Kapkara bir haftaiçi savaşından sonra, kendi sahasına maça çıkan Beşiktaş’ta akıllar belli ki hala hafa içinde kalmıştı. Klasik bir Beşiktaş başlangıcı yapamadıysa da skora çok çabuk ulaştı. Ama tedirginlik her köşeden okunabiliyordu. Deplasmanlarda son haftaların kötü takımı Malatya, bu maça başka bir türlü motive çıkmış görünüyordu. Çıkıp sahaya oyun yapıp, puan mücadelesi yapan takımları çok seviyorum. Ama maç 0-0 veya 1-1 iken sürekli yerlerde sürünen, skor terse dönünce de, saatleri gösteren futbolcuları görünce ifrit oluyorum.
Maçın hakemi de çok kötüydü. Quaresma’ya yapılan öldürmeye teşebbüs hareket, sarı kartla geçiştirildi. Aynı hareketi Quaresma yapsa, tüm sosyal medya çalkalanıyordu. Ama kötü düdük atamadı oyundan Murat Yıldırım’ı. Oysa 50. dakika 10 kişi kalacaktı Malatya. Haliyle sadece rakip onbiri değil, sahadaki hakemi, saha dışındakileri de yenmek gerekiyordu her zamanki gibi.
O ana kadar vasat görüntü çizen Talisca, Adriano’ya orta sahadan uzun pasla buluşturdu, ve kendi topuna koşup klasik kafasını çalıştırdı ve iş bitti. Talisca ligde 7. kafa golünü attı. Avrupa ve diğer maçlarla bir sezonda 10 gol falan attı. Ligimizde kafa golü deyince uzak ara akla gelen isim oldu. Üstelik tüm santraforları da sollayarak.
Güzel oyununu, mükemmel bir frikikle bitiren Queresma, bir önceki frikiği Talisca’ya bıraksa belki de bir gol daha izleyecektik. Sol cepheden Q7, sağ cepheden Talisca kullanmalı artık frikikleri.
Hafta içi ise 3-0 Beşiktaş lehine tescillenecek bir toplantı var. Kumpas zırvalıklarını dinlemeyin, çakmağı atan adam üç yıllık kombine sahibi çıktı. Dünyanın her yerinde çıkacak sonuç bellidir. Olur da, gene hukuk ayaklar altına alınır, başka bir sonuç çıkarsa, hafta içi bir yazıyla daha burada olacağım. Ama umarım ilk yazım Galatasaray maçı yazısı olur.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: cuneyd.yuzak@abcspor.com
twitter: @cyuzak