Geçtiğimiz günlerde futbol camiasının en güzide isimlerinden biri olan, görüşlerini her zaman dikkatle takip ettiğim sevgili Alp Pehlivan hocamızla birlikte çok keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Alp hocama ve değerli eşine misafirperverlikleri için şahsım adına teşekkürlerimi ve şükranlarımı sunuyorum. Böylesine güzel insanları tanıdıkça bu iş bana çok daha keyif veriyor. İyi ki varsınız.
Gelin şimdi röportajımızın detaylarına bakalım:
Galatasaray ile başlamak istiyorum. Mustafa Denizli tercihini nasıl buluyorsunuz?
Galatasaray öyle bir dönemde hoca değişikliği yaptı ki Hamza hocayla yolların ayrılışından sonra camia tarafından kabul görecek bir ismin gelmesi gerekiyordu bu kabul görecek yerli isimde Mustafa Denizli’ydi. Bence doğru bir tercihti. Galatasaray’ın İtalyan tercihlerinden ağzı yandığı içinde bence Mustafa Denizli, Galatasaray’ın kısa vadede taraftar tarafından kabul görecek tek ismiydi.
Siz bir teknik direktör olarak Mustafa Denizli taktiksel manada beklentilerinizi karşıladı mı?
Mustafa Denizli açısından bakarsak, Mustafa hocanın beklentileri karşılandı mı karşılanmadı mı buna bakmamız gerekiyor. Dışarıdan fotoğrafa baktığımız zaman, Mustafa hocanın kulübün içerisine girdikten sonra sorunların daha da büyük olduğunu ve gün geçtikçe de sorunların arttığını görmesi zaman zaman hocanın da moral motivasyonunun düşmesine neden olduğunu da gördük. Ancak bence alınan mağlubiyetlerden, süper ligde yaşanılan kayıplardan sonra dahi bence Mustafa hoca tam bir lider duruşu sergiledi. Lider ezik olmaz olursa da ondan lider olmaz. Bu nedenle de Mustafa hocanın hemen hemen her basın toplantısını takip ediyorum ve ben en çok Mustafa hocanın takım kaybettiği zaman, futbolculara bireysel protestolar yapıldığı zaman dahi yaptığı açıklamalar bence örnek alınması gereken açıklamalardır.
Sezon sonu ya da sezon içerinde Mustafa Denizli’yle yollar ayrılır mı?
Ben sezon sonunda sanki Mustafa Denizli’nin Galatasaray’dan ayrılma ihtimalinin kalma ihtimalinden daha fazla olduğunu düşünüyorum.
Burak Yılmaz’ın gidişini nasıl yorumlarsınız?
Galatasaray’a geldikten sonra gol krallığı, şampiyonluklar yaşadı, şampiyonlar liginde güzel maçlar çıkarttı, sevinçler yaşattı ama her şeyin bir sonu olduğu gibi futbol hayatının da bir sonu var. Burak Yılmaz’ın son lig maçında kaçırdığı gol sonrası ıslıklanması, seyirciyle yaşadığı sıkıntı fazla büyümedi ama yaşanılan karşılıklı diyaloglardan sonra ben bu nikâhın düştüğünü söylemiştim.
Mali kriterleri tutturmak açısından kasasına 6.000.000 Euro gibi meblağ koydu. Burak içinde kariyerinin son veya sondan önceki transferiydi bu. 8.000.000 Euro gibi yıllık kazanç Türkiye’de veya dünyada Çin dışında kazanamazsınız. Ben her iki taraf içinde bu ayrılığın hayırlı oldu kanaatindeyim.
Burak Yılmaz için 8.000.000 Euro az bir meblağ değil mi?
Evet, Burak Yılmaz’ın bonservisi için az bir meblağ çünkü emsal oyuncuların ederlerine baktığımız zaman Burak Yılmaz’ın sanki Galatasaray kulübü için daha cazip edici bir rakam karşılığında Çin’e transfer olması gerekirdi.
