https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

SÜRPRİZ OLMADI AMA OLABİLİRDİ

Okunması Gerekenler

Ya Fenerbahçe’lisinizdir ya da Fenerbahçe düşmanı..

Şimdi belki derbi bu falan diyeceksiniz ama Fenerbahçe’ye karşı vur-kır-parçalacı hocalar kervanına Deli İbrahim’den sonra Serdar Topraktepe de katılmış. 2.dakikadaki serbest vuruşun 3 dakikada kullanılmasından ne kadar bilindikleri belliydi, ardından Necip sarı kart gördü, İsmail sakatlandı, Al Musrati de kırmızı kart gördü. Liderden 43 puan fark yemiş takım bu mu dedirtti..

Neyse maçın başına döneyim, Fenerbahçe bildiğimiz kadrosuyla çıktı maça, Dzeko kesik yemişti, taktik gereği de olabilir, form durumuyla alakalı da olabilir, otoriteyi eleştiriden de olabilir..

Fenerbahçe bildiğimiz oyun düzeniyle de başladı, önde pres, soldan atak, ilk 20 dakikada Osayi’nin adını bile duymadık.

Bu baskı da Fenerbahçe iki kez gole yaklaşırken kalesinde hiç tehlike görmedi. Fenerbahçe tamamen maçın hakimiydi ama orta sahasını sert ve dirençli Beşiktaş kolay teslim olacak gibi durmuyordu, maç çok şeye gebeyim diyordu. Özellikle de İsmail’in sakatlanması sanıyorum çok kişiyi endişelendirmiştir Fenerbahçe camiasında..

Krunic’i oyuna almak için İsmail Kartal iki oyuncu birden değiştirdi. Becao da çıktı ve Çağlar oyuna dahil oldu. Fred 6 oynardı, Mert Hakan’ı oyuna alsan Krunic-Szymanski değişikliği için bir süre beklesen daha iyi olmaz mı? Defansın bel kemiği ve orta saha savunmasının bel kemiğini aynı anda kaybetmek bence daha riskli..

Ama işte hoca şansı, Al Musrati aptalca bir faulden oyundan atıldı ve Beşiktaş defansının dengesi de bozuldu ve Fred’in attığı defans arkası topunda Batsuhayi Fenerbahçe’yi öne geçirdi..

Şutu yok, sürati yok, çalımı yok denilen Tadić yine beynini konuşturdu ve öyle bir göğüs pası attı ki Batsuhayi’ye, pes dedirtti..

Golden sonra Beşiktaş mücadeleyi bırakmadı, Fenerbahçe’ye kalan dakikalarda gol şansı vermediği gibi hücum etmeye de çalıştılar, ilk yarıda golden sonraki dakikalardaki Fenerbahçe performansını da beğenmedim, o moralle orta sahada daha agresif bir oyun ortaya koymasını beklerdim, Necip tarafını da yıpratmalarını beklerdim ama o enerjiyi göremedim, bir tek Krunic’e bağlamak istemiyorum ama o da orta sahayı düşürdü, net. Musrati’nin oyundan atılması sahadaki oyuncu sayısını eşitledi..

İkinci 45 dakika Beşiktaş’ın ilk köşe vuruşu ve Livaković’in müthiş kurtarışıyla başlayınca yine ilginç bir derbi olacak dedim kendi adıma ama Fenerbahçe ön alan presini artırınca Beşiktaş oyunu tamamen kendi yarı alanında oynamak zorunda kaldı.

Fenerbahçe ise her zaman yaptığı şeyleri deneyerek gol aramaya devam etti. Bir sağdan, bir soldan sürekli ikiye birler, içeri adam kaçırma.

Bu uzun deneyişler de sezonun en iyi çıkış yapan oyuncusu İrfan Can klas bir golle takımını rahatlattı ama ziyadesiyle bir rahatlık hakim oldu, 1 saattir 10 kişi mücadele eden takım ciddi ciddi gol aramaya başladı ve 84.dakikada da golü buldu..

Skoru 2-0 yapmışsın, rakibin kalitesi senin altında, 3 atmana gerek yok. Bu saatten sonra skoru nasıl tutarım dersin, kart cezası sınırındaki oyuncularına bakarsın, aman sakatlık olmasın dersin, İsmail Kartal Batsuhayi-Dzeko değişikliğini yeterli buldu çünkü show peşinde. Maç öncesi Batsuhayi tercihi tuttu ya? Onu alkışlatacak, Dzeko’nun gönlünü alacak falan filan. Saçma sapan işler. Koşamayan Dzeko’nun ne işi var artık sahada? Maç boyunca girdiği 9 ikili mücadelenin sadece 3’ünü kazanan Rade Krunic’in işinin olmadığı gibi.

Ben maç yazısı yazsam ufaktan iyi olur ölünün dirildiği nerede görülmüş derken İsmail Kartal ölüyü diriltti, sezonun özeti gibiydi teknik ekip performansı olarak, utanç verici son 10 dakika olmuştur diye düşünüyorum Fenerbahçeliler adına, sürpriz olmadı ama olabilirdi.

mail: bruno.monte@abcspor.com

twitter: @BrunoMonte1907

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

EUROLEAGUE’İN YENİ YÜZÜ, YÜKSELEN DEĞERİ PARİS BASKETBOL

Geçen sezonun EuroCup şampiyonu Paris Basketbol, ilk Euroleague sezonunda ne yapacak herkesce soru işareti idi. T.J. Shorts gibi çok kısa...

Benzer Konular