Kişi arkadaşını en iyi yolculukta tanır derler. Çünkü yaşandığın öz yerindeki konforu kısa süreliğine de olsa kaybetmişsindir, egolar devreye girer de ondan. Birde “büyük aşklar yolculuklarla başlar”diye bir kelam var, onun ne demek olduğuna mana veremedim, yolculukta tanışılan sevgiliyle yaşanan aşk çok büyük olur denilmek istenmiş olabilir, hiç başıma gelmedi. Bence “büyük aşklar yolculuklarla değil dolduruşlarla başlar”. Etrafın seni bir gaza getirir:
– Ya hacı, kız süper ya. Oğlum, çok akıllı bir kız, hem de çok sempatik. Çok da güzel giyiniyor, yazıl abi sen bu kıza… Ve alev bacayı sarıyor.
Literatürde dolmuşa gelmek denilir bazen bu tarz durumlara. Belhanda diye bir adam vardı. Oynadığı kulübünde manyak bir kulüp başkanı, hatırladınız. Belhanda’nın ismi medyaya düştü, taraftarın yarıdan fazlası “kim lan bu herif” modundaydı. Diğerleri süper adam oğlum falan dedi, gazeteler iki şişirdi, transfer uzamaya başladı, Arap saçına döndü ve o ara bir kıymete bindi bu Belhanda ? Ronaldo mu Belhanda mı diye sorsan “Ronaldo bizim sisteme uymaz abi, Belhanda gelsin abi “diyenler bile çıktı. Aynen işte böyle geliyoruz dolmuşa ve büyük aşklar dolduruşlarla başlıyor.
Bir aydır Nani ile yatıp Nani ile kalkıyoruz, çok şükür geldi, çok büyük bir transfer. Hoş geldi, safalar getirdi, şarkısı, türküsü her şeyi hazır. Nani mi Ronaldo mu diye sorsan Nani gelsin abi diyecek kadar aşık olanlar bile olmuştur ama başka isimler de vardı Nani’yle beraber anılan ve hepimizi dolmuşa getiren de buydu.
Guarin, Van Persie, Mirallas, Mitroglou, Adriano, Rolando, Maicon ve Ospina.
Elbetteki bu işler para işi, Türkiye ligi Avrupa’nın majör liglerinden biri değil, gelmek de istemiyorlar olabilir, isim değil iş yapacak adam lazım esasında.
Düne kadar övgüler düzdüğüm yönetim ve teknik kadro manasız işler yapmaya başladı. Öyle ki televizyona çıkan tüm yorumcular transfer politikasını çözememiş durumda, mantık silsilesi tutmuyor, çelişkiler var ve hemen herkes ” herhalde Pereira’nın bi bildiği vardır” noktasında. Belki de bi bildiği yok, sezon içi anlayacağız.
Şampiyonluğun kaçmasındaki en büyük sebeplerden birincisi veya ikincisi Volkan. Kalemizde Muslera ayarında bir kaleci olsaydı, yüzde bir milyon şampiyonduk İsmail Kartal’a rağmen hemde.
Kaleye bir kaleci almak doğru tespit, Mert’i de gönderdin, gıkımız da çıkmadı ama hocam alacağın kaleci Volkan’ın altındaysa ve yine Volkan oynayacaksa ben ne anladım bu işten ? Fabiano o kadar kötü bir kaleci değil, iyi de bir yedek olur ama ası da kötü. Volkan’ı tehdit eder, performansını artırır falan g*t ayağı. Geçin bunları.
Abdoulaye Ba diye bir stoper alındı. Yaşı 24. O da kiralık. Önceki yazımda belirttim, ince fizik yapılı, hızlı, iyi pas atıyor, topla çok iyi, topu iyi kullanıyor ve teknik. Kart problemi olan, bir türlü olmamış bir adam. Porto bu adama bizim kaleci Ertuğrula yaptığımız muameleyi yapmış, ordan oraya kiraya vermiş durmuş. Bu adam yedek deniyor, biz Kadlec’e bile güvenemiyoruz ki o kadar da tecrübeli oyuncu. Abi, ne günahı vardı Egemen’in. Mis gibi yedek, daha iyisini bulamazsın ki ?
