KADIKÖY’DE VOLKANİK PATLAMA !!
80’lerde, 90’larda öğrenci olmuş nesil hatırlar, gözlüklü öğrenciye dayak atmaya hazırlanan öğretmen önce nazikçe öğrencinin gözlüğünü çıkarır, masaya koyar sonra avuç içiyle iki tane asılır, kazasız belasız operasyonu tamamlardı ki; “bir temiz dövmek” dedikleri bu olsa gerek.
Coşkulu bir ortamda, pozitif bir oyun, kartsız, sakat vermeden ve taşkınlık yapmadan kanırta kanırta Fenerbahçe’nin bir temiz futbol sopası atmasını beklediğim bir maç açıkçası, Sosa-Oğuzhan-Atıba üçlüsünün Topal-Josef- Diego üçlüsüne orta saha anlamında ağır basmasına rağmen. Aksi takdirde Aziz Yıldırım Haydar’ı kaptığı gibi soyunma odasına dalar ki; O odada yaşananlar da bir sır olarak mezara gider. Nihayetinde Fenerbahçe daha kaliteli oyunculardan kurulu ve savunması sağlam bir takım, saha ve seyirci avantajı da Fener’den yana ve kazanmak zorunda olan takımda Fenerbahçe.
Pereira sürpriz bir şekilde Nani’yi kesmiş, Nani son haftalarda kötü. Evet, acaba geçen hafta dinlendirilip bu maça hazırlansa mıydı ? Yine de iyi bir kumar. Fenerbahçe maça adeta golle başladı. Alper’e yapılan faulde çalışılmış bir serbest atışta Caner, Volkan Şen’i gördü ve Volkan’ın sert vuruşuyla Fenerbahçe 1-0 öne geçti. Futbol dikine oynayınca güzel. Fenerbahçe iki tane dikine oynayan, çalım atan, sprinter iki forvetiyle Beşiktaş’ın kabusu oldu. Skor olarak geriye düşen Beşiktaş açık futbol oynama zorunda kalınca maç bir anda tenis maçına döndü ve inanılmaz derecede tempolu ve zevkli bir ilk yarı izledik.
Fenerbahçe son derece hırslı, agresif bir oyun oynadı, ikili mücadelelerde diri kaldı, özellikle Volkan ve Alper’in hem bindirmeleri hem de öndeki presi Beşiktaş’ın iflahını kesti, Fenerbahçe çok da pozisyon buldu ama 2. golü bulamadı. Bu kadar hızlı oynanan bir oyunda Topal ve Josef orta sahada özellikle hücumda çok ağır kaldı ve topu yere indirmedi ve forvetle orta saha arasındaki mesafe uzadı. Beşiktaş’ın kontraya ne kadar hızlı çıktığını ve bir anda çoğaldığını defalarca gördük. Topla dribbling yapan orta saha oyuncularının varlığından veya yokluğundan kaynaklanan fark bu işte. Josef ve Topal’ın bu eksiğini telafi eden Diego da sahada yokları oynayınca Fenerbahçe pek çok kontratak fırsatından da mahrum kaldı.
İlk yarıda skor tek farkta kaldıysa Diego’nun kötü oyununun da payı büyük. Benim saydığım 4 tane önemli ve basit pası atamadığı gibi ayağında top da tutamadı, topla dribbling de yapamadı. Sen bu pası atamayacaksan, Ozan oynasın, geniş orta sahada en azından topu alıp gider. Beşiktaş kontra futbolunu iyi oynuyor. Orta sahayı çabuk geçiyor, hücumda çoğalıyor. Orta sahada kaptıkları her topta hucumda çoğaldılar, ağır Fenerbahçe orta sahasını çalım ve pasla kolay geçtiler ama ceza sahasının içine giremediler. Kjaer’in kaptırdığı bir topta da az daha golü buluyorlardı. Caner ve Quaresma arasında ilginç ikili mücadeleler izledik ilk yarıda. İkisi de birer sarı gördü, ikinci yarıda her ikisinin de kart görme ihtimali var.
Neden büyük maçların hakemi olduğunu anlayamadığımız Cüneyt Çakır, Beck’in Volkan’a yaptığı faulde kırmızıyı es geçti, Van Persie’nin ceza sahasında itilmesine seyirci kaldı. Fenerbahçe sezonun en iyi futbollarından birini oynadı ilk yarıda. Volkan Şen ve Alper adeta şov yaptı, Fenerbahçe orta üçlüyü ve özellikle o üçgenin ileri ucundaki adamı Diego’yu biraz daha ileri itmedikçe Van Persie’den minimum faydalanacak. Yüksek tempolu ilk yarının ardından Pereira kontrollü ve ayağa pas üzerine kurulu bir oyun anlayışı ile oynayın demiş muhtemelen ama Fenerbahçe ileride top tutamayınca, orta sahada da iki pas yapamayınca oyun üstünlüğü Beşiktaş’ın eline geçti.
İkinci yarıda oyuna giren Gökhan Töre’nin de etkili oyunu eklenince Beşiktaş tehlikeli olmaya başladı. Gökhan’ın etkili oyunu takım savunmasının dengesini bozdu, Quaresma rahatladı ve maç bir anda tersine döndü. Hakkını yemeyelim, Pereira tam vaktinde oyuna müdahale etti. Alper ve sahanın en kötüsü Diego’yu oyundan alıp, Ozan ve Nani ile orta sahaya biraz direnç ve top hakimiyeti getirmeyi amaçladı. Ozan kilolu görüntüsüne rağmen sprinter bir oyuncu, hızlı hücumda topla gidebilen bir isim, Nani zaten top saklayabilen ayak içi ve dışı çok temiz bir oyuncu. Mantık olarak doğru iki hamleydi ama Alper yerine Volkan’ı tercih etse daha doğru bir hareket olabilirdi. Volkan daha çok yorulmuş gibi bir izlenim verdi.
Oyuncu değişiklikleri gelinceye kadar Beşiktaş tam 3 net gol pozisyonu buldu, kaleci Volkan çok önemli kurtarışlar yaptı ama Pereira’nın hamlesinden sonra maç dengelendi. Fenerbahçe maçı 1-0’a bağlayacak dediğimiz dakikalarda Ozan kaptığı topla ceza sahasına girip Nani’ye topu verdi ve o da boş kaleye topu yuvarladı ve maçın skorunu belirledi. Şampiyonluk yolunda çok önemli bir maçta, çok önemli bir 3 puan oldu.
İki Volkan maça damga vurdu, Alper ön plana çıkan diğer isim oldu, Nani aradığı morali buldu. Derbi geleneği yine bozulmadı, bu maçın geyiği 4 yılda bir yapılacak, bu da teselli olsun mağlup tarafa.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail : bruno.monte@abcspor.com
twitter : @BrunoMonte1907