Bana bu yazıyı yazdırtan Paris’te 2 gün önce 5’nci Olimpiyat altınını kazanarak dünya tarihine geçen Kübalı güreşçi Mijain Lopez Nunez olsa da yazının kahramanı o değil, Alenxandr Karelin.
Rus efsane, 3 Olimpiyat altını ve 1 gümüş yanında, 9 kez Dünya ve 12 kez Avrupa Şampiyonu apoleti ile güreş tarihinin en önemli 2-3 isminden biri dersek abartmış olmayız..
Ağır sıklet grekoromenci, 1988-92-96 zaferleri sonrası, 2000 senesinde 33 yaşında çıktığı finalde Amerikalı rakibi Rulon Gardner’a 1-0 yenilerek güreşe veda etmişti.
Keşke, minderde kurduğu bu büyük hanedanlık, 4’ncü Olimpiyat Şampiyonluğu ile noktalanıp, tarihteki “4 Olimpiyat Altını kazanan ilk güreşçi” olabilseydi.
13 sene boyunca hiçbir maçı kaybetmediğini ve hatta 6 sene boyunca rakiplerine puan bile vermediğini de not düşelim “Alexander the Great” lakaplı efsane güreşçinin.
Karelin, mindere attığı imzası olan, ters künde ya da bel kündesi olarak tercüme edebileceğimiz, “The Karelin Lift” hareketi ile ismini güreş tarihine yazdırmıştı.
Alexander the Great dedik ama, The Russian Bear (Rus ayısı) ve The Experiment (Deney) de onla özdeşleşmiş diğer lakapları..
Herkes 3-4 kg. aralığında dünyaya gelirken, 1967 yılında, SSCB’nin Novosibirsk kentinde, gözlerini 7 kg. olarak açtı Karelin. Aslında daha doğduğunda, güce dayalı bir sporun efsanesi olacağını tahmin etmek güç değildi.
14 yaşına geldiğinde sahip olduğu fiziki ölçülerle, Sovyetlerin o yıllardaki meşhur güreş antrenörü Viktor Mikhailovich Kuznetsov’un radarına girmiş ve yetenek avcısının ellerinde, yıllar içinde yenilmez bir güreş efsanesine dönüşmüştü.
Ama fiziki artılar ne kadar fazla, yetenek ve güç zirvede de olsa, başarının ilk 3 temel prensibi değişmez: çalışmak-çalışmak ve daha çok çalışmak !!.
Bu dönüşüm kolay oldu sanılmamalı. Gerçek anlamda piyasaya çıktığı 1987’ye dek, vücudunda kırılmadık kemik kalmamasının (8 kez kaburgaları, 2 kez eli, 1 kez de bacağı) yanı sıra, defalarca geçirdiği beyin sarsıntıları da hayatının bir rutini olmuştu.
Ve 1987’ye geldiğimizde, SSCB Şampiyonası’nda, Dünya ve Avrupa şampiyonu Igor Rostorosky’ye ilk resmi büyükler maçında kaybettikten sonra “Deney” tamamlanmış ve Karelin artık tarihe geçmeye hazırdı. Ve bu tarihe geçiş öyle bir istatistik yarattı ki, Karelin 13 sene boyunca 887 maç üst üste, güreştiği hiçbir platformda kaybetmediği gibi 6 sene boyunca rakiplerine puan bile vermedi.
Onu “O” yapan müsabakalardan biri, Dünya Şampiyonu etiketli İsveçli rakibi Thomas Johansson ile 1992 Barcelona Yaz Olimpiyatlarındaki finaliydi. Sadece 2 dakika ve “kedi-fare oyunu gibi” süren final karşılaşması, meşhur “Karelin Kündesi” hareketi ile gelen tuşla bitmişti. Rakibinin o ana kadar kariyerinde tam 20 şampiyonluğu vardı!
Yazının başında da belirtiğimiz gibi; keşke, minderde kurduğu bu büyük hanedanlık, 4’ncü Olimpiyat Şampiyonluğu ile noktalansa ve tarihteki “4 Olimpiyat Altını kazanan ilk güreşçi” olarak kapanışı yapabilseydi.
** Sonrasında, Rus Ayısı’nı elde edemediği, güreşte imkansız görülen, 4 kez üst üste Olimpiyat altınını kazanma başarısı, Japon Kaori Icho’ya (2004-08-12 ve 16) nasip oldu. Icho’nun bu başarısı aynı zamanda tarihteki tüm kadın olimpiyat sporcuları için de bir ilkti. Hemen hemen ayni dönemde Kübalı efsane güreşçi Mijain Lopez de (2008-12-16-20-24) 5 kez üst üste olimpiyat şampiyonu olmayı başararak imkansızı daha da imkansız hale getirmişti.
Bu arada Lopez’in kırdığı bu rekor; arka arkaya dört olimpiyat altın madalyası kazanan 6 sporcuyu geride bırakmış olması sebebiyle de bir ilkti. O ana kadar, olimpiyatlarda sadece farklı disiplinlerde 5 ayrı olimpiyatta kazanan sporcular varken, Lopez ayni disiplini 5 kez kazanan dünya tarihindeki ilk sporcu oldu.
Karelin’e dönersek; kimileri tekniğine burun kıvırıp beğenmedi, kimileri sadece o doğuştan gelen tanrı vergisi fiziki gücü ile kazandığını düşündü. Kimileri ise yenilmezliğinin altında spor dışı, doping gibi sebepler aradı.
Film mutlu son ile bitmese de, bir güreş efsanesi, Karelin diye bir yenilmez geçti dünya minderlerinden..
Bu arada bu karşılaştırma hep yapılır. Benim de nacizane görüşüm; Lopez’in Olimpiyat tarihinin en iyi güreşçisi olduğu ama 1987’den bugüne, “son maçı öncesi” 887 maç üst üste kazanan Karelin’in de dünya tarihinin en iyisi olduğu yönünde..
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: burak.belgen@abcspor.com
twitter: @BurakBelgen