Oyuncularla devam edersek Sneijder ve Podolski için neler söylemek istersiniz? Transfer dönemlerinde ayrılacaklarına dair birçok haber çıktı özellikle Çin pazarının kendilerine teklifler sunduklarıyla ilgili. Özellikle Sneijder’in Galatasaray’da misyonunu tamamladığını düşünüyor musunuz?
Ben Podolski’nin takımdan ayrılacaksa eğer bunun Galatasaray içn çok büyük bir kayıp yaratacağını asla zannetmiyorum. Ancak Sneijder biraz daha Galatasaray taraftarı ve camiasıyla bütünleşmiş, liderlik vasfı olan, biraz daha oynadığı futbolla saha içinde fark yaratabilen, skoru değiştirebilen futbolcu olduğu için Galatasaray’da Sneijder’in önümüzdeki sezonlarda gitmesinin Galatasaray’a daha büyük kayıplar yaşatacağı kanaatindeyim.
Eğer Podolski ederinin üstünde bir fiyat verilecekse gitmesinde hiçbir sakınca görmüyorum yani iyileşip dönen Sinan Gümüş’ün, Galatasaray için hem Podolski’nin gidişiyle hem de Sinan’ın forma buluşuyla kazançlı olacaktır.
Dursun Özbek için neler söylersiniz. Şu periyota kadar sayın başkan sizce nasıl bir başkanlık profili sergiledi?
Dursun Özbek, Duygun Yarsuvat’tan sonra başka bir ‘başkan profili’ olduğunu düşünüyordum ama bu başkan profilinin de hiçbir kesime negatif geldiğini de düşünmüyorum. Eleştiriler aldı belki de yanındaki ekibiyle birlikte futbolu ve futbol ailesinin mekanizmasının işleyişini bilmediği yönünde eleştiriler aslına yapılan icraatlar da eleştiriler getirilmesine neden oldu;
- Futbolcu transfer edildi – Lisansı yetişmedi
- Ezeli rakibinizin başkanı açıklamalara yaptı verilen açıklamalardaki tespitlerde yanlışlıklar yapıldı,
Büyük fotoğrafa baktığımızda evet Dursun Özbek şuanda iddialı açıklamalar yapıyor. UEFA’ya gelir gider dengesini 10.000.000 Euro’ya kadar indirebileceğini söylüyor buda Galatasaray’ın bana göre her zaman hedefi şampiyonluk olsa da bu saatten sonra fotoğrafa reel bakması gerektiği kanaatindeyim. Galatasaray bu sezonu kayıp olarak görüp önümüzdeki sezonlara daha sağlıklı, ekonomik yönden daha güçlü bir Galatasaray olarak hamle yapması gerekir.
Galatasaray başkanı elbette eleştirilecekti çünkü tribündeki taraftar adınız Galatasaray’sa hem şampiyonluk bekler ikincilik hiçbir zaman başarı değildir. Ben başkanın duruşunun şuan itibariyle iyi olduğunu düşünüyorum ‘tek bilek tek yürek’ kampanyası da beklenenin üstüne çıktı Dursun Özbek buradan da gelir sağlayarak biraz daha ekonomik olarak rahatlamak istiyor.
UEFA’dan gelebilecek ceza için neler söylersiniz? Zira 1+1 men cezası gelirse bu Galatasaray’ı maddi olarak da sekteye uğratacaktır.
Kesinlikle katılıyorum. Yapılan açıklamalara baktığımızda 1+1’in 1 yılı cepte diğerini nasıl bertaraf ederiz onun peşindeler. Öyle olduğu içinde Galatasaray’ın önünde iki tane reel hedef var;
- Ziraat Türkiye Kupasını kazanıp borcu kapatmak
- Ligi 3. Sırada bitirmenin hesaplarını yapmak.
