Galatasaray maçı sonrası Erol Bulut’un açıklamalarını dinliyorum:
Rakibi, rakibin gecen seneden beri bir arada oynayan birbirine alışık bir oyuncu grubu ile oynadığını; Fenerbahçe’nin ise henüz alışma doneminde olduğunu anlatıyor; forvet hattını şekillendirmeye çalıştığından, eksikleri tamamlamaya uğraştığından bahsediyor ve bunları söylerken asla bahane ardına sığınıp, “Enkaz devraldık” edebiyatı yapıyor gibi durmuyor.
Oyunu ve takımını elinden gelen en iyi şekilde analiz eden ve analizlerini gereksiz süslemelere bulaşmadan kamuoyu ile paylaşan, kendine ve ekibine güveni her halinden belli bir teknik direktör var karşımda.
Vay vay vay vay vay arkadaş! Karşımızda en sade, en anlaşılır şekilde futbol konuşan, teknik-taktik anlatabilen bir
“Hoca” var. Yahu biz en son, bir sene boyunca Ersun Yanal’dan kesintisiz şekilde “Fenerbahçe Büyüklüğü” hakkında ortaokul seviyesinde kompozisyonlar dinlemiştik! Nasıl hasret kalmışım futbol konuşan, neyi neden yaptığını, ne planladığını anlatabilen bir teknik adama!
Yanlış anlaşılmasın; Ersun hocayı seven, beğenen, türlü nedenden potansiyeline ulaşamamış bir futbol adamı olduğuna inanan biriyim ama şu son doneminde resmen içimizi dağladı! En sonunda bana bile “Hiç bir planı yok, ne yaptığını ya da ne yapacağını bilmiyor, elinden anca masal anlatmak geliyor” dedirtene kadar “Fenerbahçe büyüktür, eğilmez, boynunu bükmez, çömelmez…” diyip durdu! Erol Bulut ise hem sahada bize bir şeyler gösteriyor hem de saha dışında bizlere “Merak etmeyin, planım var, projelerim var, daha iyi olacağız..” mesajı veriyor.
…
Erol Bulut rakibinin yapabileceklerini şahane analiz etmiş; maç boyu Galatasaray’ı ceza alanına sokmadı. Falcao bir defa bile topla ceza sahasında veya çevresinde buluşamadı! İlk defa bir arada oynayan stoper ikilisine rağmen rakibin forvetlerine nefes aldırmayan bir Fenerbahçe izledik.
Genel rakamlara baktığımızda da görüyoruz ki Galatasaray 6, Fenerbahçe 19 defa topla buluşmuş rakibin ceza alanında. Bunun dışında da topla oynama ve isabetli şut hariç hemen her istatistikte önde Erol Bulut’un takımı…
Buradan “Fenerbahçe iyi” sonucu çıkmaz belki ama Erol Bulut’un en azından takım savunmasını toparladığını, yeni isimler birbirine alıştıkça savunmanın ve hücum presinin daha da iyi olacağını söylemek mümkün.
…
Fenerbahçe adına bence tad vermeyen şeyler:
– Takımın en iyilerinden olmasına rağmen halen daha sanki sezonu daha açmamış, daha tam kendini vererek oynamıyor gibi gözüken Gustavo…
-Canla başla mücadele eden, savunmaya beklediğimden fazla fayda saglayan ama hucumda hiç üretemeyen Thiam ve Valencia.
– Tüm iyi niyetine rağmen bir türlü hiç bir fayda sağlamayan ama buna ragmen 80 dk sahada kalan Deniz Türüç…
………
Deniz’in oyununu beğenmemiş, 80 dakika sahada kalmasını yanlış bulmuş olsam da böyle saçma sapan bir linç kampanyasının en basit haliyle gerizekalılık olduğunu düşünüyorum.
Sevgiler, saygılar,
mail: baris.tumok@abcspor.com
twitter: @baristumok