https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

DARÜŞŞAFAKA DOĞUŞ’UN SON BOMBASI: MARCUS SLAUGHTER

Okunması Gerekenler

fersu yaziDarüşşafaka Doğuş transfer marketine sessiz girmiş ve beklenen hamleleri yapamadıkları için bir çok kesim tarafından eleştirilmişlerdi ancak önce yerli oyuncularla ilgili çok değerli hamleler yaptılar sonrasında da yabancı rotasyonunu yenilemeye başladılar. Markoishvili’nin ardından bir diğer tanıdık yüz olan Marcus Anthony Slaughter’ı son şampiyon Real Madrid’den kadrolarına kattılar. 2.03 boyundaki atletik oyuncu 30 yaşında ve Avrupa basketbolunu son dönemde domine eden “undersized” uzunların önemli temsilcilerinden biri. Profesyonle kariyerine ülkemizde başlamış olan Slaughter’ı gelin biraz daha yakından tanıyalım ve Darüşşafaka’nın yeni oluşumunda nasıl bir etkisi olacağını inceleyelim.
“Erken Kariyeri”
SLAU MIASan Diego St. kolejinde NCAA kariyerine başlayan Slaughter, 3.senesinin ardından okulu bırakarak NBA draftına katılmaya karar verdi. Kolej kariyerinde yakaladığı göz kamaştıran bireysel istatistikler onun NBA takımları tarafından seçilebilmesi için yetmedi ve Slaughter profesyonel kariyerine başlamak için Avrupa’ya yöneldi, 2006-07 sezonu için Pınar Karşıyaka ile anlaştı. Spektaküler hareketleri ve atletik özellikleri ile ülkemizde çok sevilen ve fark yaratan bir oyuncu olarak sezonu noktaladı. Sonraki sezon tekrar NBA şansını denedi ama Heat kadrosunda sadece hazırlık döneminde yer alabildi. Ardından Hapoel Jerusalem’e transfer olan Slaughter Aralık ayına kadar vasat bir performans sergiledi ve sezonu Fransa’da Gravelines takımında biraz daha kendini bularak tamamladı. 2008-09 sezonuna ise Almanya’nın Bremerhaven takımında çok iyi başlayan Slaughter sadece 8 maçta oynadıktan sonra tekrar Fransa’ya dönerek Le Havre ile anlaştı. Hem Eurocup’da hem de ligde beklenen performansı sergileyen atletik uzun artık Avrupa basketboluna iyiden iyiye alıştı, adapte oldu. 2009 yazında bir kez daha takım değiştirerek Nancy’e transfer oldu ,istikrarını korudu bireysel anlamda.
Bir sonraki sezon bu kez İspanya’nın Valladolid takımının yolunu tuttu, burada da ribaundlardaki etkinliği ve çok yönlü oyunu ile göz doldurdu, İspanya liginde yılın en “spektaküler” oyuncusu ödülünün sahibi oldu.2011 yazında Almanya’ya tekrar dönen ve bu kez Brose Baskets ile anlaşan Slaughter, ilk kez yer aldığı Euroleague sahnesinde önemli bir etki bıraktı, bireysel performansı bir çok büyük takımın dikkatini çekti. 2012 yazında bu performansının ödülünü hemen aldı ve İspanyol devi Real Madrid ile anlaştı. Burada tam 3 sezon geçiren Slaughter, genelde bir bench oyuncusu oldu, yeteneklerini fazla gösterme şansı bulamadı ve bu da istatistiklerine yansıdı tabiki. Bunun yanında takımı ile beraber müthiş başarılara da imza attı.3 sezona, 1 Euroleague şampiyonluğu, 2 İspanya ligi şampiyonluğu, 2 İspanya kupası ve 3 İspanya süper kupası sığdırdı.
2006-2007 Pınar Karşıyaka (Türkiye): 13.3 sayı, 10.2 ribaund, 1.3 asist, 2.3 top çalma
2011-2012 Brose Baskets (Almanya): 8.4 sayı, 4.9 ribaund, 1.0 blok
2011-2012 Brose Baskets (Euroleague): 11.8 sayı, 6.9 ribaund, 1.5 asist, 1.8 top çalma, 1.3 blok
2014-2015 Real Madrid (İspanya): 3.0 sayı, 3.1 ribaund
2014-2015 Real Madrid (Euroleague): 3.0 sayı, 2.1 ribaund
“Artıları-Eksileri”