Fenerbahçe ile devam edelim. Vitor Perreira’yı samimi buluyor musunuz?
İlk geldiğinde açıkçası ben Perreira’yı çok samimi bulmadım ama gün geçtikçe Perreira bize alıştı biz ona alıştık biraz daha sanki içimizden biri olmaya başladı. Bu sürecin bu şekilde ilerlemesini de Perreira’nın yaptığı açıklamalar belirledi.
Perreira’nın yaptığı açıklamalarda önde oynayacağız, baskı yapacağız dedi tam tersi defans oynayan, bulursa 1 gol atan Fenerbahçe görünce karşısında Fenerbahçeli taraftarların tepkisini çekti.
Basın toplantılarında yaptığı açıklamalar sanki muhteşem performans sergilemiş bir Fenerbahçe’ydi. Bütün basın mensuplarının kafasında da acaba biz başka bir maçı mı izledik derken, Perreira’nın sanki bizim futbol bilgimizi küçümsediğini, zaman zaman da alay ettiği izlenimini yarattı ama birbirimize alıştık artık. Bundan sonraki süreçte Perreira’nın yaptığı açıklamalar bize itici gelmemeye başladı, Fenerbahçe’nin biraz daha pozitif futbol oynaması da bu süreci tetikledi. Bu nedenle şuan Perreira içinde, Fenerbahçe içinde, taraftar içinde işler iyi gidiyor.
Vitor Perreira’nın Van Persie olayını iyi yönettiği kanaatinde misiniz?
Ben Perreira’nın bu süreci çok iyi yönettiği kanaatindeyim. Ben bu olayda Van Persie’nin kabullenmediğini düşünüyorum. Van Persie’yi yerli bir teknik adamın kolay kolay kulübede oturtamayacağını da düşünmüyorum. Perreira’yı bu yönden dolayı takdir ediyorum. Doğrusuyla eğrisiyle Vitor Perreira kendi bildiğini yaptı ve yapıyor.
Van Persie’yi yedekte oturttu oyuna soktu, Fernandao’yu yedekte oturttu oyuna soktu baktığımız zaman ikisi direkt ya da daha sonradan oyuna girip gol attılar. Perreira bence bu baskılardan etkilenmedi, düşünmedi, kulak arkası etti, bildiğini yaptı ve doğruda yaptı. Eğer teknik adam olarak bildiğinizi yapıyorsunuz ve bununda getirisi sportif başarıysa o zaman en iyi hoca sizsiniz demektir.
Van Persie oturur mu algısından yola çıkarsak o zaman Fenerbahçe hangi taktiksek düzende oynamalı da bu baskı en aza inmeli. Ben Fenerbahçe’nin Van Persie ’den gerekli düzeyde istifade edemediğini düşünüyorum. Buradan yola çıkarsak Fenerbahçe’nin oyun formasyonu hakkında neler söylemek istersiniz?
Van Persie’nin Fenerbahçe’de veriminin artması için öncelikle olarak yanındaki figürlerin farklı özelliklerde olması gerekiyor. Van Persie ‘den mücadele edip, çabalarıyla pozisyon yaratmasını bekleyemezsiniz. Van Persie asist edilmesi gereken bir oyundur bunu da kanatlardan gelen toplarla, merkezden gelen toplarla yapmanız lazım. Baktığımız zaman kanatta Nani var, Nani’nin ben Van Persie’yi çok da iyi asist ettiğini düşünmüyorum.
Van Persie kendi bireysel yetenekleriyle ön plana çıkıp, golü hep kendisi atması gerektiğini düşünen ve paylaşması bir oyuncu olmadığını da biliyoruz. Fenerbahçe’de Diego’nun haricinde merkezden hücumu organize edecek ikinci isim yok. Diego’nun da ne kadar organize ettiği tartışılır. Volkan Şen oynadığı zaman Van Persie biraz daha istediği topları alıyor görüntüsü var. Eğer Van Persie’nin futbol karakteriyle örtüşecek figürler yanında olursa Van Persie’nin verimi artacaktır ama bu sistemde Fernandao etkili oluyorsa Fernandao oynayacaktır.
