlu üst düzey bir futbol adamıdır. Yorum yaparken polemikler olabilir ama doğrudan yapılan yakıştırmalar hoş olmaz. Kişinin camia içindeki etkinliğini de düşünmek gerekir. Benim Galatasaray camiasında ciddi bir ağırlığım var ama ben hep inandığım doğruları söylerim, yanlışları da eleştiririm. Beşiktaşlı ve Fenerbahçeli dostlarım bana her zaman, “Senin tarafsızlığına saygı duyuyoruz” diyorlarsa bu benim Galatasaraylı olduğumu değiştirmez ama körü körüne de bağlandığım anlamına gelmez.
*** Son olarak bir gün Fatih hocanın Galatasaray’da başkanlık yapmak gönlünde sizce var mı?
Bu çok özel bir soru. Fatih Terim içindeki heyecanı öldürmemiş bir teknik direktör. Fatih hocanın ekonomik yapısı çok iyidir bugün teknik direktörlüğü bırakıp yorum yapsa yüksek fiyatlara yorum yapar. Evinde otursa kimseye muhtaç olmadan yaşar. Ancak 65 yaşındaki Fatih Terim bugün halen sahanın içindeyse bu ideallerinin ve hedeflerinin devam ettiğini gösterir. Fatih Terim Galatasaray’ın menfaati için kendini feda edecek bir teknik direktördür. İş ahlakı olarak çok çalışkandır. Karakter olarak asla “Teslimiyetçi” bir teknik direktör olmamıştır.
Vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederim.
Rica ederim
Saygılarımla
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
Twitter: kaanilhan_