Bence bu iki hareket yanlış hareket. O Volkan bi hatalı gol yesin elemede, yedirirler size Passolig’i, kombineyi. Bence tasarruf yapılmaması gereken mevki kaleciydi, Asrın hatası derler ya, tam da ondan.
Neyse biz de aynısını yapalım, vardır elbet Pereira’nın bi bildiği diyelim şimdilik.
Transfer de yapılan en büyük hataya geleyim, Josef de Souza. Şimdi bu bölgeden Emre’yi göndermişsin, boru değil oğlum, Emre bu. Oraya öyle bir adam alman lazım ki, Emre’nin Topal’ın ve Meireles’in üstünde olsun.
Adamın istatistiklerine baktık, çünkü tanımıyoruz. Ülkesine dönmüş 26 yaşına kadar şöhret olamamış Brezilyalı bana göre baştan iyi adam değil. İkili mücadele kazanma oranı Topal’dan bir tık düşük. Pas yüzdesi bir tık düşük ama o rakam daha fazla öne oynadığından düşük olabilir. Gol de atamıyor, Topal kadar da koşu mesafesi yok hem de bu analiz Brezilya ligi istatistikleri.
Bu adam daha öne oynuyor, topla daha meziyetli. İyicene kazma değil özetle.
Abi tamam, kiralamış olsan eyvallah. 8 milyon Euro bonservis de ne yahu ? Nani bile daha ucuz ? Ne iş ? Anlayalım ?
Terranoe’yu çevresi var diye getirdin. İşi Terrraneo bu parayı mı bağlıyor ? Arkadaşlar gerçekten Souza meselesi çok önemli, bu konuda tepkiyi koymak lazım. Bu adama bu para verilmez, yazık, günah.
Sen şimdi gitsen Bölükbaşı’ya “8 milyon verelim, alalım Ozan’ı desen” seni öper. Kahve de ısmarlar, Uludağ yoluna içmeye de götürür. 20 yaşında büyük kulüplerin radarındaki bir oyuncudan bahsediyoruz.
Tıpkı Kjaer’in bonservis ücreti gibi, kimsenin anlayamadığı bir transfer ve bonservis bedeli daha.
Herhalde bir bildiği vardır Pereira’nın diyeyim mi gene ?
Müdür olarak çalıştığı fabrikadaki maaşından memnun olmayıp, sürekli ticaret düşünen personel vardır ya:
– Ulan şu işten ayrılsam, patronda sever beni. Bu Fabrikanın hurdasını alıp satsam bundan daha iyi para kazanırım, oh misss diyen adamlar vardır ya ?
Pereira da bunlar gibi ha. Ne kadar eski Porto’lu var alıp getiriyor ama işe yarayan bir tane Porto’lu da yok içlerinde. Bir de dünya para ödetiyor.
Lizbon’dan eski kırığını da alıp getirirse şaşırmayacağım yani. Porto’nun geri dönüşüm kutusu olmak üzereyiz, süper gidiyor diye gördüğümüz manzara iki günde tersine döndü, haberiniz olsun. İnşallah, Souza meselesi düşündüğümüz gibi bitmiş değildir veya ödenecek rakam bu değildir.
Biz yine de dolmuşa gelmeyelim derim. Frene basalım, Nani arzu edilen tek transferimiz olabilir, yıldız transferinin devamı gelmediği gibi abuk sabuk adamlara eşek yüküyle bonservisler de ödenebilir. Hayal kırıklığımız büyük olmasın en azından. Nani’yle yeterince aşk acısı çektik, dolduruşa gelip başka aşk acıları çekmeyelim. Diğerleri mutlu sonla bitmeyebilir.
Pereira’nın bir bildiği vardır herhalde diyeceğim gene..
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail : bruno.monte@abcspor.com
twitter : @BrunoMonte1907