Sarı lacivertlilerin, Gruplara gelene dek oynadığı 3 Avrupa deplasman maçında da yüzü gülmedi ama sahasındaki karşılaşmalarda da puan vermediler.
Bu sene de Yunanistan Süper Liginde oynadıkları 3 maç sonunda 1 galibiyet 2 yenilgi ile 10.sıradalar.
Slovak kaleci Tomas Kosicky aslında daha kariyerli bir isim ama kalede Yunan THEODORPULOS oynuyor. Defans oyuncuları arasında 2 isim göze çarpıyor. İlki Romen Milli stoper GOIAN, diğeri de ofansif sağ bek, Arjantinli BRIAN LULY.
Orta sahada en kilit isimlerden biri kaptan — USERO. İspanyol oyuncu hem defansif özellikleri, hem saha görüşü hem de tecrübesi ile ‘bence’ bu takımın görünmeyen kahramanı.
Takımın bir diğer kilit ismi hatta bence en önemli yıldızı, kanat oyuncusu PABLO MAZZA. O da Rolle gibi Tango diyarından geliyor ve bu seneki en flaş transferleri.
Bu iki isim bu sene takıma katılmış da olsalar, sistemin en önemli parçaları ve Yunan teknik direktör Vergetis’in en büyük kozları.
Takım kurgusuna gelince, adeta bir LANGIRT TAKIMI gibi beraber hareket ediyorlar, gol yeseler de oyun disiplinini kaybetmiyorlar ve savaşçı bir takım.
Ama kaliteli oyuncu sayısı çok az ve kademeli pres yapan takımlar karşısında 3 pası zor buluyorlar. Yukarıda saydığımız 4-5 vasat üstü oyuncuları var ama gerisi bizim ligimizde değil 3 büyükler, Anadolu takımlarında bile direkt oynayacak kapasitede isimler değil!
Deplasmanda, adını Yunan bağımsızlık savaşı öncülerinden komutan Theodoros Kolokotronis’ten alan 7600 kapasiteli Kolokotronis Stadında oynanacak maçta bizi çok zor bir 90 dakika bekliyor ama İstanbul’da, hele de Demba Ba ve Sousa fit şekilde sahada yerlerini alırsa, Beşiktaş‘ın kazanamaması çok büyük sürpriz olur.
Grupta kağıt üstünde en kolay rakip olarak Asteras gözüküyor belki, GS icin de Anderlecht öyleydi ama 1 puanı son dakikada kurtarabildiler.
Muhakkak kazanmamız gereken bir maç ve arzuladığımız gibi biteceğini düşünüyorum.
Ama ilk golü biz yersek, artacak savunma dirençleri ve kompakt savunma anlayışlarının daha da alan daraltarak her geçen dakika artacağını düşünürsek, maçın ilk saniyesinden itibaren son hücummuşcasına ciddiyetle oynayıp, DİKKAT! demek de boynumuzun borcu..