Bu tespitlerinizden de Fenerbahçe’nin kadro mühendisliğinde hata yaptığı anlaşıyor katılır mısınız?
Kesinlikle katılırım. Bir teknik adam takımın başına sezon başında gelir ve transfer içinde kendisine bütçe verilir ki Perreira ’ya geniş bir bütçe verildi bu bütçede Fenerbahçe tarihinde hiçbir teknik adama verilmedi. Vitor Perreira – Terraneo ile birlikte bu kadronun mühendisliğini kendileri yaptı ve kimseye de bu konuda şikâyet etmeye hakları yok. Bence yanlış bir kadro mühendisliği yapıldı özellikle orta saha bölgesinden birbirleriyle çok örtüşen, aynı karakteristik özelliğe sahip oyuncular transfer edildi. Yıldız transferler yapıldı, bu yıldız oyuncuları parlatacak, ön plana çıkartacak oyun formatı ve oynayacak oyuncu transferi yaşanmadı.
Fenerbahçe takımında sizce en büyük eksiklik nedir?
Oyuncu bir Perreira transfer etmeliydi Fenerbahçe bu ara transferde. Yani sahanın içinde Perreira olmalıydı. Bu isim Perreira gibi düşünecek, hücum kalitesini, hücum organizasyonunu yapabilecek, oyun felsefesini saha içinde hissettirebilecek, uygulatabilecek oyuncuya ihtiyacı vardı Fenerbahçe’nin. Böyle bir oyuncunun maliyeti yüksek olabilirdi ama 70.000.000 Euro transfer yapmış Fenerbahçe’nin bunu da tolere edebileceğini düşünüyordum.
Fenerbahçe takımından beklentilerinizi karşılayan isim veya isimler kimler?
Mehmet Topal ve Gökhan Gönül..
Beşiktaş ile devam edelim. Bu sezon itibariyle Şenol Güneş’in takıma gelişiyle birlikte farklı bir hava yakaladı Beşiktaş bu doğrultuda yoluna emin adımlarla devam ediyor. Gelinen süreç itibariyle Beşiktaş’ı nasıl buluyorsunuz?
Şenol Güneş bence kariyerinin en önemli son 2 sezonunu yaşıyor. Bu sezonların ilkini geçtiğimiz sezon Bursaspor’da yaşadı. Hem oynattığı oyunla hem de parlattığı oyuncularla bunu gördük. İkincisiyse Beşiktaş’la yaşadığı bu sezon. Her teknik adamın hayalidir 3 büyüklerden birinde şampiyonluk yaşamak Şenol hocada bu hayalini gerçekleştirmek açısından bence çok büyük bir yolu geride bıraktı. Bu yolda hem görsel açıdan hem de skorlar açısından izleyicileri tatmin ettiğini düşünüyorum. Muhakkak futbol takımında zaman zaman sallanmalar olacaktır ama bu sallanmalar Beşiktaş takımında çok çabuk çözüme kavuşuyor bunda da tabi ki Şenol hocanın payı çok büyük. Şenol Güneş’in arkasındaki yönetimin hocaya verdiği destekte süreç itibariyle çok önemli, oyuncularıyla ikili ilişikleri çok önemli bence her ikisi de muazzam bir şekilde devam ediyor.
Fikret Orman için neler söylersiniz?
Feda yılında geldi beğenilir, beğenilmez mutlaka eksik, hatalı yönleri vardır olacaktır da bu hatalar tecrübe kazandıkça azalacaktır. Fikret Orman stadı bitirip, bu sezonda şampiyon olursa Süleyman Seba’dan sonra tarihe geçecek en önemli 2. Başkan adayıdır.
