https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

BU FOTOĞRAF HİÇ KONUŞULMADI!

Okunması Gerekenler

brunoHerkes bu fotoğraf karesine dikkatle baksın. Mümkünse bu fotoğrafı hafızasına kazısın.

Ersun Yanal’ın imza töreni..

Ne imza törenleri gördü bu gözler.

carlosRoberto Carlos’un imza töreni en görkemlisiydi.stadyumda yapıldı.

Tabii ki futbol dünyasının yıldızları istisnalar hariç futbolcular.

Futbolcu transferleri taraftarları teknik direktör transferlerinden daha fazla heyecanlandırır. Taraftarların duvarlarını çoğunlukla futbolcu posterleri süsler.

Bunu tabii ki ben de kabul ediyorum ama Aragones’in imza törenini de hatırlıyorum, kariyerinde hiç bir başarısı olmadan transfer edilen Aykut Kocaman’a yapılan imza törenini de..

Aynı şekilde hala  futbolculuk dönemindeki şöhreti muhafaza edip antrenörlük kariyerinde önemli hiç bir şey yapmamış Arthur Zico’ya yapılan imza törenini de.

Izbe bir odada kuru bir sandalye üstünde,üç beş basın mensubu ile yapılan bir imza töreniyle(tören tamamen lafın gelişi)sözleşme imzaladı Ersun Yanal.

Ağzından da sadece 3-5 kelime döküldü.

Ilk görüşmeden nerdeyse 2 ay sonra sözleşme imzalaması hakkında tek kelime etmedi. Herkes biliyordu zaten, Ersun Yanal nasıl olsa cepte, daha iyisini bulursak ( fayda maliyet orantısında) Ersun Hoca’ya bi kusura bakma deyiveririz!

Ersun Yanal’ın Fenerbahçe’ye hoca olmamasını istemeyenlerden biri de ben olmama  karşın bu durum benim de içimi sızlattı. Hiç bir Fenerbahçe hocası bu muameleyi hak etmiyor diye hüzünlenmiştim.

Ersun Yanal’ı istememe sebeplerim ise net idi. Herseyden evvel kendini ispatlamış bir sistem hocası ile uzun vadeli bir anlaşma bekliyordum. Kariyerli bir hoca olsun,vizyonu yüksek bir isim olsun,iki lafıyla yıldızları transfer etsin,mümkünse de bir Hollandalı olsun istiyordum.

Ersun Yanal’ın milli takım ve Trabzonspor’daki başarısızlıklarını baskıyı kaldıramıyor diye adlandırmıştım.Oyun felsefesi ve antrenörlük bilgisinin yüksek ama süreklilik ifade etmediğini düşünüyordum. Çalıştırdığı takımların ligin ikinci yarısındaki düşüşlerini de buna ispat olarak gösteriyordum.

Belli ki Aziz Yıldırım benim gibi düşünmemiş.

Ve o gün Ersun Yanal çaktı imzayı.

Hayırlı olsun demekten başka bir şey kalmamıştı bize..

Sonrasında bir şey içimi çok ferahlattı.

O fotoğraftan önceki geceye döndüm birden.

O gece Ersun Yanal neler yaşamıştı acaba?

Bir bayram çocuğu gibi şen girmişti yatağa.

Ama uyumak ne mümkün sevinçten. Yatakta sabaha kadar ordan oraya döndü. Kendi kendine güldü.

Bazen de içine bir kurt düştü, hüzünlendi.  Çünkü ne zaman bir şeyi çok istese hep son dakikada bir aksilik çıkmıştı.

Ya gene çıkarsaydı?

Sabahleyin gülümseyerek uyandı.Traş olmak için gittiği aynaya baktı.

Dünyanın en şanslı adamının silüetini gördü aynada.

Ordan arabasına atladı ve kulübün yolunu tuttu.

Gercektende Fenerbahçeyi çalıştırmak en büyük hayaliydi.

En büyük hayali bu olan, bu kalitedeki bir hocaya Fenerbahçe futbol takımı gönül rahatlığıyla emanet edilebilirdi.

Aslında  antrenörlük kariyerinin en parlak dönemini Melih Gökçek’in takımında aldığı 17 beraberlikle yaşamış olarak Fenerbahçe’ye gelip, bir sezonda 3 -4 defa istifa edenler kadar da hak ediyordu Ersun Yanal.

Tek farkı camianın çocuğu olmamasıydı.

ridvanHatta ve hatta “Fenerbahçe kapısı bana aralık kalsın, liderken bıraktım derim,bu takımdan bu sene bi cacık olmaz” diye düşünüp ligin 5.haftasında Honved’e elendik bahanesiyle kaçıp giden şeytanlardan daha fazla hak ediyordu Ersun Yanal!

Ersun Yanal kendine güvenenleri mahçup etmedi. Söz verdiği gibi de şampiyon yaptı. Yeri geldi 24 saat evvel kalbine taktırdığı  stentle derbiye çıktı,yeri geldi maç kaybettikten sonra da oyuncularına sahip çıktı.

Biz de zaman zaman Ersun Yanal’ı eleştirdik. Ezberci oyuncu değişikliklerine dem vurduk. Zaman zaman oyuncu tercihlerini ve bu konudaki israrlarına dem vurduk.Yeri geldi,rus ruleti tarzı oyun anlayışını eleştirdik,”bir puan da bazen iyidir be hocam”dedik ama en önemlisi Fenerbahçe futbol takımın maç kazanma arzusu ve coşkusunu ve fizikalitesini hiç eleştirmedik.

Daha da önemlisi hiç bir zaman korkaklıkla suçlamadık.

Antrenör bir noktada kenarda oturan adamdır.Bir antrenör tek başına maç almaz ama çok da etkilidir.

Öncelikli olarak lider olabilme yeteneği ister.

Yıldızları yönetme,egoları yönetme becerisi ve diyalog kabiliyeti ister.

Takımın sürekli fiziksel anlamda iyi olmasını sağlayacak bir ekiple çalışma becerisi ister.

Kadroya giremeyen tüm oyuncuların mental ve fiziksel anlamda her an hazır olmalarını sağlama becerisi ister.

Daha bir sürü şey de ister.

emenike golBir satranç ustası kabiliyetinde sahadaki taşlarla oynama becerisi de ister. Bu çok az antrenörde üst düzey olan bir kabiliyet. Bu konularda Ersun Yanal’ın biraz tutuk olduğunu düşünmekle beraber, şampiyon hoca sıfatıyla yerini sağlamlaştırmasıyla beraber önümüzdeki sezon daha cesur olacağını ve bu konudaki yeteneklerini de geliştireceğini umut ediyorum..

Şimdiden sabırsızlıkla bekliyorum, önümüzdeki sene takımda görmek isteyeceği yeni oyuncular kimler. Futbol felsefesini zaten biliyoruz,önümüzdeki sezon bunun üstüne neler koyacak? 13 puan fark atmış bir takıma yakışmayacak azlıkta bir gol adedi var. Bunu nasıl yukarılara taşıyacak acaba?

Hep birlikte göreceğiz.

Ersun Yanal’a karşı önyargılı olan taraftarlardan biriydim imzayı atana kadar.

Hakkında yanılmışım!

Kendisinden özür diliyorum,satranç hamlerindeki yeteneklerini geliştirmesini umut ediyor ve başarılarının devamını diliyorum.

 BRUNO MONTE

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

OLMUYOR

Bütün maçlarımız bıçak sırtı. Kalmadı kredimiz. Sürekli ölüm kalım için sahaya çıkıyoruz. Böyle olunca da öne geçmek şart stresi azaltmak için. Yapamadık...

Benzer Konular