https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

BU SENE O SENE Mİ?

Okunması Gerekenler

BU SENE O SENE Mİ?

Tarihin en kısa kış aralarından birini vermiş olsak da yarış severler olarak bu üst düzey sporcuları ve onların birbirinden teknoloji harikası araçlarını çok özledik. 89 günün ardından pilotlar geçen sezonun son yarışlarından biri olan Bahrein’e geri döndüler ve üç günlük yoğun bir antrenman sürecini tamamladılar. Peki hangi takım ne durumda? Şampiyonluk adayları değişti mi? Ferrari küllerinden doğacak mı? Bütün hepsinin cevabı işte bu yazıda..

Sürpriz olarak adlandırmak belki yanlış olabilir ama şimdilik en büyük gelişimi gösteren takım Redbull Racing gibi gözüküyor. Son 5 yılda ilk defa onları kış testinde bu kadar güçlü ve kendilerinden emin olarak görüyoruz. Bu yıl içinde önce isim sponsorları Aston Martin’i, seneye de Honda motorlarını kaybedecek takım biraz da ‘ya hep ya hiç’ mantalitesine bürünmüş durumda.

İlk gün kendi başına 138 tur atmayı başaran Verstappen aynı zamanda da son gün en hızlı turu atarak o konuda zirveye oturmuş durumda. Unutmamak lazım ki testing dönemlerinde sıralamanın hiçbiri değeri yok çünkü aracınızda ne kadar yakıt bulunduğu bile sizi 1-2 saniye geri veya ileri atabilir. Ancak attığı 138 tur ile 2,5 yarış uzunluğu kat eden Verstappen F1’in yazısız kurallarından biri olan: ‘Hız yarış istikrar ise şampiyonluk getirir.’ cümlesinin tam anlamıyla altını çizmiş durumda. Bu durum başta ben olmak üzere Redbull taraftarlarını inanılmaz heyecanlandırmış olsa da ilk ışıklar sönmeden bu kanaate varmak kesinlikle yersiz olur. Bunun dışında Sergio Perez gibi deneyimli bir pilotun da yarış içi stratejisinde çok yararlı olacağını söylemek yanlış olmaz. Cumartesi günleri çok başarılı olmasa da Pazar günündeki hızı ve istikrarı göz ardı edilemez durumda ve Mercedes’e meydan okumaya hazır.

Yılların şampiyonu Mercedes için ise işler istenildiği gibi gitmiyor. İlk gün Bottas sadece 6, Lewis ise 42 tur atarak geçen senenin çok uzağında bir kış antrenmanı geçirdilr. İki pilot da arabanın arka bölümünden şikayetçi olsa da onların ne kadar güçlü olduğunu bir saniye bile unutmak mümkün değil. 2. Günde en hızlı turu Valteri bottas atmayı başarmış olsa da Sır Lewis Hamilton’un spin atıp arabayı çakıl taşlarına gömmesi de akıllarda kalıcı anekdotlardan. 3 günü de istediği gibi geçiremeyen Mercedes bir darbe yemiş olsa da bu onlar için tam zamanında erken bir uyarı oldu ve tatil günlerinde bile 500 mühendis ile çalışan takım bu sene yine şampiyonluğun kaçınılmaz en büyük adayı.

Yılların takımı Ferrari’de ise sular durulmuyor. 4 defa dünya şampiyonu Sebastian Vettel’in yerine getirilen Carlos Sainz Jr üç günün ikisinde takım arkadaşı Charles Leclerc’e üstünlük sağlamayı başarsa da takıma alışmasının zaman alacağı kesin. Ferrari motor konusunda geçen sene olduğundan daha iyi bir konumda olduğu şüphesiz. Tedarikçisi olduğu Alfa Romeo ve Haas takımları da bunu doğruladı ve doğru yolda adımlar atmaya devam ediyorlar ancak bu sene de taraftarlarını pek heyecanlandırabileceklerini düşünmüyorum. Şansları da yaver gider ise geçen yılki podyum sayılarını eşitleyebilirler. Bütün bunların dışında antrenman turlarının en trajikomik olayı ise pist kenarındaki gözlem araçlarında SAI yerine hala VET kısaltması olması. Buda: ‘Bütün kış ne yaptınız da bunu bile değiştirmeyi unuttunuz?’ Sorusu akıllara getirmiyor değil.

Yuki the Rookie ve Alpha Tauri herkesi en çok heyecanlandıran takımlar arasında. Aracın tabanını biraz daha açılı hale getiren Toro Rosso bu sene sanki bir ikinci takım değil de A takım gibi mücadele vermeye hazır hissiyatı yaratıyor. Ancak bir talihsizlik olur ve Redbull bekleneni bulamazsa onlarla beraber her an dibe çakılabilirler. Ayaklarını yerde sağlam tutmalarında fayda var.

Mclaren-Mercedes evliliği tam anlamıyla pastanın üstündeki çilek misali mükemmel başlamış gibi duruyor. Geçen seneyi takım sıralamasında 3. Sırada bitiren Mclaren, Renault motorundan Mercedes motoruna geçiş yaptı ve takıma getirdiği deneyimli pilot Daniel Ricciardo ile muazzam bir işe imza attı. Geçen yıl 2 defa podyum görmeyi başaran takımın bu sene bu sayıyı katlaması veya yarış kazanması kimse açısından sürpriz olmaz.

MSC yılların kısaltması büyük bir gurur ve onur ile F1 pistlerine geri dönmüş durumda. Herkesin kısaltmaları soy isimleri baz alınarak yapılsa da Mick Schumacer’in aynı zamanda babasının kısaltması olan MSC’yi kullanacak olması bütün yıl kalplerimize dokunan bir anekdot olarak kalmaya devam edecek. Ancak Gunther Steiner ve Haas iş birliğinin daha kat edecek çok yolu var orası kesin.

Son olarak aklımızda tutmamız gereken tek bir şey var ise antrenman turlarının ne bir puan ne bir yarış galibiyeti ne de şampiyonluk yolunda bir faydası olmadığı. Takımların hala gösterilmemiş onlarca silah atılmamış yüzlerce kurşunu olduğu kesin. Bu sebepten de kemerlerinizi sıkı bağlayın eski araçlar ile mükemmel bir veda bizi bekliyor.

mail: akal.aras@abcspor.com

twitter: @akalaras5

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

AMATÖRCE

Yedigimiz iki gol de olacak iş değil. İlkinde ortada fol yok yumurta yok. Rakibin ne baskısı var ne pozisyonu....

Benzer Konular