SLAU BROSKariyerinin ilk dönemlerinde fiziği ve boyu NBA’de bir pota altı oyuncusu olabilmek için yeterli değildi ancak Avrupa’da Batiste ve Hines gibi oyuncularla başlayan “undersized” akımının değerli temsilcilerinden biri olmayı başardı. Geniş omuzları, bel çevresinin kalın olmaması, güçlü bacakları ve uzun kolları ile mükemmel bir fiziğe sahip. Geçiş hücumlarında bir kısa forvet gibi kanatlardan koşabilen, mobil bir uzun Slaughter. Müthiş bir zıplama yeteneğine sahip olan pota altı oyuncusu aynı zamanda da kuvvetli ve hırslı bir isim, teması seven ve mücadeleden kaçmayan bir oyuncu. Slaughter’ın tartışmasız en önemli artısı ise ribaundlardaki etkisi. Çabukluğu, uzun kolları, büyük elleri, gücü, sertliği ve yırtıcı bir şekilde potaya yaptığı ataklar bu alanda dominant bir oyuncu olmasını sağlıyor. Topun serbest olduğu her anda pozisyonun içinde olan ve her ribaund için savaşan bir oyuncu. Slaughter yüzü dönük pozisyonlarda da topu yere vurup adamını geçebiliyor, ortalama bir fundementala sahip. 3 sayı gerisinden yaptığı penetrelerde güçlü ve bacakları ve atletizmi sayesinde neredeyse iki büyük adımda potaya gidebilen bir oyuncu. Rakip uzunların bu tarz penetreleri savunması zor olduğundan bu opsiyonunu kullandığında sıkça faul çizgisine gidebiliyor. Slaughter 4 pozisyonunda oynatıldığı zaman tüm bu özelliklerini daha iyi sergileyebilen bir isim fakat kısa beşlerde tempo arttığında 5 numaraya da kaydırılıp mobilitesi ile açık alanda katkı verebilen bir isim. Hücum ribaundları dışında skorda etkin olabildiği bir diğer alan da ikili oyunlar. Çabuk ayakları ve atletizmi sayesinde potaya dikine devrilip teması aldığında dahi patlayıcılığı ile net bitirişler yapabilen bir isim. Doğru zamanda pası ona atabilirseniz tüm salonun ayağa kalkabileceği spektaküler bir smacı “izlememeniz” süpriz olacaktır.
Hücumda silahları aslında sınırlı. Alçak postta portföyü geniş değil ve orta mesafe şut tehditi de yok denecek kadar az, 3 sayı gerisindeki etkisi ise “sıfır”. Bunun yanında gerek top kontrolü gerek bitirişlerde sol eli zayıf Slaughter’ın. Bir uzun için ortalama bir pasör olan Amerikalı oyuncu çabukluğu ve uzun kolları sayesinde pas aralarını kapatabiliyor, top çalma alanında başarılı bir isim. Slaugter’ın mevcut özellikleri zaten otomatikman onu üst düzey bir blokçu olarak tanımlamamıza yetiyor, tek problem bazen zamanlama konusunda sorun yaşaması ve fakelere karşı aşırı kolay reaksiyonlar gösterebilmesi ki bu da gereksiz fauller yapmasına neden oluyor. Bunun yanında alçak post savunmasında da zorlanıyor, “blok sevdasına” kendini kaptırdığı anlarda savunma dengesini bozuyor. 5 numara oynadığı pozisyonlarda da fizikli oyuncuların arkasında durmakta zorlanıyor. İkili oyun savunmasında ise çabuk ayaklarının avantajını kullanıyor, 3 sayı üzerine kadar şovuplara çıkabildiği ve uzun kolları ile kısaların şutlarını bozabildiği gibi geriye dönüp adamını da hızlı bir şekilde bulabiliyor, yeterki konsantrasyonunu kaybetmesin. Oyunun her iki alanında da en büyük problemlerinden biri bu, bazen sahada ruh gibi gezebiliyor.
SLAU REAL“Sonuç”
Kariyerinin son 3 yılında adeta benche hapsolmuş ve basketbolu özlemiş bir oyuncu Slaughter. Fakat Daruşşafaka Doğuş’da da ciddi bir pota altı rotasyonu oluşmuş durumda, forma için önemli bir mücadeleye girecek. Atletizmi ve ribaundlardaki dominantlığı sayesinde koç Mahmuti’nin değişilmez oyuncularından biri olacağını düşünüyorum. Semih ile beraber oynayacakları bir beşe karşı rakiplerin kolay kolay penetre etmeyi düşüneceğini sanmıyorum. Ayrıca bu ikili ribaundlarda da rakiplerin korkulu rüyası olacaktır. Marcus gibi spektaküler bir oyuncuyu tekrar ligimizde izlemek ayrı bir keyif olacak.
Mail: fersu77@abcspor.com
Twitter: @fersudeniz

Son Haberler

ARTIK KROS DA BİZİM İŞİMİZ

Artık Kros da Bizim İşimiz 8 Aralık Pazar günü Türkiye önemli bir sınav verdi: SPAR Avrupa Kros Şampiyonası’na ilk kez ve...

Benzer Konular