https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

BENİM İÇİN FUTBOL

Okunması Gerekenler

Cuneyt_Dirican (1)Futbolla ilk profesyonel tanışmam babamın beni Ali Sami Yen’de Galatasaray – Altay maçına götürmesi ile başladı. Ve Mustafa Denizli’yi orada tanıdım.

Aklımda kalan en önemli anılardan diğerleri ise, o kadar çok ki…

Rotariu ve Kosecki’nin olduğu 1992 yılında Avrupa Kupaları’nda Ali Sami Yen’de oynadığımız Werder Bremen maçı. Sabah 05.00 sularında kapıda bilet kuyruğuna girdik kardeşimle. O gün İstanbul’un her yerinde hava normal iken Sami Yen’de her yer kar kaplı. Sabahtan beri beklediğimiz için ayakkabılarımız su almış ve donmak üzereyiz. Ah be Rotariu o son dakika golü kaçar mı ? Werder o sene kupayı aldı sayemizde.

gs neuchatelUnutamadığım maçlardan bir tanesi 1988 yılındaki Neuchatel Xamax maçı. Fenerbahçe’yi kuran ağabeylerimiz gibi Saint Joseph Fransız Lisesi’nde bir avuç Galatasaray taraftarıyız. İlk maç 3-0 bitmiş ve Uğur ceza sahasına giriyor ve gooool, ve gol işte. O zamanlar canlı yayın bir tek TRT’de radyoda. Evde dinliyorum maçı. Son iki golde spiker Levent Özçelik “Tanju Tanju, ağlamak istiyorum” derken ben kalpten gitmek üzereyim, yahu gol mu yedik attık mı ? Derken UEFA maçı iptal ediyor kararı geliyor. Saint Joseph’te Grand Quartier’de Türk Müdürümüz rahmetli Gündüz Hoca’nın kapısının önünde yerde bir avuç Galatasaray’lı ağlıyoruz. Petit Quartier Türk Müdürümüz Haluk Baba geliyor, o da hasta Galatasaray’lı, bizleri teselli ediyor. Kanaatimce Galatasaray’ın ve Türk futbolunun kırılma anı o gün, sağolasın Ali Şen Başkan bu arada, minnettarım. Sana da Türk futbolu adına teşekkürler, toprağın bol olsun Jupp Derwall.

Bir diğer maç Rosenborg maçı, yıl 1998. Kardeşim Rosenborg’un İstanbul’da rehberliğini yapmış, bana da maçın tarihini ve iki takımın ismini yazan hatıra tişörtünü hediye etmiş. Hala kullanıyorum, sağlam tişörtmüş.

Ve tabii, Şampiyonlar Ligi’nde grup maçlarına ilk çıkışımız. Manchester United İstanbul’da. Welcome to Sami Yen Hell, hem de ne hell, yeni açıkta alt kattayım, stad yanıyor sandım. 1993 sanki 2000’lerin habercisi gibi.

gs manch2000 yılında Mallorca maçı öncesi Genel Müdür Yardımcımla iddiaya girdim. Eğer yenersek UEFA Kupası’nı alırız dedim, biz kupayı aldık ama söz verdiği makam otosunu bana bir günlüğüne vermedi iddiayı kazanmama rağmen. En büyük pişmanlığımdır Kopenhag’a gitmemek. Taffarel’in mucize kurtarışını hala anlamak mümkün değil. Tabii, tartışılmaz Prekazi’den sonraki en iyi sol ayak,  I Love You Hagi.

R16 Hamburg maçı, elersek o gazla ufukta Kadıköy’de ikinci kez UEFA Kupası finali var. Yarım saatten daha az bir süre kalmış, ne yaptın Bülent Hoca! Niye Lincoln’ü oyundan aldın. 2-0’dan nasıl verdik maçı 2-2 ile.

Olimpiyat Stadı’nın açılış maçı. Ankara’da toplantıdan çıktım, Ulus’tan saat 17.00’de taksi ve sonra uçağa bindim. 20.30’da staddaydım, biletler arkadaşlarda, Levent’ten geldiklerinde ilk yarı bitmişti, saat 22.30’du. Stada yolluk almadan gitmezdik, 5 saat gidiş 7 saat dönüş kolay mı ? Rüzgarın da stada göre ayarlanmamış olması bir başka doğa hatası.

mondiSami Yen’de son sezonumuz, kalede Mondi var. Her devre arasında kapalı sol üst köşeden 5-6 arkadaş bağırırız. “Bir, iki, üççç… Mondi, Mondi….” Döner bize el sallar. Sami Yen’deki ilk tek maçım, 14 sene sonra şampiyonluk geliyor, stadın üstündeki helikoptere bakacağım diye ikinci golü göremiyorum.

Artık Arena’dayız. Geçen sene Juventus maçı. Maç kar nedeni ile iptal edilmiş, TEM tarafında kale arkasından yola çıkıyoruz. Arabalar bir bir kayıyor ve zincirleme trafik kazaları. Kendimizi kenara atmasak biz de karışacağız kazalara. Ertesi gün yine maçtayız. Hava ayaz mı ayaz ellerimiz ceplerimizde. Çare Drogba, o bir efsane bizim için. Sabri Reis’in yokluğu gibi arıyoruz.

Metro’da maça gidiyoruz. Bir anons. “Arkadaşlar zıplamayın raydan çıkacağız.” O gün metro ile son maça gidişim, yahu spor bu, eğlence, keyif. Eziyete, hayatı riske etmeye, kazanmak için saygıyı, spor ruhunu unutmaya ne gerek var. I Love You Luce ne güzel demişti. Bizim oralarda dua sizden farklı edilir diye. Dua eden çiftçi yandaki komşusu gibi bir ineğim iki olsun ister, sizde çiftçi onun bir ineğini al da ikimizin de bir tane olsun eşitlensin der. Evet, rekabet sporun ruhunda var ama iyi olanı alkışlamak, yenilgiyi kabullenmek, Şimşek McQueen’in dediği gibi “alt tarafı bir teneke kutu” diyebilmek bu kadar zor olmamalı.

İşte benim için futbolun küçük bir özeti yukarıda. Sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısı kadar (financial) fair play dolu, futbolu keyif için seyreden bir taraftar kitlesi ile hep beraber daha büyük hedeflere, daha güzel ve sonsuz başarı dolu hikayelere..

cuneyt.dirican@abcspor.com

Son Haberler

AMATÖRCE

Yedigimiz iki gol de olacak iş değil. İlkinde ortada fol yok yumurta yok. Rakibin ne baskısı var ne pozisyonu....

Benzer Konular