Şampiyon olduktan 3 gün sonra yollanan Oğuz-Aykutlar, heykeli dikilip onore ama sıvası kurumadan da sınır dışı edilen Alex’ler, 5 ana spor dalının 5’inde de şampiyon olup akabinde yaşanan 3 Temmuz safsatası ve de son olarak tarihteki ilk Final Four ve bu güçlü sponsor ile devamı gelecek derken bir anda biten FB – Ülker basketbol evliliği..
Gelelim Fenerbahçe 2015/16’ya ve gerekli takviyelere… Geçen yazımda uzun uzun belirtmiş ve 1’er adet 1 ile 5 numaralar transferin olmazsa olmazı, mümkünse 2-3 oynayabilen savunması kuvvetli bir oyuncu ile Bjelica NBA’in yolunu tutarsa yerine 4 numara takviyesi demiştik.
Bugünkü konumuz 1 numara yani oyun kurucu mevkii…
Sarı-lacivertlilerin oyun kurucu transferi yapacağı malumun ilanı ama kimi getirecekleri, hem yerel hem de Avrupa basınında papatya falına dönmüş durumda…
NBA’den Calathes mi, Olympiakos’dan Sloukas mi ( Atina’da kaldığı söyleniyor), Barça’dan Huertas mi, CSKA Moskova’dan her sene transfer döneminde ısıtılıp ısıtılıp getirilen Teodosic mi derken, bir anda yörüngeye Aaron Jackson ismi de girmeye başladı.
Geçen ay 6 Mayıs’da 29 yaşına giren Amerikalı oyuncunun NBA kariyeri yok. Kolej kariyeri de birçok kişinin ismini bile bilmediği Pitssburg/Duquesne Üniversitesi ile sınırlı.
Basketbolseverler hatırlayacaktır, yolu 2009-10 senesinde ülkemizden, Antalyaspor ile de geçmişti. İlk başlarda ilk yurt dışı macerasında biraz bocalamış ama zamanla ritme girerek, sezonu hiç de kötü olmayacak şekilde 15.2 sayı, 4.9 ribaund ve 4 asist ortalamaları ile bitirmişti.
Daha sonra Virtus Bologna ile İtalya, Bilbao Basket ile İspanya derken, soluğu 2012’de CSKA Moskova’da almıştı.
Sezon başı kuyruğuna teneke bağlanan ama sakatlanınca değeri daha bir anlaşılan Ricky Hickman gibi delici özelliğe sahip, top baskı yapan ve yapmakla kalmayıp epey de top çalan, ondan artısı olarak da ‘oyun kurucu gibi oyun kurucu’ sıfatına uyan bir isim.
Sonuçta artık Ülker birlikteliği de yok ve yeni sponsor olacak mı, olursa da bütçe aynı kalacak mı soru işaretlerini de göz önüne alırsak, alınacak oyuncunun kalitesi kadar hatta belki daha da fazla ‘maliyeti de’ önem taşıyor!
Kısaca bugüne dek nasılsa Ülker verdikçe veriyor diye, önüne geleni yüksek kontratların yanında, azımsanmayacak bonservislerle kadrosuna kattı sarı lacivertliler ama bu sezon ayaklarını daha bi yorganına göre uzatma zorunlulukları var.
Jackson’un Euroleague istatistikleri de kimseyi yanıltmasın, çünkü CSKA’da top ve süre paylaşımı dağıldığı ve kısası-uzunu epey şutör oyuncu olduğu için düşük denebilir.
Ona rağmen bir point guard özelinde, 20 dakika civarı bir süre için; 7.2 sayı, 3.1 asist ve 2.4 ribaund’luk veriler de dudak bükülecek rakamlar değil diye düşünüyorum.
Fazla uzatmadan, gelirse kulüp tarihin en iyi transferi olmaz ama bence Zisis’ten de, Hickman’dan da, açık ara olmasa da daha iyi bir hamle olacağı kanaatindeyim.
Düz mantık bakkal hesabı ile benim ilk tercihim olan Calathes ya da Teodosic’e 3 Milyon Euro verip pivot alınmayacaksa, aynı rakama hem 1 hem 5 numaraları çıkartmak çok daha doğru bir hamle olacaktır. Yani elindeki bonservisi ve çok yüksek olmayan maliyeti ile, ismi dedikodu kazanında geçen guardlar içinde oklar; ilk olarak Aaron Jackson’u gösteriyor gibi !
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail : burak.belgen@abcspor.com
twitter : BurakBelgen72