https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

GECE GÜNDÜZ

Okunması Gerekenler

GECE GÜNDÜZ

Pazarın gelişi, perşembeden belli olmuştu. Küçük Avusturyanın küçük şehri Linz’deki berbat oyun, bugün hakem düdüğüyle kaldığı yerden devam etti. Süperlig’in yeni ve mütevazi takımı Erzurum’un seyircisi hiç de mütevazi görünmüyordu.

Maçla beraber takımını ileriye öyle bir itti ki, ilk yarı skorun 1-0 bitmesi, sadece futbol mucizesi ile açıklanabilir. Her yazıda yazacağım. Tolga değil Beşiktaş’ın, Süperlig veya 1. Lig kalecisi bile değil. Arkadaşın kaleciliği bildiğin ölmüş. Sahada helvasını kavuruyorlar. Tıngır mıngır auta giden topa bile dokunup korner yapmayı beceren bu arkadaşın bugün sadece forması güzeldi.

Defans artık toparlar derken, bugün de Pepe inanılmaz işler yaparak yürekleri ağızlara getirdi. Ama kuşkusuz günün kepazesi Oğuzhan’dı. Bu yaşta bu kadar bitik olmak olacak iş değil. Tamam 10 numara oynayamıyorsun, onu anladık. İyi de topa vurmayı da mı beceremiyorsun? Negredo bile senden daha  iyi forvet arkası rolünü üstlendi. Orta saha bas bas bağırıyor. Başkan Fikret Orman neyi bekliyor anlamak mümkün değil. Fabri, Tosiç, ve Miloseviç’in satışından 15 milyon euro geldi. FFP radarında olmayan tek büyük takım Beşiktaş. Paraları çarçur et diyen yok elbette. Ama futbol futbolcuyla oynanıyor. Takımda Sosa ve Talisca’dan sonra o mevkinin ağırlığını taşıyabilecek oyuncu yok. Artık geciktirecek tek saniye yok. Kaleci ve 10 numara sorunu çözülmezse, bütün sezonu unutun. Diğer eksiklere sonra bakılır.

Dönelim maça. İlk yarı Erzurum seyircisininde desteğiyle muhteşem bir baskı kurdu. Gol bas bas bağırdı geliyorum diye. Golden sonra da bir sürü fırsatı değerlendiremedi ligin bu yeni takımı. Beşiktaş için bu ilk yarı akşam falan değil, bidiğin zifiri karanlık bir gece gibiydi.

İlk yarının bitmesiyle, ve büyük bir şans eseri stat ışıklarının da sönmesi, dikinci devrenin geç başlamasına sebep olduı. Uzayan devre arasındaki etkili düzenlemelerle, Güneş adeta doğmaya başlamıştı. Beşiktaş bildiğimiz kimliğine bürünmüş, rakibinin üzerinde ağır bir baskı kurmaya başlamıştı. Yana oynayan Beşiktaş gitmiş, dipdikine oynayan Beşiktaş gelmişti. Üst üste atılan kornerlerde, ‘’Acaba ilk yarıdaki gibi gol gelir mi?’’ diye düşünmeye başlayan herkes haklı çıkıyor, Siyah Beyazlılar, Gökhan Gönül’ün sırt kafa karışımı şutuyla beraberliği sağlıyordu.

Erzurum’un direnci de böylece kırılmış oluyordu. Negredo’nun çok şık topuk golü ile de Beşiktaş maçı alacağını ilan ediyordu. Ardından gelen penaltı golü de, fişi çekiyordu.

Şenol Güneş’in, Oğuzhan hatasından ilk yarıda dönmesi, oyuna aldığı Caner, Lens ver Tolgay’ın oyuna ve skora bu kadar etki etmesi, elbette kendisine elbette artı yazar. Demek ki hoca o kadar formsuz değil. Ama takım dökülüyor. Tolga, Adriano, Pepe, Oğuzhan ve hatta Babel’i hiç beğenmedim. Babel sosyal medya ve saç boyasından biraz zaman bulur, kendine bir çeki düzen verirse gayet iyi olur. Tanınmayacak halde.  Medel bile, eski Medel ile karşılaştırıldığında, olması gerekenin çok gerisinde. Perşembe Avrupa maçından sonra, takım yorgun demek de çok doğru değil, zira o maçtan dört farklı oyuncuyla başladı Beşiktaş.

Tehlike çanları hala çalıyor. Bu lig böyle yürümez. Akhisar’da ilk 45, Erzurum’da ikinci 45 dakikalarla Kartal 6 puanı cebine indirdi. Bu büyük bir kazanım elbette. Üstelik çok soğuk olabilecek bir Erzurum deplasmanının limonata tadında bir havada oynamış oldu. Ama tekrar etmekten yılmayalım.

Bu takım bu şekilde sezonu götüremez. Rakiplerden bir tanesi ciddi kadro sıkıntısı yaşarken, diğeri ise, hem ligi hem şampiyonalar ligini götürmek zorunda kalacak. Çok büyük ihtimaldir ki, beceremeyecektir de. Zira onlarda da iki kulvarı götürecek bir kadro yok. İşte bu durumda başkan tekrar seslenelim. Bu sene bir iki kritik transferle, pekala şampiyonluk yakalanır. Şampiyonalar ligi ile de gelecek sene kaldığımız yerden devam eder, pozitif bütçe vermeye devam edebiliriz. Lütfen metal yorgunluğu yaşayan kim varsa, klüpten ve takımdan uzaklaştırılsın. Feda’dan Sefa’ya giden yolda, bu yönetimin yaptıkları elbette büyük işler. Kendi stadını yapan iki klüpten biri olmak, üstelik stadı komple yıkıp yenisini diken tek klüp olmak elbette büyük icraatlar. Ama hayat durmuyor devam ediyor, akıyor. Kimse bir duraklama dönemi istemez. Akhisar maçının ilk yarısı, komple Linz maçları ve Erzurum  maçının ilk yarısında izlediğimiz futbol, alışık olmadığımız, son derece sıkıcı bir futbol. Üstelik skor da üretemiyor. O yüzden gereğini yapın ve eksiklerimizi tamamlayın.

Skorlar, atlanan turlar kimseyi kandırmasın. Beşiktaş iyi yolda değil. Ama yola sokmak da, o kadar zor değil.

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

mail: cuneyd.yuzak@abcspor.com

twitter: @cyuzak

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

OLMUYOR

Bütün maçlarımız bıçak sırtı. Kalmadı kredimiz. Sürekli ölüm kalım için sahaya çıkıyoruz. Böyle olunca da öne geçmek şart stresi azaltmak için. Yapamadık...

Benzer Konular