Slaven Bılıc dönemiyle kıyasladığınızda şuan itibarıyla beklentilerinizi karşılayan isim kim?
Kesinlikle Oğuzhan Özyakup. Slaven Bilic dönemimde bu kadar etkili değildi. Takımın skor ve oyun üzerinde katkısı bu kadar fazla değildi. Şenol hocayla birlikte sahip olduğu yeteneklerini ön plana çıkarmaya devam ediyor.
Gökhan Töre için neler söylemek istersiniz? Şuan Beşiktaş’ta bir maestro görüntüsü içerisinde. Bir teknik adam olarak sizin perspektifinizden Gökhan Töre’yi bizlere anlatır mısınız?
Enteresan bir futbol karakteri olduğunu düşünüyorum. Gökhan Töre’nin futbolundan çok karakterine inmek gerekiyor. Şenol hocanın eğitimci kimliğiyle Gökhan Töre ’ye yaklaşımının ben çok daha iyi olduğunu düşünüyorum. Gökhan Töre oynadığı futbolla, aldığı geri bildirimlerle bunu fazlasıyla gösteriyor.
Gökhan Töre ile Şenol hocanın baktığımız zaman iyi anlaştığını, iyi diyalog kurduğunu görüyoruz. İyi diyaloglar performans olarak sahada hem Şenol hocaya, hem Gökhan’a, hem de Beşiktaş camiasına pozitif yansıdığını görüyoruz.
Boyko transferi için tespitleriniz neler?
Yapılması gereken transferdi. Her ne kadar Ziraat Türkiye Kupasında frikikten ve boşa çıkarak yediği goller olsa da ben Beşiktaş’ın kaleci problemini çözdüğü kanaatindeyim.
Spor Toto Süper Ligde gerek üst sıralar gerekse alt sıralar kaynamaya başladı. Bu potta yer alan takımlarımız hakkında görüşleriniz nelerdir?
Ligin özellikle dibindeki Mersin İdman Yurdu, Sivasspor, Gençlerbirliği aldıkları son hafta galibiyetlerle en azından lige erken havlu atmadıkları için ligin havasını arttırdıklarını düşünüyorum.
Ligin zirvesinde de özellikle 3. Ve 4.’lük mücadelesi için Medipol Başakşehir, Akhisar Belediye, Torku Konyaspor ve Kasımpaşa sporunda lige hem keyif hem de renk kattığını düşünüyorum. Bu takımların sayısı arttıkça muhakkak ki şampiyonların önümüzdeki dönemlerde isimleri de değişecektir.
Milli takımımız için neler söylersiniz? İmkânsızı başardılar ki benim Sayın Fatih hocamıza ve oyuncularımıza inancım tamdı. Süreç itibariyle nasıl yorumlarsınız?
Kötü başlamıştık grup maçlarına ve iyi bitirdik öyle iyi bitirdik ki biz play-off oynamayı hesap ederken bir andan en iyi 3.olarak direkt Fransa’ya gittik. Ben Fransa’ya renk katacağımız kanaatindeyim. İnşallah senin düşündüğün gibi olur Kaan ve Yarı Final oynarız. Ne kadar uzun süre orada kalırsak hem oyuncularımız için hem de ülke futbolumuz için iyi olur.
Son olarak süper ligde şampiyon kim olur?
Beşiktaş için Trabzonspor karşılaşması çok önemli. Beşiktaş, Trabzonspor maçında cebine 3 puanı koyarsa şampiyonluğa daha yakın taraf olur. Ben şampiyonluk şansının %60 Beşiktaş %40 Fenerbahçe’ye yakın olduğunu düşünüyorum.
Not: Sevgili Alp Pehlivan hocamızla bu röportajımızı Lazio – Galatasaray maçından önce gerçekleştirdik.
Saygılarımla…
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
Mail : kaan.ilhan@abcspor.com
Twitter : @sinyorrkaan