Napoli’nin 33 yıl sonra gelen şampiyonluğu şehri cennete çevirdi.
Ligin bitimine daha 5 hafta varken, en yakın rakibi Lazio’nun 16 puan önünde yer almak, gerçekten çok büyük bir başarı!..
Aradan 5 gün geçmiş olmasına rağmen hala herkes sokaklarda ve uyumadan 24 saat eğlenceye devam ediyorlar!.
Napoli’nin sezon başındaki Mertens, Insigne, Milik, Fabian Ruiz, dünyanın en iyi 3-4 stoperinden biri olarak kabul edilen, geçilmez kale Koulibaly ve kaleci Ospina gibi önemli kayıplarından sonra şampiyonluğun geleceğine pek ihtimal verilmiyordu.
Peki nasıl geldi bu şampiyonluk ?
Gidenlerin yerini o kadar doğru hamlelerle doldurdular ki, kağıt üstünde planladıkları herşey sezon içinde bir bir gerçekleşti.
Belki de Fenerbahçe’nin şampiyonluğuna mal olan Kim Min Jae transferi stoper boşluğunu, geçen sezonu sakatlıklar yüzünden hayal kırıklığı ile kapatan Osimhen, Haalandvari bir performansla santrafor bölgesini ve Dinamo Batum’dan gelen Gürcü sol açık Kvaratskhelia da otobana çevirdiği rakip sağ kanadını fazlasıyla doldurdu.
Sol beke Getafe’den gelen Uruguaylı Mathias Olivera ve Fulham’dan alınan çift ciğerli orta saha Kamerunlu Anguissa da x faktör oldular bu başarıda.
Sağ açıkta Lozano ve Politano, stoperde Rahmani, sağ açık gibi her maç 20-25 bindirme yapan sağ bek De Lorenzo, orta sahadaki Lobotka-Zielinski enerjisi, hatta yedek olmasına rağmen büyük fayda sağlayan Elif Elmas ve diğerleri…
Özellikle Osimhen-Kvaratskhelia ikilisinin uyumu (lig daha bitmedi ama toplamda 50 golve asist), içeride dışarıda rakipleri sürklase ederken, Şampiyonlar Ligi finali için bile “neden Napoli 2 takımdan biri olmasın” yorumları yapılıyordu.
Lige öyle bir giriş yaptılar ki, 4 Ocak’taki Inter deplasmanına kadar maç kaybetmediler. Sonra yine şaha kalkıp 8 maçlık bir seriyle, 21 gol atıp sadece 2 gol yiyerek 24 puan topladılar. Ligin bitmesine 13 hafta kala makas öyle bir açılmıştı ki, Mart başından belli gibiydi Napoli’nin şampiyon olacağı…
İtalya’da, kuzeyin güneye aşağılayıcı bakışı bellidir. Cahil ve yoksul diye nitelendirdikleri güneyden çıkan son şampiyon, 1989-90 sezonunda yine kendileri idi. O meşhur Maradona’lı Careca’lı kadrolarıyla..
Sonraki 32 sene, 2 kuzey şehrinin 3 devi, Juventus, Milan ve Inter arasında paylaşılan, sadece 1 kez, yine kuzey şehri Cenova takımı Sampodria (1990-91) ve 2 kez de ardarda başkentteki düşman kardeşlerden (Lazio 2000, Roma 2001) çıkmıştı şampiyonlar.
Peygamber hatta Tanrı olarak gördükleri Maradona’nın 25 Kasım 2020’de hayata vedası ve isminin verildiği stadyumda gelen bu şampiyonluk, kaderin bir cilvesi olsa gerek. Ama bence dünya tarihinin en iyi futbolcusu da yukarıda bir yerlerden seyrediyordur bu hala bitmeyen şöleni…
Fazla uzatmadan; başta bu zaferin ana mimarı teknik direktör Spalletti ve ana parçalar başta olmak üzere tüm takımı kutluyoruz.
Tabii belki de en önemli tebrik, 33 senelik bekleyiş sonrası kendinden geçen, 5 gündür uyumayan ama gözüken o ki, en az bir 5 gün, 5 hafta belki 5 ay daha zafer çığlıklarına devam edecek Napoli taraftarına, halkına…
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: burak.belgen@abcspor.com
twitter: @BurakBelgen